92406 kayıt bulundu.
1. isim , isim , isim , isim , Saygısız olma durumu, hürmetsizlik
2. Saygısızca davranış, hürmetsizlik
1. Gelgelelim dil saygısızlığına aklım ermiyor.
1. Gelgelelim dil saygısızlığına aklım ermiyor.
1. saygısızca davranışta bulunmak veya söz sarf etmek
1. Evlerine gelen misafire saygısızlık etmek törelerinde yoktu.
1. Evlerine gelen misafire saygısızlık etmek törelerinde yoktu.
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Bağrış, çığlık
1. Bu anda bir kâbustan uyanmak ister gibi ufak bir sayha çıkardı ve donup kaldı.
1. Bu anda bir kâbustan uyanmak ister gibi ufak bir sayha çıkardı ve donup kaldı.
Lisan : Arapça ṣayḥa
sayı boncuğu, sayı farkı, sayı göstergesi, sayı levhası, sayı sıfatı, abstre sayı, artı sayı, asal sayı, banko sayı, çift sayı, doğal sayı, eksi sayı, gerçek sayı, karmaşık sayı, katsayı, kesirli sayı, negatif sayı, ondalık sayı, özel sayı, pozitif sayı, rasyonel sayı, sanal sayı, sınırlı sayı, sınırsız sayı, soyut sayı, tam sayı, tek sayı, toparlak sayı, tüm sayı, yeter sayı, yuvarlak sayı, atom sayısı, baskı sayısı, eleman sayısı, pi sayısı, servis sayısı, taşıma sayısı, topluluk sayısı, üye tam sayısı, ardışık sayılar, asıl sayılar, ortak ölçülmez sayılar, temel sayılar, sayma sayıları
1. isim , isim , matematik , matematik , isim , isim , matematik , matematik , Sayma, ölçme, tartma vb. işlerin sonunda bulunan birimlerin kaç olduğunu bildiren söz, adet
1. Bir, beş, yüz, birer sayıdır.
1. Bir, beş, yüz, birer sayıdır.
2. Gazete, dergi vb. sürekli yayınların bir bütün oluşturan, değişik tarih, numara taşıyan baskılarından her biri, nüsha
1. Derginin son sayısında yer alan yazıların tamamını okudum.
1. Derginin son sayısında yer alan yazıların tamamını okudum.
3. spor , spor , spor , spor , Bir spor karşılaşmasında taraflardan her birinin başarı derecesini gösteren nicelik, skor
1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Yaygın, yayılmış (söz veya haber)
2. Bir şeyin her noktasıyla ilgisi bulunan (pay)
Lisan : Arapça şāyiʿ
Telaffuz : şa:yi:
1. isim , isim , matematik , matematik , isim , isim , matematik , matematik , Basit sayma ve hesap işleri yapmakta kullanılan, her teline onar boncuk geçirilmiş hesap aracı, çörkü, abaküs
1. isim , isim , spor , spor , isim , isim , spor , spor , Futbol vb. karşılaşmalarda bir takımın elde ettiği sayıların, karşı takımın elde ettiklerine oranlanmasıyla bulunan sayı, averaj
1. isim , isim , isim , isim , Sayıları veya sayı durumunu gösteren levha, sayı levhası
1. bir spor yarışmasında bir sporcu veya takımın kazandığı sayı bakımından
1. Sayı hesabıyla bir galibiyeti bile öpüp de başımıza koyacaktık.
1. Sayı hesabıyla bir galibiyeti bile öpüp de başımıza koyacaktık.
1. isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , Adı sayı kavramı bakımından belirten sıfat
1. Beş gün. Yarım yumurta.
1. Beş gün. Yarım yumurta.
hisseişayia
1. isim , isim , isim , isim , Yayılmış haber, yaygın söylenti, duyultu
1. Hava arada bir bu hâle bir panik niteliği veren korkunç şayialarla dolup boşalıyordu.
1. Hava arada bir bu hâle bir panik niteliği veren korkunç şayialarla dolup boşalıyordu.
Lisan : Arapça şāyiʿa
Telaffuz : şa:yia
1. zarf , zarf , zarf , zarf , Sayı bakımından, adetçe, adedî
1. Tiyatrolar sayıca arttı, bunun sonucu seyirci sayısında da artma oldu.
1. Tiyatrolar sayıca arttı, bunun sonucu seyirci sayısında da artma oldu.
Telaffuz : sayı'ca
1. isim , isim , tarih , tarih , isim , isim , tarih , tarih , Vergi almak için hayvan sayımı yapan kimse
1. isim , isim , isim , isim , Sayıklamak işi
1. Ne kadar korktuk bilseniz diyordu, sayıklamanızı öteki odadan işitiyorduk.
1. Ne kadar korktuk bilseniz diyordu, sayıklamanızı öteki odadan işitiyorduk.
1. -i , -i , -i , -i , Uykuda veya bir hastalığın verdiği dalgınlık sırasında anlamsız, tutarsız sözler söylemek
1. Bu onun ilacı, tılsımı gibi bir şey. Onları sayıklayınca iyileşiyor.
1. Bu onun ilacı, tılsımı gibi bir şey. Onları sayıklayınca iyileşiyor.
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , İstediği, özlediği bir şeyden sürekli söz etmek
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Sayılma ihtimali veya imkânı bulunmak, addedilebilmek
1. Kapalı çarşı zevkine göre alafranga sayılabilecek bir entari giymişti.
1. Kapalı çarşı zevkine göre alafranga sayılabilecek bir entari giymişti.
1. -i , -i , -i , -i , Nesnelerin veya olayların niceliğini rakamlarla belirtmek
sayılı fırtına
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Herhangi bir sayısı olan
1. 2876 sayılı Kanun.
1. 2876 sayılı Kanun.
2. Sayısı belli olan, sayılmış olan
1. Alelhusus öyle ufak tefek âdetleri, sayılı, hesaplı şeyleri hiç sevmez.
1. Alelhusus öyle ufak tefek âdetleri, sayılı, hesaplı şeyleri hiç sevmez.
3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Az görülen, önemli, mahdut
1. Bu hafta huzur ve sükûn içinde sayılı yaz mehtaplarından birini daha yaşadık.
1. Bu hafta huzur ve sükûn içinde sayılı yaz mehtaplarından birini daha yaşadık.
1. isim , isim , argo , argo , isim , isim , argo , argo , Toplumun görgü kurallarına uygun davranan, hak arayan, yiğit kimse
1. Arif Bey, Sultan Hamit çağının sayılı fırtınalarındandır.
1. Arif Bey, Sultan Hamit çağının sayılı fırtınalarındandır.