92406 kayıt bulundu.
1. isim , isim , isim , isim , Depremin büyüklüğünü ve şiddetini belirleyen gösterge
Özel: Evet
1. isim , isim , isim , isim , Bir akarsu veya deniz kıyısında doldurularak yapılmış, gemilerin indirme bindirme veya yükleme boşaltma yapabileceği yer
1. Ayakları karada ama eğreti duruyorlar rıhtım taşları üzerinde.
1. Ayakları karada ama eğreti duruyorlar rıhtım taşları üzerinde.
Lisan : Farsça rīḫtim
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Sert, katı (davranış)
2. Kuvvet veya moment etkisi altında şekil değiştirmeyen, formunu koruyan
Lisan : Fransızca rigidité
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Arap harflerinin en çok kullanılan el yazısı biçimi
Lisan : Arapça riḳʿa
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , İncelik, naziklik
1. Onun hummalar içinde yatan güzel yüzünü görünce hüzün ve rikkatinden yanaklarına akan bir iki damla yaşı tutamadı.
1. Onun hummalar içinde yatan güzel yüzünü görünce hüzün ve rikkatinden yanaklarına akan bir iki damla yaşı tutamadı.
Lisan : Arapça riḳḳat
1. duygulandırmak, etkilemek
1. Yıllardır devam eden bağlılıkları, kendilerini bilenler için rikkat verici bir manzaraymış.
1. Yıllardır devam eden bağlılıkları, kendilerini bilenler için rikkat verici bir manzaraymış.
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Nazik, kibar, ince
1. Acaba dünyada, bu ölçüden daha rikkatli, hassasiyetli ve hikmetli ne duydunuz?
1. Acaba dünyada, bu ölçüden daha rikkatli, hassasiyetli ve hikmetli ne duydunuz?
1. isim , isim , isim , isim , Kadınların kirpiklerini kıvırmak ve daha uzun göstermek için fırça ile sürdükleri yağlı sürme, maskara
1. Nihayet kirpiklerine de birer fırça rimel dokundurdu, onları da dikleştirdi.
1. Nihayet kirpiklerine de birer fırça rimel dokundurdu, onları da dikleştirdi.
Lisan : Fransızca rimmel
1. -i , -i , -i , -i , Göze rimel sürmek
1. Gözlerini rimelledi.
1. Gözlerini rimelledi.
1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Tırpana
Telaffuz : ri'na
1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Rintçe
1. O mecmuadaki gazelleri yüksek sesle okurken eski şiir lehçemizdeki beliğ ve rindane edaların zevkine varıyorum.
1. O mecmuadaki gazelleri yüksek sesle okurken eski şiir lehçemizdeki beliğ ve rindane edaların zevkine varıyorum.
2. zarf , zarf , zarf , zarf , Rintçe
Lisan : Farsça rindāne
Telaffuz : rinda:ne
ring hattı, ring seferi
1. isim , isim , isim , isim , Üzerinde boks yapılan, çevresi kordonla çevrilmiş yer
Lisan : İngilizce ring
1. isim , isim , isim , isim , Bir toplu taşıma aracının ilk ve son durağının aynı nokta olduğu hat
1. isim , isim , isim , isim , Bir toplu taşıma aracının ilk ve son durağı aynı nokta olan seferi
1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Kemikli balıklardan, ılık denizlerde büyük sürüler hâlinde dolaşan ve tütsü ile kurutulmuşu sıkça tüketilen, uskumru iriliğinde bir balık (Clupea harengus)
Lisan : Almanca Ringa
Telaffuz : ri'nga
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Gönül eri
1. Ölüm asude bahar ülkesidir bir rinde.
1. Ölüm asude bahar ülkesidir bir rinde.
2. Sarhoş, ayyaş kimse
Lisan : Farsça rind
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Rinde yakışan
2. zarf , zarf , zarf , zarf , (ri'ntçe) Rint gibi, rinde yakışır bir biçimde, rindane
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Kitapçık
1. Son derece kötü kâğıda basılmış bir risale idi.
1. Son derece kötü kâğıda basılmış bir risale idi.
Lisan : Arapça risāle
Telaffuz : risa:le
risk faktörü, risk yönetimi, kalite riski
1. isim , isim , isim , isim , Zarara uğrama tehlikesi, riziko
1. Böyle bir riske neden atılsınlar ki?
1. Böyle bir riske neden atılsınlar ki?
Lisan : Fransızca risque