Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
revak
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Üstü örtülü, önü açık yer, sundurma


Lisan : Arapça rivāḳ

Telaffuz : reva:kı

revakiye
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , felsefe , felsefe , isim , isim , eskimiş , eskimiş , felsefe , felsefe , Stoacılık


Lisan : Arapça rivāḳiyye

Telaffuz : reva:kiye

revalüasyon
Anlamı:

1. isim , isim , ekonomi , ekonomi , isim , isim , ekonomi , ekonomi , Değer katma


Lisan : Fransızca révaluation

revan

İlgili Kelimeler:

devrirevan, tahtırevan

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Giden, yürüyen

Örnek:

1. Arabalarımıza binip Tiran yoluna revan, âdeta, kır gezintisine çıkmış bir aile hâlinde idik.

1. Arabalarımıza binip Tiran yoluna revan, âdeta, kır gezintisine çıkmış bir aile hâlinde idik.


Lisan : Farsça revān

revani

İlgili Kelimeler:

revani tatlısı

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yumurta ve irmikle yapılan, fırında kabarıp piştikten sonra üzerine şerbet dökülen bir tatlı türü, revani tatlısı


Lisan : Farsça revġānī

Telaffuz : reva:ni

revani tatlısı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Revani

Örnek:

1. Ben bütün bu yemeklerin sonunda gelecek revani tatlısına bayılırım.

1. Ben bütün bu yemeklerin sonunda gelecek revani tatlısına bayılırım.


revanici
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Revani yapıp satan kimse


revanicilik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Revanicinin işi veya mesleği


revanlaşma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Revanlaşmak işi


revanlaşmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Yürüyüp gitmek, uyum sağlamak

Örnek:

1. Her şey, arabacı ve atlar bile artık bizim neşemizin ahengiyle revanlaşırdı.

1. Her şey, arabacı ve atlar bile artık bizim neşemizin ahengiyle revanlaşırdı.


reverans
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Selam veya teşekkür için eğilerek veya dizleri kırarak yapılan hareket

Örnek:

1. Kalktı, bir reverans ve bir çöküş; başını uzattı, ellerini yere koydu.

1. Kalktı, bir reverans ve bir çöküş; başını uzattı, ellerini yere koydu.


Lisan : Fransızca révérence

revir
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Okul, kışla vb. yerlerde hastalar için ayrılmış bölüm


Lisan : Almanca Revier

reviş
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Gidiş, yürüyüş

Örnek:

1. Ne yapacağını bilmez serseri bir revişle, uzaklarda yeşil zirveleri dalgalanan duradur dağlara doğru uzaklaştı.

1. Ne yapacağını bilmez serseri bir revişle, uzaklarda yeşil zirveleri dalgalanan duradur dağlara doğru uzaklaştı.

2. Üslup

3. Tutum, yol


Lisan : Farsça reviş

revize
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , `Düzeltmek, yenilemek` anlamındaki revize etmek birleşik fiilinde geçen bir söz


Lisan : Fransızca révisé

revizyon
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yeniden gözden geçirip düzeltme


Lisan : Fransızca révision

revizyoncu
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Revizyonculuk yanlısı, revizyonist


revizyonculuk
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bir öğretinin, bir anayasanın, bir antlaşmanın yeniden gözden geçirilmesi için savaşan kimse veya yeniden gözden geçirmeyi gerektiren görüş, revizyonizm


revizyonist
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Revizyoncu


Lisan : Fransızca révisionniste

revizyonizm
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Revizyonizm


Lisan : Fransızca révisionnisme

revnak
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Parlaklık, göz alıcılık


Lisan : Arapça revnaḳ

revnak vermek
Anlamı:

1. hoşluk, güzellik, renklilik katmak

Örnek:

1. Sefiremizin tiyatrosever oluşu konuşmalara daha da revnak verdi.

1. Sefiremizin tiyatrosever oluşu konuşmalara daha da revnak verdi.


revnaklı
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Revnakı olan, renkli, popüler, göz alıcı olan

Örnek:

1. O devrin en revnaklı bir şahsiyeti idi.

1. O devrin en revnaklı bir şahsiyeti idi.


revolver
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Altıpatlar

Örnek:

1. Sedef ve gümüş kakmalı bıçaklara, revolverlere meraklıydı.

1. Sedef ve gümüş kakmalı bıçaklara, revolverlere meraklıydı.


Lisan : Fransızca revolver

revü
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çeşitli dans ve oyunlardan oluşmuş, zengin görünümlü sahne gösterisi

Örnek:

1. Güzel bir kadın, filmlerdeki asker revü kızları gibi bir selam verdi.

1. Güzel bir kadın, filmlerdeki asker revü kızları gibi bir selam verdi.


Lisan : Fransızca revue

rey
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Oy

Örnek:

1. Parlamentoda itimat reyi alamayan her hükûmet şüphesiz istifa etmek zorunda kalacaktır.

1. Parlamentoda itimat reyi alamayan her hükûmet şüphesiz istifa etmek zorunda kalacaktır.

2. Düşünce, görüş, fikir

Örnek:

1. Vicdanları ile baş başa düşünüp sonra da aralarında müşavere ederek reylerini bildireceklerdi.

1. Vicdanları ile baş başa düşünüp sonra da aralarında müşavere ederek reylerini bildireceklerdi.


Lisan : Arapça reʾy