Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
pütürlenme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Pütürlenmek işi


pütürlenmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Pütürlü duruma gelmek

Örnek:

1. Sırtını ve omuzlarını yoklamak kabil olsa cildinin tavuk derisi gibi pütürlendiği hissedilecektir.

1. Sırtını ve omuzlarını yoklamak kabil olsa cildinin tavuk derisi gibi pütürlendiği hissedilecektir.


pütürlü
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Pütürü olan, pürüzlü, pürtüklü

Örnek:

1. Muşambanın üstünde körpecik bir salatalık, çiçeği burnunda, pütürlü.

1. Muşambanın üstünde körpecik bir salatalık, çiçeği burnunda, pütürlü.


pütürsüz
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Pütürü olmayan


pütürsüzlük
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Pütürsüz olma durumu


puvar
Anlamı:

1. isim , isim , tıp , tıp , isim , isim , tıp , tıp , Bir sıvıyı bir yerden başka bir yere üfleme veya çekme yoluyla aktarmak için kullanılan araç


Lisan : İngilizce poire

puzzle
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , 343 yapboz


Lisan : İngilizce puzzle

r, R
Anlamı:

1. Türk alfabesinin yirmi birinci sırasında yer alan ve Re adı verilen bu harf, ses bilimi bakımından yumuşak, sürtünücü diş eti ünsüzünü gösterir


Ra
Anlamı:

1. kimya , kimya , kimya , kimya , Radyum elementinin simgesi


Rab
Anlamı:

1. isim , isim , din bilgisi , din bilgisi , isim , isim , din bilgisi , din bilgisi , Tanrı


Özel: Evet

Lisan : Arapça rabb

rabbani
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , din bilgisi , din bilgisi , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , din bilgisi , din bilgisi , Allah ile ilgili, Allah'a bağlı, ilahi, Allah'tan gelen

2. Kalbini ve fikrini Allah'a bağlamış ve sadece onunla meşgul olan


Lisan : Arapça rabbānī

Telaffuz : rabba:ni:

rabbanilik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Rabbani olma durumu


Rabbena
Anlamı:

1. ünlem , ünlem , eskimiş , eskimiş , din bilgisi , din bilgisi , ünlem , ünlem , eskimiş , eskimiş , din bilgisi , din bilgisi , `Tanrı'mız!` anlamında kullanılan bir söz


Lisan : Arapça rabbenā

Telaffuz : rabbena:

Rabbena hakkı için
Anlamı:

1. ant içerken inandırmak için kullanılan bir söz


rabıt

İlgili Kelimeler:

rabıt edatı, raptetmek, zapturapt

Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Bağ, bağlama

2. dil bilgisi , dil bilgisi , dil bilgisi , dil bilgisi , Bağlaç


Lisan : Arapça rabṭ

rabıt edatı
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , dil bilgisi , dil bilgisi , isim , isim , eskimiş , eskimiş , dil bilgisi , dil bilgisi , Bağlaç


rabıta
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bağlayan şey, bağ

Örnek:

1. Bu dünya öyle bir dünya ki zengin ile fakir arasında kardeşlik rabıtaları bile kalmıyor.

1. Bu dünya öyle bir dünya ki zengin ile fakir arasında kardeşlik rabıtaları bile kalmıyor.

2. İki şeyi birbirine bağlayan ip

3. İlgi, ilişki

Örnek:

1. Bu rabıtamı sizden gizlemek pek fazla azap veriyor.

1. Bu rabıtamı sizden gizlemek pek fazla azap veriyor.

4. Birbirini tutma, tutarlık

5. Düzen, sıra

6. Birbirine geçmeli tahtadan bir döşeme türü

7. Tarikatlarda müridin şeyhi aracılığıyla kalbini Allah'a bağlaması


Lisan : Arapça rābiṭa

Telaffuz : ra:bıta

rabıtalı
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Düzgün, düzenli

Örnek:

1. Acaba Gecik'te rabıtalı bir ev bulmak kabil mi?

1. Acaba Gecik'te rabıtalı bir ev bulmak kabil mi?

2. Sözünü bilen, tutarlı, ağırbaşlı

Örnek:

1. Gönül isterdi ki herkes akıllı ve rabıtalı olsun.

1. Gönül isterdi ki herkes akıllı ve rabıtalı olsun.

3. Bağlantılı


rabıtasız
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Düzensiz, birbirini tutmaz

Örnek:

1. Rabıtasız, saçma sözlerinden ruhbana düşman olduğu anlaşılan bu güzel ve garip kadın...

1. Rabıtasız, saçma sözlerinden ruhbana düşman olduğu anlaşılan bu güzel ve garip kadın...

2. Ağırbaşlı olmayan, tutarsız

Örnek:

1. Rabıtasız adam.

1. Rabıtasız adam.

3. Bağlantısız

4. zarf , zarf , zarf , zarf , Birbirine bağlı veya tutarlı olmadan


rabıtasızlık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Rabıtasız olma durumu


raca
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Hindistan'da prenslere verilen unvan


Lisan : Fransızca raja

raci
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Geri dönen

2. Dokunan, ilgilendiren, dayanan


Lisan : Arapça rāciʿ

Telaffuz : ra:ci:

raci olmak
Anlamı:

1. dokunmak, dayanmak, ilgilendirmek

Örnek:

1. Bu sözün ona raci olmadığını temin ederim.

1. Bu sözün ona raci olmadığını temin ederim.


racon
Anlamı:

1. isim , isim , argo , argo , isim , isim , argo , argo , Yol, yöntem, usul

Örnek:

1. Hayri bütün kumar raconunu bilirdi.

1. Hayri bütün kumar raconunu bilirdi.

2. Gösteriş, fiyaka

Örnek:

1. Racon meraklısı bir adam.

1. Racon meraklısı bir adam.


Lisan : İtalyanca ragione

racon kesmek
Anlamı:

1. görünüşe göre hüküm vermek

2. gösteriş yapmak

Örnek:

1. Hayati ortaya atılır, tosunca raconu keser ya da dövülürdü.

1. Hayati ortaya atılır, tosunca raconu keser ya da dövülürdü.