pürçeklenme

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Pürçeklenmek işi

pürçeklenmek fiil

Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Pürçekli duruma gelmek, püsküllenmek

pürçekli

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Pürçeği olan

pürçeksiz

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Pürçeği olmayan

pürçük

İlgili Kelimeler:

parça pürçük

Anlamı:

1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Pürçek

pürçüklü

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , halk ağzında , halk ağzında , sıfat , sıfat , halk ağzında , halk ağzında , Pürçeği olan

pürçüksüz

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Pürçeği olmayan

pürdikkat

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Çok dikkatli

2. zarf , zarf , zarf , zarf , Dikkatli bir biçimde

Lisan : Farsça pur + Arapça diḳḳat

Telaffuz : pü'rdikkat

pürdikkat kesilmek

Anlamı:

1. çok dikkat etmek

Örnek:

1. Bir tıkırtı, bir ayak sesi duyar mıyım diye kulaklarımı açıp pürdikkat kesildim.

1. Bir tıkırtı, bir ayak sesi duyar mıyım diye kulaklarımı açıp pürdikkat kesildim.

püre

İlgili Kelimeler:

patates püresi

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sebzeyi, eti ezerek veya süzgeçten geçirerek elde edilen ezme

Örnek:

1. Patates püresi. Kestane püresi.

1. Patates püresi. Kestane püresi.

Lisan : Fransızca purée

püren

Anlamı:

1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Süpürge otu

pürhiddet

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Hiddetli

Lisan : Farsça pur + Arapça ḥiddet

Telaffuz : pü'rhiddet

pürist

Anlamı:

1. isim , isim , dil bilimi , dil bilimi , isim , isim , dil bilimi , dil bilimi , Özleştirmeci

Lisan : Fransızca puriste

püriten

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Kutsal kitapları yeniden ve değişik bir anlayışla okumaya özen gösteren

Örnek:

1. Ben Avrupa'nın püriten papazlarıyla rekabet eden ruhiyat büyücülerinden değilim.

1. Ben Avrupa'nın püriten papazlarıyla rekabet eden ruhiyat büyücülerinden değilim.

Lisan : Fransızca puritain

püritenlik

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Püriten olma durumu

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Ahlaki, siyasi vb. konularda katı taassup

pürizm

Anlamı:

1. isim , isim , dil bilimi , dil bilimi , isim , isim , dil bilimi , dil bilimi , Özleştirmecilik

Lisan : Fransızca purisme

pürmelal

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Hüzünlü, üzüntülü

2. Sıkıntılı

Lisan : Farsça pur + Arapça melāl

Telaffuz : pü'rmelal

pürmüz

İlgili Kelimeler:

pürmüz lambası

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Genellikle metalleri lehimlemede kullanılan, güçlü alev çıkaran, benzin veya gazla çalışan araç

pürmüz lambası

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Alev lambası

pürneşe

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Neşeli

Lisan : Farsça pur + Arapça neşʾe

Telaffuz : pü'rneşe

puro

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yaprak sigarası

Lisan : İtalyanca puro

Telaffuz : pu'ro

Pursaklar

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ankara iline bağlı ilçelerden biri

Özel: Evet

Telaffuz : pu'rsaklar

pürsıhhat

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Sıhhatli, sağlıklı

Lisan : Farsça pur + Arapça ṣiḥḥat

Telaffuz : pü'rsıhhat

pürtelaş

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Telaşlı

2. zarf , zarf , zarf , zarf , Telaşlı olarak

Örnek:

1. Gırtlağımı yırtarcasına haykırırken odaya efendim pürtelaş girdi.

1. Gırtlağımı yırtarcasına haykırırken odaya efendim pürtelaş girdi.

Lisan : Farsça pur + Arapça telāş

Telaffuz : pü'rtelaş, l ince okunur

pürtük

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Herhangi bir şeyin üzerindeki çıkıntı biçiminde küçük kabarcık

Örnek:

1. Portakalın pürtükleri.

1. Portakalın pürtükleri.