92406 kayıt bulundu.
1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Papirüs familyasından, bataklıklarda yetişen bir bitki, bataklık keteni (Eriophorum)
1. isim , isim , mineraloji , mineraloji , isim , isim , mineraloji , mineraloji , Traverten
1. isim , isim , isim , isim , Pamuk çekirdeklerinden elde edilen, zeytinyağına benzer bitki yağı
1. isim , isim , isim , isim , Beyaz iş işlemekte kullanılan bir tür parlak pamuk ipliği
1. Annesine gelince şu anda nansuk üzerine pembe pamukaki ile fisto yapmakta.
1. Annesine gelince şu anda nansuk üzerine pembe pamukaki ile fisto yapmakta.
Lisan : Farsça panbuḳ + Yunanca
Telaffuz : pamuka:ki
1. isim , isim , tıp , tıp , isim , isim , tıp , tıp , Genellikle bebeklerde ağızda, sıklıkla yanak içinde veya dilde görülen bir çeşit mantar hastalığı, beyaz yara
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Üstü incecik pamuk biçiminde küf bağlamak
2. Toz pamuk gibi olmak
1. Yerler pamuklandı.
1. Yerler pamuklandı.
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Pamuk ipliği veya başka iplikler karıştırılarak dokunmuş (kumaş)
1. Üstünde pamuklu Şam hırkası, daha üstünde yorganlar ve battaniyeler vardı.
1. Üstünde pamuklu Şam hırkası, daha üstünde yorganlar ve battaniyeler vardı.
2. isim , isim , isim , isim , Yüzüyle astarı arasına pamuk yayılarak dikilen hırka
1. Aynı teşkilat yünlüden, pamukludan giyecek eşyasını da vesikaya bağlamıştı.
1. Aynı teşkilat yünlüden, pamukludan giyecek eşyasını da vesikaya bağlamıştı.
1. isim , isim , isim , isim , Sakarya iline bağlı ilçelerden biri
Özel: Evet
Telaffuz : pamu'kova
1. isim , isim , isim , isim , Antik Çağ'dan beri kulllanılan, yan yana bağlanmış değişik uzunluktaki kamış, metal, kil veya ahşaptan yapılan, ince borulardan oluşan bir tür üflemeli çalgı
1. isim , isim , isim , isim , Orta Amerika'da yetişen bir bitkinin yapraklarından örülmüş yumuşak hasır şapka
2. Özel olarak dokunmuş bir kumaş türü
Lisan : Fransızca panama
Telaffuz : pana'ma
panayır yeri
1. isim , isim , isim , isim , Belli zamanlarda ve genellikle küçük yerleşim birimlerinde kurulan, sergi niteliğini de taşıyan büyük pazar
1. Kasabada iş güç duruyor, cami meydanı dolduğu için panayır halkı sokakları tıkıyordu.
1. Kasabada iş güç duruyor, cami meydanı dolduğu için panayır halkı sokakları tıkıyordu.
Lisan : Rumca
1. isim , isim , isim , isim , Panayırın kurulduğu alan
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Çok kalabalık yer
şeker pancarı, yaban pancarı
1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Ispanakgillerden, vitamince zengin bir bitki (Beta vulgaris)
2. Bu bitkinin şeker elde edilen kalın ve etli kökü