92406 kayıt bulundu.
öteberi, öte gün, öte yandan, ötede beride, öteden beri, öteden beriden, ötesi berisi, ötesinde berisinde, öteye beriye, öteyi beriyi, enöte, günöte, yeröte, doğaötesi, fizikötesi, kızılötesi, morötesi, ruhötesi, ulusötesi
1. isim , isim , isim , isim , Konuşanın temel olarak aldığı bir şeyden daha uzak olan yer veya şey, mavera, beri karşıtı
1. Köşklerin biraz ötesinde köy kulübelerine benzer derme çatma evler görülürdü.
1. Köşklerin biraz ötesinde köy kulübelerine benzer derme çatma evler görülürdü.
2. Bir şeyin arkadan gelen bölümü
1. İşin ötesi kolay.
1. İşin ötesi kolay.
3. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bulunulan yere göre karşı yanda olan
1. Evimizin bir yanı bahçe, öte yanı sokaktı.
1. Evimizin bir yanı bahçe, öte yanı sokaktı.
4. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Daha fazla, çok
1. Güzel olduğu pek iddia edilmezdi ama güzellikten de öte güçlü bir çekiciliği vardı.
1. Güzel olduğu pek iddia edilmezdi ama güzellikten de öte güçlü bir çekiciliği vardı.
5. Dış
1. Sınır ötesi.
1. Sınır ötesi.
1. zarf , zarf , halk ağzında , halk ağzında , zarf , zarf , halk ağzında , halk ağzında , Geçen gün, yakın günlerden birinde
1. zarf , zarf , zarf , zarf , Diğer taraftan, başka bir yönden, karşılık olarak
1. Tabii sevindim ilk duyduğum anda. Öte yandan üzüldüm.
1. Tabii sevindim ilk duyduğum anda. Öte yandan üzüldüm.
1. isim , isim , isim , isim , Önemsiz, ufak tefek şeyler
1. Sonra getirdikleri çuvalı açtılar, peksimetleri, tütünü ve öteberiyi çıkartıp raflara koydular.
1. Sonra getirdikleri çuvalı açtılar, peksimetleri, tütünü ve öteberiyi çıkartıp raflara koydular.
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Ötme ihtimali veya imkânı bulunmak
2. Ötme yeteneği olmak
1. zarf , zarf , zarf , zarf , Çeşitli yerlerde, şurada burada
1. Burun kanaması, diş kırılması, ötede beride ufak tefek sıyrıklar ve şişler...
1. Burun kanaması, diş kırılması, ötede beride ufak tefek sıyrıklar ve şişler...
1. zarf , zarf , zarf , zarf , Geçmişten bugüne kadar, başlangıçtan beri
1. Olumlu olumsuz her yaptığımız üzerine, Batılıların dediklerine öteden beri gereğinden çok önem veririz.
1. Olumlu olumsuz her yaptığımız üzerine, Batılıların dediklerine öteden beri gereğinden çok önem veririz.
1. zarf , zarf , zarf , zarf , Çeşitli yerlerden veya şeylerden, şundan bundan, şuradan buradan
1. Öteden beriden susturmak isteyenler oldu.
1. Öteden beriden susturmak isteyenler oldu.
öteki beriki, öteki dünya
1. zamir , zamir , zamir , zamir , Diğeri, öbürü
1. Bu iki perdelik bir oyun imiş, bitince ötekini oynayacaklarmış!
1. Bu iki perdelik bir oyun imiş, bitince ötekini oynayacaklarmış!
2. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Sözü edilen veya benzer iki nesneden önem ve konum bakımından uzakta olan
3. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Öbür, diğer
4. sıfat , sıfat , toplum bilimi , toplum bilimi , sıfat , sıfat , toplum bilimi , toplum bilimi , Mevcut kültürün içinde dışlanmış olan
1. zamir , zamir , zamir , zamir , Olur olmaz kimseler
1. Öteki berikine kefil olmayı bir nevi vazife telakki edermiş.
1. Öteki berikine kefil olmayı bir nevi vazife telakki edermiş.
1. zamir , zamir , zamir , zamir , Ötede bulunan, diğeri, başkası
1. Beriki sandalye kırık, ötekisini al.
1. Beriki sandalye kırık, ötekisini al.
otel faresi, otelgarni, apart otel, butik otel
1. isim , isim , isim , isim , Yolcu ve turistlere geceleme imkânı sağlamak, bunun yanında yemek, eğlence vb. hizmetleri sunmak amacıyla kurulmuş işletme
1. Selamlaşarak ayrılıyor ve masaların arkasından dönüp otelin kapısından dışarı çıkıyorlar.
1. Selamlaşarak ayrılıyor ve masaların arkasından dönüp otelin kapısından dışarı çıkıyorlar.
Lisan : Fransızca hôtel
1. isim , isim , argo , argo , isim , isim , argo , argo , Otel, motel vb. yerlerde hırsızlık yapan kimse
1. isim , isim , isim , isim , Otel sahibi kimse
2. Otel işleten kimse
1. Otelci boş yere rahatsız edilen bir kimse tavrı ile omuzlarını silkti.
1. Otelci boş yere rahatsız edilen bir kimse tavrı ile omuzlarını silkti.
1. isim , isim , isim , isim , Otel sahibi olma durumu
2. Otel işletme işi
1. Çölden geçecekler hep bu köyde kaldıkları için burada bir çeşit ilkel otelcilik hissi vardı.
1. Çölden geçecekler hep bu köyde kaldıkları için burada bir çeşit ilkel otelcilik hissi vardı.
1. isim , isim , isim , isim , Ötelemek işi
2. fizik , fizik , fizik , fizik , Bir cismin, bütün noktalarının eşit, paralel ve yöndeş yollar çizmesiyle beliren hareketi, intikal