Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
öteletme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Öteletmek işi


öteletmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Öteleme işini yaptırmak


öteleyebilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Öteleyebilmek işi


öteleyebilmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Öteleme ihtimali veya imkânı bulunmak


otelgarni
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Apart otel


Lisan : Fransızca hôtel garni

ötesi berisi
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Neyi varsa, bütün eşyaları

2. Çeşitli yerleri veya şeyleri

3. Tartışılacak, konuşulacak yanı

Örnek:

1. Bu işin ötesi berisi yok.

1. Bu işin ötesi berisi yok.


ötesi var mı?
Anlamı:

1. `daha diyecek var mı?` anlamında kullanılan bir söz

Örnek:

1. Hasta da olsalar yapmıyorum işte! Ötesi var mı? İşte başhekim, git söyle.

1. Hasta da olsalar yapmıyorum işte! Ötesi var mı? İşte başhekim, git söyle.


ötesi yok
Anlamı:

1. `diyecek daha bir şey yok` anlamında kullanılan bir söz

Örnek:

1. Ötesi yok, bütün sinirlerim, iliklerim âşık oluverdi işte!

1. Ötesi yok, bütün sinirlerim, iliklerim âşık oluverdi işte!


ötesinde berisinde
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Çeşitli, dağınık yerlerde


öteye beriye
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Çeşitli yerlere

Örnek:

1. Gözleri ateşler saçarak telaşlı ve heyecanından çatlayacak gibi öteye beriye gidip geliyordu.

1. Gözleri ateşler saçarak telaşlı ve heyecanından çatlayacak gibi öteye beriye gidip geliyordu.


öteyi beriyi
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çeşitli yerleri

Örnek:

1. Bütün gün yalnız çalıştıktan sonra, akşam gözleriyle öteyi beriyi arayarak eve geldi.

1. Bütün gün yalnız çalıştıktan sonra, akşam gözleriyle öteyi beriyi arayarak eve geldi.


otist
Anlamı:

1. isim , isim , ruh bilimi , ruh bilimi , isim , isim , ruh bilimi , ruh bilimi , İçine kapanık, psikolojik sorunları olan kimse


Lisan : Fransızca autiste

otistik
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , ruh bilimi , ruh bilimi , sıfat , sıfat , ruh bilimi , ruh bilimi , İçe yönelik olan


Lisan : Fransızca autistique

otizm
Anlamı:

1. isim , isim , ruh bilimi , ruh bilimi , isim , isim , ruh bilimi , ruh bilimi , İçe yöneliklik


Lisan : Fransızca autisme

otlak

İlgili Kelimeler:

dağ otlağı

Anlamı:

1. isim , isim , coğrafya , coğrafya , isim , isim , coğrafya , coğrafya , Hayvan otlatılan yer, salmalık, yaylak, mera, örü(II)

Örnek:

1. Otlaktan çıktıkları sırada hava kuru soğuktu.

1. Otlaktan çıktıkları sırada hava kuru soğuktu.


otlakçı
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , argo , argo , sıfat , sıfat , argo , argo , Asalak

Örnek:

1. Bizim rahmetli İlhami de otlakçı idi ama hiç olmazsa bir inceliği vardı, adamı eğlendirirdi.

1. Bizim rahmetli İlhami de otlakçı idi ama hiç olmazsa bir inceliği vardı, adamı eğlendirirdi.

2. isim , isim , isim , isim , Çok sigara içmesine karşın satın almayıp sürekli başkalarından sigara isteyen kimse


otlakçılık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Başkalarının sırtından geçinme durumu


otlakçılık etmek
Anlamı:

1. başkalarının sırtından geçinmek


otlakiye
Anlamı:

1. isim , isim , tarih , tarih , isim , isim , tarih , tarih , Osmanlı döneminde, devlet malı otlaklarda yayılan hayvanlardan alınan vergi


Lisan : Türkçe otlak + Arapça -iyye

Telaffuz : otla:kiye

otlama
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Otlamak işi


otlamak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Hayvan, dolaşarak yerdeki ot, çimen, yaprak vb.ni yemek, yayılmak

Örnek:

1. Çimenler üzerinde çocuklar oynuyor, kuzular otluyor.

1. Çimenler üzerinde çocuklar oynuyor, kuzular otluyor.

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Meşgul olmak

Örnek:

1. Liseyi bitirmiş, üniversiteye gitmiş, birkaç sene otlamış orada, çakmış.

1. Liseyi bitirmiş, üniversiteye gitmiş, birkaç sene otlamış orada, çakmış.

3. argo , argo , argo , argo , Para ve emek harcamadan başkalarının sırtından geçinmek


otlanma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Otlanmak işi


otlanmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Hayvan otlamak

Örnek:

1. Geniş yaylalarında otlanırken sürüler / Çobanı kaval çalar, taşı toprağı güler

1. Geniş yaylalarında otlanırken sürüler / Çobanı kaval çalar, taşı toprağı güler

2. argo , argo , argo , argo , Para ve emek harcamadan başkalarının sırtından geçinmek


otlatabilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Otlatabilmek işi


otlatabilmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Otlatma ihtimali veya imkânı bulunmak