92406 kayıt bulundu.
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Örnek olarak ayrılmış bulunan, numunelik
1. Dolap arkalarındaki örneklik bulgur kâğıtlarının arasında fareler yavrulamıştı.
1. Dolap arkalarındaki örneklik bulgur kâğıtlarının arasında fareler yavrulamıştı.
1. örnek alınmak, örnek olarak kabul edilmek
1. Bu eşya yalnız Balkanlara değil, Avrupa tezgâhlarına dahi örneklik etti.
1. Bu eşya yalnız Balkanlara değil, Avrupa tezgâhlarına dahi örneklik etti.
1. isim , isim , isim , isim , Örneksemek işi
2. dil bilgisi , dil bilgisi , dil bilgisi , dil bilgisi , Bir kelime veya ek örnek tutularak başka kelime ve eklerin yaratılması, kıyas, analoji
1. `Örnekseme` sözü `mühimseme`, `önemseme` sözleri örnek tutularak yapılmıştı.
1. `Örnekseme` sözü `mühimseme`, `önemseme` sözleri örnek tutularak yapılmıştı.
1. isim , isim , isim , isim , Kuş bilimci
Lisan : Fransızca ornithologue
Telaffuz : l ince okunur
1. isim , isim , isim , isim , Kuş bilimi
Lisan : Fransızca ornithologie
Telaffuz : l ince okunur
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Kuş bilimi ile ilgili
Lisan : Fransızca ornithologique
Telaffuz : l ince okunur
1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Gagalı memeli
Lisan : Fransızca ornithorynque
1. isim , isim , jeoloji , jeoloji , isim , isim , jeoloji , jeoloji , Dağ oluşu
Lisan : Fransızca orogénie
orospu bohçası, orospu böreği, orospu çocuğu, orospu yemeği
1. isim , isim , kaba konuşmada , kaba konuşmada , isim , isim , kaba konuşmada , kaba konuşmada , Hayat kadını
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Kolay elde edilen, düşük ahlaklı kadın
Lisan : Farsça rūspī
1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Derli toplu olmayan, düğümleri gelişigüzel yapılmış, içi kötü düzenlenmiş bohça
2. Acele yapılmış, fındık yerine az miktarda ceviz konmuş, ekmek içi iyi ezilmemiş, sarımsakları diş diş kalmış bir tarator türü
1. isim , isim , isim , isim , El ayası büyüklüğünde hazırlanmış hamurun içine kıyma konarak tavada aceleyle pişirilen börek türü
1. isim , isim , argo , argo , isim , isim , argo , argo , Serseri, haylaz, hinoğluhin, hilekâr, kalleş, orostopol
1. isim , isim , isim , isim , Domates, yeşilbiber, soğan, maydanoz vb. sebzelerin düzensiz doğranması ile yağda acele pişirilen bir yemek türü
1. isim , isim , isim , isim , Hayat kadınlığı
1. Sevmiyordum bu hayatı, orospuluğu sevmiyordum.
1. Sevmiyordum bu hayatı, orospuluğu sevmiyordum.
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Kalleşlik
1. isim , isim , argo , argo , isim , isim , argo , argo , Kurnazca iş, dalavere, dolap
1. Kim bilir ne orostopolluk var bu oyunda.
1. Kim bilir ne orostopolluk var bu oyunda.
örs kemiği
1. isim , isim , isim , isim , Biçimleri yapılacak işe göre değişen, üzerinde maden dövülen, çelik yüzeyli, demir araç
1. Demir yalım gibi kızarmıştı. Küçücük örsünün üstüne koydu, dövmeye başladı.
1. Demir yalım gibi kızarmıştı. Küçücük örsünün üstüne koydu, dövmeye başladı.
2. Üzerine çivi çakılacak ayakkabı geçirilen kunduracı gereci
1. isim , isim , anatomi , anatomi , isim , isim , anatomi , anatomi , Orta kulakta çekiç kemiğiyle üzengi kemiği arasında, örse benzeyen kemik
1. aynı derecede güçlü ve zorlu iki kişi veya düşünce arasında bulunmak
1. Bana örs ve çekiç arası bir durumda kaldığından yakınmıştı.
1. Bana örs ve çekiç arası bir durumda kaldığından yakınmıştı.
orsa alabanda, orsa boca
1. isim , isim , denizcilik , denizcilik , isim , isim , denizcilik , denizcilik , Yelkenleri rüzgârın estiği yöne çevirmekte kullanılan, her iki taraftan yelkenin ortasına bağlanan ip
2. Geminin rüzgâr alan yanı, rüzgârüstü, boca veya rüzgâraltı karşıtı
3. Geminin, rüzgârın geldiği yöne döndürülmesi
4. ünlem , ünlem , ünlem , ünlem , (o'rsa) Geminin, rüzgârın geldiği yöne döndürülmesi için söylenen söz
1. Orsa, diye bağırmasıyla dümeni basması bir oldu.
1. Orsa, diye bağırmasıyla dümeni basması bir oldu.
Lisan : İtalyanca orza