92406 kayıt bulundu.
1. isim , isim , isim , isim , Kişilerin hayata atılmadan, iş ve meslek kollarında çalışmaya başlamadan önce okul veya okul niteliği taşıyan yerlerde, genel ve özel bilgiler bakımından yetişmelerini sağlamak amacıyla belli kanunlara göre düzenlenen eğitim, formel eğitim
2. Düzenli, planlı, yöntemli biçimde verilen herhangi bir eğitim
örgüt kültürü, adalet örgütü, sivil toplum örgütü
1. isim , isim , isim , isim , Ortak bir amacı veya işi gerçekleştirmek için bir araya gelmiş kurumların veya kişilerin oluşturduğu birlik, teşekkül, teşkilat
1. Örgütteki dosyası da çoktan dürülmüştü.
1. Örgütteki dosyası da çoktan dürülmüştü.
2. Bir kuruluşa bağlı alt bölümlerin bütünü
1. isim , isim , isim , isim , Çalışan personelin davranışlarını ve çalışılan yerin genel görüntüsünü şekillendiren, simgeler aracılığıyla öğrenilebilen ve öğretilebilen, kuşaktan kuşağa aktarılan, değişebilir nitelikteki değer, düşünce ve kurallar bütünü
1. teşkilat oluşturmak, birliği düzenlemek
1. Sizler batıda yerleştiğiniz her karış toprakta Oğuz töresini yaşatacak örgütleri kuracaksınız.
1. Sizler batıda yerleştiğiniz her karış toprakta Oğuz töresini yaşatacak örgütleri kuracaksınız.
1. isim , isim , isim , isim , Örgütleme işleriyle uğraşan kimse, teşkilatçı
2. Örgütleme işlerinde yetenekli kimse, teşkilatçı
1. -i , -i , -i , -i , İnsanları veya işleri örgütlü duruma getirmek, teşkilatlandırmak
1. Adamları örgütlüyor ve çalıştırıyordu.
1. Adamları örgütlüyor ve çalıştırıyordu.
2. Herhangi bir amacı gerçekleştirmek için insanları bir araya getirmek, organize etmek
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Örgütlendirme işi yapılmak, teşkilatlandırılmak
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Örgütlenme ihtimali veya imkânı bulunmak, teşkilatlanabilmek
1. isim , isim , isim , isim , Örgütlenmek işi, teşkilatlanma
1. Doğrusu, Osmanlıların örgütlenmede üstlerine pek yoktur.
1. Doğrusu, Osmanlıların örgütlenmede üstlerine pek yoktur.
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Örgütleme işine konu olmak, teşkilatlanmak
1. Akhisarlı ekiciler daha iyi örgütlenmişlerdi.
1. Akhisarlı ekiciler daha iyi örgütlenmişlerdi.
2. Örgüt durumuna girmek
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Örgütle ilgili
1. Sanatçı takımının aktif olarak örgütsel bir faaliyette bulunacağını sanmam.
1. Sanatçı takımının aktif olarak örgütsel bir faaliyette bulunacağını sanmam.
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Örgütlenmiş olmayan, teşkilatsız
2. zarf , zarf , zarf , zarf , Örgütlenmemiş bir biçimde, teşkilatsız
1. isim , isim , isim , isim , Herhangi bir örgütlenmenin bulunmaması durumu, teşkilatsızlık