Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
ölü sevici
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Ölü seven, ölü ile cinsel ilişkide bulunan, nekrofil


ölü sevicilik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ölü sevici olma durumu, nekrofili


ölü sezon
Anlamı:

1. isim , isim , mecaz , mecaz , isim , isim , mecaz , mecaz , Ölü mevsim


ölü soyucu
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Mezar soyguncusu


ölü soyuculuğu
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ölü soyucunun yaptığı iş


ölü top
Anlamı:

1. isim , isim , spor , spor , isim , isim , spor , spor , Değerlendirilemeyen veya boşa giden pas


ölü yatırım
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ticarette ve sanayide kâr getirmeyen, geleceği veya pazar imkânı bulunmayan yatırım


ölü yemeği
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ölüevine komşu veya akrabalar tarafından hazırlanıp getirilen yemek

2. Ölü adına verilen yemek


ölü yıkama
Anlamı:

1. isim , isim , din bilgisi , din bilgisi , isim , isim , din bilgisi , din bilgisi , Dinî kurallara göre, ölüyü kefenlemeden önce yıkama işi, gasil


ölü yıkayıcı
Anlamı:

1. isim , isim , din bilgisi , din bilgisi , isim , isim , din bilgisi , din bilgisi , Dinî kurallara göre, ölüyü kefenlenmeden önce yıkayan kimse, gassal


ölü yıkayıcılığı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ölü yıkayıcının yaptığı iş


ölü zaman
Anlamı:

1. isim , isim , mecaz , mecaz , isim , isim , mecaz , mecaz , Ölü saat


ölüdoğa
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Konusu, cansız varlıklar veya nesneler olan resim, natürmort


Telaffuz : ölü'doğa

ölüevi
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bir ferdi veya yakını ölmüş olan aile


Telaffuz : ölü'evi

ölüevi gibi
Anlamı:

1. üzüntülü, sessiz


oluk

İlgili Kelimeler:

oluk oluk

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bir şeyin akmasına yarayan üst yanı açık boru

Örnek:

1. Değirmen oluğu.

1. Değirmen oluğu.

2. Yağmur sularını damların kenarlarına toplayıp akıtan yatay konumlu, genellikle çinko boru

Örnek:

1. Oluklardan kol gibi buzlar sarkıyordu.

1. Oluklardan kol gibi buzlar sarkıyordu.

3. Bir şeyin üzerinde oyulmuş yol


ölük
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , halk ağzında , halk ağzında , sıfat , sıfat , halk ağzında , halk ağzında , Canlılığı azalmış, hâlsiz


oluk gibi akmak
Anlamı:

1. çok bol ve arası kesilmeden gelmek

Örnek:

1. Para oluk gibi akıyordu Nahit'e.

1. Para oluk gibi akıyordu Nahit'e.


oluk oluk
Anlamı:

1. zarf , zarf , mecaz , mecaz , zarf , zarf , mecaz , mecaz , Pek çok

Örnek:

1. Haziran gecesinin sıcağı bir yandan, ateş bir yandan, yüzlerinde oluk oluk ter akıyordu.

1. Haziran gecesinin sıcağı bir yandan, ateş bir yandan, yüzlerinde oluk oluk ter akıyordu.


olukçuk
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Küçük oluk

2. anatomi , anatomi , anatomi , anatomi , Bazı organların yüzeyinde bulunan çentikler


oluklaşma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Oluklaşmak işi


oluklaşmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Oluk durumuna girmek, oluk görünümü almak


oluklu
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Oluğu olan

Örnek:

1. Kiremitlerin rengi, oluklu şekli dillerde gezerken kapısını söküp yeniledi.

1. Kiremitlerin rengi, oluklu şekli dillerde gezerken kapısını söküp yeniledi.

2. Üstünde yol yol olukları bulunan

Örnek:

1. Oluklu sac. Oluklu mukavva.

1. Oluklu sac. Oluklu mukavva.


ölülük
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Cansız kalma durumu, cansızlık

Örnek:

1. Kış müthiş olacak, kar yolları kapayacak, bembeyaz ovada ölülük uzayıp gidecek.

1. Kış müthiş olacak, kar yolları kapayacak, bembeyaz ovada ölülük uzayıp gidecek.


ölüm

İlgili Kelimeler:

ölüm cezası, ölüm dirim, ölüm döşeği, ölüm emri, ölüm fermanı, ölüm kâğıdı, ölüm kalım meselesi, ölüm korkusu, ölüm oranı, ölüm orucu, ölüm sessizliği, ölüm sigortası, ölüm sükûtu, ölüm tazminatı, bebek ölümü, beşik ölümü

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bir insan, bir hayvan veya bitkide hayatın tam ve kesin olarak sona ermesi, ahiret yolculuğu, ebedî uyku, emrihak, irtihal, memat, mevt, vefat

Örnek:

1. Herhâlde padişah da annesi ve hemşireleri de dostlarının vakitsiz ölümüne karşı çok müteessir olmuşlardı.

1. Herhâlde padişah da annesi ve hemşireleri de dostlarının vakitsiz ölümüne karşı çok müteessir olmuşlardı.

2. Ölme biçimi

Örnek:

1. Yanarak ölümü feciydi.

1. Yanarak ölümü feciydi.

3. İdam cezası

Örnek:

1. Ölüme mahkûm oldu.

1. Ölüme mahkûm oldu.

4. ünlem , ünlem , ünlem , ünlem , Ölmesi istenen canlı için kullanılan bir söz

Örnek:

1. Zalimlere ölüm!

1. Zalimlere ölüm!

5. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Sona erme, yok olma, ortadan kalkma

Örnek:

1. Küçük sanayinin ölümü.

1. Küçük sanayinin ölümü.