Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
nevmit olmak
Anlamı:

1. çaresiz kalmak, umudu kalmamak

Örnek:

1. Bu dönüşlerde Fahim Bey yorgun, bezgin, nevmit olurmuş.

1. Bu dönüşlerde Fahim Bey yorgun, bezgin, nevmit olurmuş.


nevralji
Anlamı:

1. isim , isim , tıp , tıp , isim , isim , tıp , tıp , Sinir üzerinde duyulan, genellikle şiddetli ve batıcı ağrı


Lisan : Fransızca névralgie

nevraljik
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , tıp , tıp , sıfat , sıfat , tıp , tıp , Nevraljiyle ilgili, nevralji türünden olan

Örnek:

1. Nevraljik ağrılar.

1. Nevraljik ağrılar.


Lisan : Fransızca névralgique

nevrasteni
Anlamı:

1. isim , isim , ruh bilimi , ruh bilimi , isim , isim , ruh bilimi , ruh bilimi , Baş ağrıları, sindirim güçlükleri vb. fiziksel rahatsızlıklar ve ruhsal görevlerde gevşeme ve bitkinlik biçiminde görülen, sinirsel güçlerin zayıflamasından doğan nevroz, sinir argınlığı

Örnek:

1. Mefkûre birdenbire kaybolmayıp yavaş yavaş zayıflarsa şeker hastalığı, nevrasteni, isteri başlarmış.

1. Mefkûre birdenbire kaybolmayıp yavaş yavaş zayıflarsa şeker hastalığı, nevrasteni, isteri başlarmış.


Lisan : Fransızca neurasthénie

nevresim
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Torba biçiminde dikilmiş, yorgana geçirilen kılıf


Lisan : Farsça nev + Arapça resm

nevri dönmek
Anlamı:

1. belli etmemeye çalıştığı bir öfkeye kapılmak, çok sinirlenmek

Örnek:

1. Halit'in tavrını beğenmemişti. Herifin birdenbire nevri dönmüştü.

1. Halit'in tavrını beğenmemişti. Herifin birdenbire nevri dönmüştü.


nevropat
Anlamı:

1. isim , isim , ruh bilimi , ruh bilimi , isim , isim , ruh bilimi , ruh bilimi , Sinir hastası


Lisan : Fransızca névropathe

nevrotik
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Sinirsel


Lisan : Fransızca névrotique

nevroz
Anlamı:

1. isim , isim , ruh bilimi , ruh bilimi , isim , isim , ruh bilimi , ruh bilimi , Genellikle bunalım ve beden görevleri üzerinde yakınmalarla beliren, kişiliğin ve uyumun bütününü etkilemeyen, ruhsal kaynaklı sinir hastalığı, sinirce


Lisan : Fransızca névrose

nevrozlu
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Nevroz hastalığına yakalanmış


nevruz

İlgili Kelimeler:

Nevruz Bayramı, nevruz otu

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Eski takvimlere göre yılın ve baharın ilk günü sayılan martın yirmi birine rastlayan gün

2. bitki bilimi , bitki bilimi , bitki bilimi , bitki bilimi , Çiçekleri aslanağzına benzeyen, türlü renkte bir kır bitkisi

3. bitki bilimi , bitki bilimi , bitki bilimi , bitki bilimi , Nevruz otu


Lisan : Farsça nev + rūz

Telaffuz : nevru:zu

Nevruz Bayramı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Nevruz günü baharın gelişini kutlamak için kırlarda yapılan bayram


Özel: Evet

nevruz otu
Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , İki çeneklilerden, çiçekleri aslanağzına benzeyen, türlü renkte, taşıdığı glikozit sebebiyle iç söktürücü olarak kullanılan bir kır bitkisi, nevruz (Linaria vulgaris)


Nevşehir
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Türkiye'nin İç Anadolu Bölgesi'nde yer alan illerinden biri


Özel: Evet

Telaffuz : ne'vşehir

Nevşehirli
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Nevşehir ilinden olan kimse


Özel: Evet

Nevşehirlilik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Nevşehirli olma durumu


Özel: Evet

nevton
Anlamı:

1. isim , isim , fizik , fizik , isim , isim , fizik , fizik , Uluslararası birim sisteminde, kütlesi 1 kilogram olan cisme saniye karede 1 metrelik bir ivme veren güç birimi


Lisan : İngilizce newton

Nevyunanilik
Anlamı:

1. isim , isim , edebiyat , edebiyat , isim , isim , edebiyat , edebiyat , XX. yüzyıl başında Yahya Kemal ve Yakup Kadri'nin başlattıkları Akdeniz mitolojisine yönelen edebiyat hareketi ve anlayışı


Özel: Evet

Telaffuz : nevyuna:ni:lik

nevzat
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Yeni doğan çocuk


Lisan : Farsça nevzād

Telaffuz : nevza:dı

ney
Anlamı:

1. isim , isim , müzik , müzik , isim , isim , müzik , müzik , Klasik Türk müziğinde ve özellikle tekke müziğinde yer alan, kaval biçiminde, yanık sesli, kamıştan yapılmış, üflemeli bir çalgı

Örnek:

1. Bu ücra ve metruk sarayda yalnız arada sırada bir Türk gencinin neyi işitiliyor.

1. Bu ücra ve metruk sarayda yalnız arada sırada bir Türk gencinin neyi işitiliyor.


Lisan : Farsça ney

ney üflemek (veya üfürmek)
Anlamı:

1. ney çalmak

Örnek:

1. Astımı olmasa babası gibi ney üfürmeye bile heves edecektir.

1. Astımı olmasa babası gibi ney üfürmeye bile heves edecektir.


neyçe
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Küçük ney

2. Dokumacıların kullandığı küçük kamış


Lisan : Farsça neyçe

neye uğradığını bilememek (veya anlamamak veya şaşırmak)
Anlamı:

1. ansızın üzücü, sıkıcı, neşeli, güzel veya hoş bir durumla karşılaşmak

Örnek:

1. Martı gibi, şiirli, duygu dolu bir oyunla karşılaşınca neye uğradığını şaşırır.

1. Martı gibi, şiirli, duygu dolu bir oyunla karşılaşınca neye uğradığını şaşırır.


neyin nesi (kimin fesi)
Anlamı:

1. kimdir, nasıl bir kişidir?

Örnek:

1. En iyisi, adam böyle böyle, evi kiraya istiyor, git, sor, soruştur, neyin nesi, kimin fesidir, derim.

1. En iyisi, adam böyle böyle, evi kiraya istiyor, git, sor, soruştur, neyin nesi, kimin fesidir, derim.

2. ne idiği belirsiz


neyleyim
Anlamı:

1. `ne yapabilirim, elden ne gelir?` anlamında kullanılan bir söz