muhakkik

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Gerçeği araştıran

2. isim , isim , isim , isim , Soruşturmacı

Lisan : Arapça muḥaḳḳiḳ

muhakkiklik

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Muhakkik olma durumu

2. Soruşturmacılık

muhal

İlgili Kelimeler:

farzımuhal

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Olamaz, olmaz, olmayacak, olması, gerçekleşmesi olanaksız

Örnek:

1. Gizli düşmanların elinden memleketi kurtarmak muhal bulunuyordu.

1. Gizli düşmanların elinden memleketi kurtarmak muhal bulunuyordu.

Lisan : Arapça muḥāl

Telaffuz : l ince okunur

muhalefet

İlgili Kelimeler:

muhalefet partisi, muhalefet şerhi, ana muhalefet, kıyasa muhalefet, hava muhalefeti

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bir tutuma, bir görüşe, bir davranışa karşı olma durumu, aykırılık

Örnek:

1. Gizlice muhalefete kalktı mı dikkat etmeliyiz.

1. Gizlice muhalefete kalktı mı dikkat etmeliyiz.

2. Karşı görüşte, tutumda olan kimseler topluluğu

3. Demokraside iktidarın dışında olan parti veya partiler

Lisan : Arapça muḫālefet

Telaffuz : muha:lefet

muhalefet etmek

Anlamı:

1. karşı davranışta bulunmak, karşı çıkmak

muhalefet partisi

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Hükûmet kurmaya katılmamış parti

muhalefet şerhi

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Karşı olma yazısı, muhalefet gerekçesi

Örnek:

1. İki taraf, herhangi bir önemli meseleye dokunulacağı zaman, muhalefet şerhleriyle yetiniyorlardı.

1. İki taraf, herhangi bir önemli meseleye dokunulacağı zaman, muhalefet şerhleriyle yetiniyorlardı.

muhalif

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bir tutuma, bir görüşe, bir davranışa karşı olan, aykırı olan kimse

Örnek:

1. Muhaliflerin, Mecliste ordu aleyhine açtıkları cereyan devam ediyordu.

1. Muhaliflerin, Mecliste ordu aleyhine açtıkları cereyan devam ediyordu.

2. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Aykırı

Örnek:

1. Fikrine, ümidine, arzusuna muhalif bir şeye rast gelince hemen bozulur.

1. Fikrine, ümidine, arzusuna muhalif bir şeye rast gelince hemen bozulur.

Lisan : Arapça muḫālif

Telaffuz : muha:lif

muhaliflik

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Muhalif olma durumu

2. Aykırılık

muhallebi

İlgili Kelimeler:

muhallebi çocuğu, su muhallebisi

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Süt, şeker ve pirinç ununun kaynatılmasıyla yapılan bir tatlı

Örnek:

1. Tatlıya öyle düşkünmüş ki geceleri usulcacık kalkar, tel dolaptaki muhallebiyi, revaniyi, kadayıfı ne bulursa hepsini süpürürmüş.

1. Tatlıya öyle düşkünmüş ki geceleri usulcacık kalkar, tel dolaptaki muhallebiyi, revaniyi, kadayıfı ne bulursa hepsini süpürürmüş.

muhallebi çocuğu

Anlamı:

1. isim , isim , mecaz , mecaz , isim , isim , mecaz , mecaz , Nazlı büyütülmüş kimse

Örnek:

1. Burnundan ateş saçarak alay komutanına muhallebi çocuğu bir ihtiyat zabitini rapor ediyor.

1. Burnundan ateş saçarak alay komutanına muhallebi çocuğu bir ihtiyat zabitini rapor ediyor.

muhallebici

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Muhallebi yapan veya satan kimse

2. Muhallebi satılan yer

Örnek:

1. Sabahın bu saatinde yalnız muhallebicilerle mandıralar açık, oralardaysa içki bulunmaz.

1. Sabahın bu saatinde yalnız muhallebicilerle mandıralar açık, oralardaysa içki bulunmaz.

3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Nazlı büyütülmüş kimse

muhallebicilik

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Muhallebici olma durumu

2. Muhallebi yapma ve satma işi

muhallik

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Muhal olma durumu

Muhammedî

Anlamı:

1. isim , isim , din bilgisi , din bilgisi , isim , isim , din bilgisi , din bilgisi , Müslüman

Özel: Evet

Lisan : Arapça muḥammedī

Telaffuz : muhammedi:

muhammen

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Oranlanan, tahmin edilen

Lisan : Arapça muḫammen

muhammes

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Beş parçası olan, beşli

2. isim , isim , matematik , matematik , isim , isim , matematik , matematik , Beşgen

3. isim , isim , edebiyat , edebiyat , isim , isim , edebiyat , edebiyat , Beşli

Lisan : Arapça muḫammes

muhammin

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Oranlayan, tahmin eden

Lisan : Arapça muḫammin

muhannet

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , halk ağzında , halk ağzında , sıfat , sıfat , halk ağzında , halk ağzında , Alçak, korkak, namert

Lisan : Arapça muḫannes̱

muhannetlik

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Muhannet olma durumu

muharebe

İlgili Kelimeler:

meydan muharebesi

Anlamı:

1. isim , isim , askerlik , askerlik , isim , isim , askerlik , askerlik , Savaşta yapılan çarpışmalardan her biri

Örnek:

1. Geceleri bazen öyle bir sessizlik çöküyor ki muharebenin bu yerlerde olduğuna insanın inanamayacağı geliyor.

1. Geceleri bazen öyle bir sessizlik çöküyor ki muharebenin bu yerlerde olduğuna insanın inanamayacağı geliyor.

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Güçlü tartışma

Lisan : Arapça muḥārebe

Telaffuz : muha:rebe

muharebeci

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Muharebe yapan kimse

muharebecilik

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Muharebeci olma durumu

muharip

Anlamı:

1. isim , isim , askerlik , askerlik , isim , isim , askerlik , askerlik , Savaşçı

Lisan : Arapça muḥārib

Telaffuz : muha:rip

muharrem

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ay takviminin birinci ayı, aşure ayı, matem ayı

Lisan : Arapça muḥarrem