92406 kayıt bulundu.
misafirhane, misafir odası, misafir salonu, başmisafir, kulak misafiri, şeref misafiri, Tanrı misafiri
1. isim , isim , isim , isim , Konuk
1. Misafirler aslında bu odada ağırlanır ama biz şimdi rıhtıma çıkacağız.
1. Misafirler aslında bu odada ağırlanır ama biz şimdi rıhtıma çıkacağız.
2. eskimiş , eskimiş , tıp , tıp , eskimiş , eskimiş , tıp , tıp , Gözün saydam tabakasında herhangi bir sebeple oluşan beyaz leke
Lisan : Arapça musāfir
Telaffuz : misa:fir
1. konuğa gerekli ilgiyi göstermek, ikramda bulunmak
1. Bir değil, birkaç misafiri dahi ağırlayabiliriz.
1. Bir değil, birkaç misafiri dahi ağırlayabiliriz.
1. konuk olarak karşılayıp yedirip içirmek, yatırmak
1. Onu evin çocuklarıyla bir odada misafir etmişlerdi.
1. Onu evin çocuklarıyla bir odada misafir etmişlerdi.
1. bulunduğu yerden her an ayrılacakmış gibi eğreti, üstünkörü oturmak
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , hiç iş yapmamak
1. bir yerde yiyip içmek, yatmak ve konuk olarak ilgi görmek
1. Cemile sekiz, on gün çiftlikte misafir kalacaktı.
1. Cemile sekiz, on gün çiftlikte misafir kalacaktı.
1. `misafirin geldiği evde ya yiyecek bulunur veya beklenmedik bir yerden o sırada yiyecek gelir` anlamında kullanılan bir söz
1. isim , isim , isim , isim , Evlerde konukların alındığı oda
1. Anamı, misafir odasını düzeltirken bulurduk.
1. Anamı, misafir odasını düzeltirken bulurduk.
1. bir yerde konuk olarak karşılanıp gerekli ilgiyi, izzet ve ikramı görmek
1. Aklına esince atına atlar ve Rüstem Bey'e beş on gün misafir olur.
1. Aklına esince atına atlar ve Rüstem Bey'e beş on gün misafir olur.
1. isim , isim , isim , isim , Evlerde veya resmî konutlarda konuklara ayrılan salon
1. `konuk, ev sahibinin kendisine çok şeyler ikram etmesini bekleyebilir ama ev sahibi ancak evinde olanları ikram edebilir` anlamında kullanılan bir söz
1. isim , isim , isim , isim , Konukevi
2. eskimiş , eskimiş , eskimiş , eskimiş , Yolcuların konakladıkları han, kervansaray vb
Lisan : Arapça musāfir + Farsça ḫāne
Telaffuz : misa:firha:ne
1. isim , isim , isim , isim , Konukluk
1. Ne misafirliğe gideriz ne de bize gelirler.
1. Ne misafirliğe gideriz ne de bize gelirler.
2. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Konuk için, konuğa özgü
1. Misafirlik havlu.
1. Misafirlik havlu.
1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Konuksever
Lisan : Arapça musāfir + Farsça -perver
1. isim , isim , isim , isim , Konukseverlik
1. Misafirperverlik bizim şanımızdandır.
1. Misafirperverlik bizim şanımızdandır.
Misakımillî, Millî Misak
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Sözleşme, antlaşma, bağlaşma
Lisan : Arapça mīs̱āḳ
Telaffuz : mi:sa:kı
1. isim , isim , tarih , tarih , isim , isim , tarih , tarih , Erzurum ve Sivas kongrelerinde tespit edilip Osmanlı Mebusan Meclisinde 28 Ocak 1920'de kabul edilen ve milletçe sonuna kadar uygulanmasına karar verilen altı maddelik millî sözleşme, Millî Misak
Özel: Evet
Lisan : Arapça mīs̱āḳ + millī
Telaffuz : mi:sa:kımilli:
söz misali
1. isim , isim , isim , isim , Örnek olarak alınabilen, gösterilen şey, örnek
1. Cumhuriyet tarihimizde bunun iki misali vardır.
1. Cumhuriyet tarihimizde bunun iki misali vardır.
2. Benzer
1. Bir namazlık saltanatın olacak / Taht misali o musalla taşında
1. Bir namazlık saltanatın olacak / Taht misali o musalla taşında
Lisan : Arapça mis̱āl
Telaffuz : misa:li
1. örnek vermek
1. Çocuklarıma beni misal gösterdiğini, ağzım kulaklarıma vararak öteden beriden işitiyordum.
1. Çocuklarıma beni misal gösterdiğini, ağzım kulaklarıma vararak öteden beriden işitiyordum.
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Ölçüt
Lisan : Arapça miṣdāḳ
1. isim , isim , kimya , kimya , isim , isim , kimya , kimya , Koloit iyonlarında molekül yığılmasından oluşan ve yalnız başına koloidin bütün niteliğini taşıdığı kabul edilen bölüm
Lisan : Fransızca micelle
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Eş, benzer, örnek
1. Misli görülmemiş bir refaha, bir saadete ermiştim.
1. Misli görülmemiş bir refaha, bir saadete ermiştim.
2. Miktar
3. Defa, kez, kat
1. Ona edeceğiniz her hareketi yüz misli ile size iade ederim.
1. Ona edeceğiniz her hareketi yüz misli ile size iade ederim.
Lisan : Arapça mis̱l
1. zarf , zarf , zarf , zarf , `Rahat, sessiz ve derin soluk alarak uyumak` anlamındaki mışıl mışıl uyumak deyiminde geçen bir söz
1. Yusuf oda kapısından adımını atar atmaz, saatlerden beri mışıl mışıl uyuyan Zehra birdenbire haykıra haykıra uyanır.
1. Yusuf oda kapısından adımını atar atmaz, saatlerden beri mışıl mışıl uyuyan Zehra birdenbire haykıra haykıra uyanır.