92406 kayıt bulundu.
1. birinden görülen iyiliğe karşı teşekkür duygusu beslemek
1. Kendine minnettar kalan ahalinin elleri üzerinde geziyor.
1. Kendine minnettar kalan ahalinin elleri üzerinde geziyor.
1. zarf , zarf , eskimiş , eskimiş , zarf , zarf , eskimiş , eskimiş , Minnettarca
Lisan : Arapça minnet + Farsça -dār-āne
Telaffuz : minnettara:ne
1. zarf , zarf , zarf , zarf , Minnet duyarak, minnettarane
Telaffuz : minnetta'rca
1. isim , isim , isim , isim , Minnettar olma durumu, şükran
1. Validenizin ellerinden öper, minnettarlığımı bu vesileyle bir kere daha arz ederim.
1. Validenizin ellerinden öper, minnettarlığımı bu vesileyle bir kere daha arz ederim.
1. ünlem , ünlem , teklifsiz konuşmada , teklifsiz konuşmada , ünlem , ünlem , teklifsiz konuşmada , teklifsiz konuşmada , Küçük ve sevimli kimselere söylenen bir seslenme sözü
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Daha küçük
2. müzik , müzik , müzik , müzik , Bir makam, bir akort, bir gam, bir aralık özelliği olan
3. isim , isim , felsefe , felsefe , mantık , mantık , isim , isim , felsefe , felsefe , mantık , mantık , Küçük önerme
Lisan : Fransızca mineur
1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Genellikle siyah tüylü, balta veya gül ibikli yumurta tavuğu
Lisan : İngilizce minorca
yakasız mintan
1. isim , isim , isim , isim , Yakasız, uzun kollu erkek gömleği
1. Cepkenini, damalı mintanını çıkarmış, kolalı gömleğine kravatını bağlıyordu.
1. Cepkenini, damalı mintanını çıkarmış, kolalı gömleğine kravatını bağlıyordu.
2. Gömlek üzerine giyilen kollu yelek
Lisan : Farsça nīm + ten
serbest mıntıka
1. isim , isim , isim , isim , Bölge
Lisan : Arapça minṭaḳa
1. isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , Küçük harf
Lisan : Fransızca minuscule
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Biçim, yol, tarz
Lisan : Arapça minvāl
Telaffuz : minva:li
1. isim , isim , isim , isim , Çoğunlukla eski yazma kitaplarda görülen, ışık, gölge ve hacim duygusu yansıtılmayan küçük, renkli resim sanatı
1. Aynı oyunu, avuç içi kadar bir minyatürden seçilmiş bir köşecikle oynuyorlar.
1. Aynı oyunu, avuç içi kadar bir minyatürden seçilmiş bir köşecikle oynuyorlar.
2. Bu biçimde yapılmış küçük resim
3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Bir şeyin küçük ölçekte kopyası veya benzeri
1. Ufacık, minyatür bir yüzü, aynı ufaklıkta vücudu vardı.
1. Ufacık, minyatür bir yüzü, aynı ufaklıkta vücudu vardı.
Lisan : Fransızca miniature
1. -i , -i , -i , -i , Bir şeyin küçük bir kopyasını, benzerini veya modelini oluşturmak
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , İnce, küçük, çıtı pıtı
1. Bu minyon, esmer, fındık kurdu ve güzel evet kabul etmeli ki güzel kadın...
1. Bu minyon, esmer, fındık kurdu ve güzel evet kabul etmeli ki güzel kadın...
Lisan : Fransızca mignon