Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
artabilmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Artma ihtimali veya imkânı bulunmak


artağan
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , halk ağzında , halk ağzında , sıfat , sıfat , halk ağzında , halk ağzında , Alışılandan veya beklenilenden artık verimi olan, bereketli

2. Çoğalan, fazlalaşan, artımlı


artağanlık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Alışılandan veya beklenilenden artık ürün verme durumu, bereket


artakalma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Artakalmak işi


artakalmak fiil
Anlamı:

1. -den , -den , -den , -den , Artmak, geriye kalmak, fazla bulunmak

Örnek:

1. Artakalan para ile çocuk pek güç geçiniyordu.

1. Artakalan para ile çocuk pek güç geçiniyordu.


Telaffuz : arta'kalmak

artçı

İlgili Kelimeler:

artçı deprem, artçı sarsıntı, artçı şok

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Geçmiş bir sanat veya edebiyat çığırını sürdüren sanatçı veya hareket

2. askerlik , askerlik , askerlik , askerlik , Yürüyüş durumunda bulunan bir askerî birliğin güvenliğini sağlamak için arkadan gelmek üzere bırakılan kıta, dümdar, öncü karşıtı

3. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Arkadan gelen, sonra olan, öncü karşıtı


artçı deprem
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Asıl depremden sonra meydana gelen şiddet ve büyüklük bakımından daha küçük olan deprem, artçı sarsıntı, artçı şok


artçı sarsıntı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Artçı deprem


artçı şok
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Artçı deprem


artçıl
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Arkadan gelen, sonra olan, öncül karşıtı


artçılık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Artçının yaptığı iş

2. Artçı olma durumu


arter
Anlamı:

1. isim , isim , anatomi , anatomi , isim , isim , anatomi , anatomi , Atardamar

2. Trafiği yoğun olan ana yol


Lisan : Fransızca artère

arterit
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Atardamar bozukluğu


Lisan : Fransızca artérite tıp

artezyen

İlgili Kelimeler:

artezyen kuyusu

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Burgu ile delinerek açılan ve suyu yükseğe fışkırtan kuyu


Lisan : Fransızca artésien

artezyen kuyusu
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Artezyen


artı

İlgili Kelimeler:

artı güç, artı para, artı sayı, artı uç

Anlamı:

1. isim , isim , matematik , matematik , isim , isim , matematik , matematik , Toplama işleminde + işaretinin adı, zait

2. sıfat , sıfat , matematik , matematik , sıfat , sıfat , matematik , matematik , Sıfırdan büyük, önünde artı işareti bulunan (sayı), eksi karşıtı, pozitif

3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Fazlalık

Örnek:

1. Alışkanlıklarımız artılarıyla eksileriyle nelerdir, aktarılmıyor çocuklarımıza.

1. Alışkanlıklarımız artılarıyla eksileriyle nelerdir, aktarılmıyor çocuklarımıza.


artı güç
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bir sonuca katkısı olabilecek birkaç etkenin belirli bir etkileşim sonucunda elde ettiği ortak güç, sinerji


artı para
Anlamı:

1. isim , isim , ekonomi , ekonomi , isim , isim , ekonomi , ekonomi , Banka tarafından müşteri hesabı için öngörülen limitten belirli bir miktar daha fazlasını kullanma imkânı veren tutar, acil ihtiyaç kredisi


artı sayı
Anlamı:

1. isim , isim , matematik , matematik , isim , isim , matematik , matematik , Kendisinden önce + işareti bulunan, sıfırdan büyük sayı, pozitif sayı


artı uç
Anlamı:

1. isim , isim , fizik , fizik , isim , isim , fizik , fizik , Elektrikli çözümlemede, sıvıya batırılıp akımın geçmesini sağlayan iletken uçlardan artı yüklü olanı, anot


artık

İlgili Kelimeler:

artık değer, artık emek, artık göl, artık gün, artık yıl, eksik artık, üretim artığı

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , İçildikten, yenildikten veya kullanıldıktan sonra geriye kalan

2. isim , isim , isim , isim , Bir şeyin harcandıktan veya kullanıldıktan sonra artan bölümü

Örnek:

1. Kumaş artığı.

1. Kumaş artığı.

2. Dibinde bir yudumluk kararmış çay artığı vardı.

2. Dibinde bir yudumluk kararmış çay artığı vardı.

3. Daha çok, daha fazla

4. zarf , zarf , zarf , zarf , (a'rtık) Bundan böyle, bundan sonra

Örnek:

1. Artık onlar en lüks gazino ve barlara gidiyorlar, gecelerini oralarda geçiriyorlardı.

1. Artık onlar en lüks gazino ve barlara gidiyorlar, gecelerini oralarda geçiriyorlardı.

5. isim , isim , müzik , müzik , isim , isim , müzik , müzik , Büyük ve tam aralıkların yarım ses artmış hâli


artık değer
Anlamı:

1. isim , isim , ekonomi , ekonomi , isim , isim , ekonomi , ekonomi , İşçinin, iş gücünün karşılığı olarak ödenen değerin üzerinde ürettiği ve işverenin, karşılığını ödemeksizin sahip olduğu ek değer


artık emek
Anlamı:

1. isim , isim , ekonomi , ekonomi , isim , isim , ekonomi , ekonomi , İşçinin, ek süre içinde harcadığı ve sonucunda artık değer yarattığı, karşılığı ödenmeyen emek


artık göl
Anlamı:

1. isim , isim , coğrafya , coğrafya , isim , isim , coğrafya , coğrafya , Önceden denizken kurumalar, çekilmeler yüzünden göl durumuna gelmiş yer


artık gün
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Artık yıllarda şubat ayına eklenen yirmi dokuzuncu gün