Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
meyve suyu
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Meyveden elde edilen su


meyve veren ağaç taşlanır
Anlamı:

1. `bilgili, hünerli, işinde başarılı olan kimseler kıskanılır, eleştirilir ve işlerini yapmaları zorlaştırılır` anlamında kullanılan bir söz


meyve vermek
Anlamı:

1. ürün vermek

Örnek:

1. Kahramanlıktı yurdun meyve veren tek dalı / O da elden giderse nereye başvurmalı?

1. Kahramanlıktı yurdun meyve veren tek dalı / O da elden giderse nereye başvurmalı?

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , bir eser ortaya çıkarmak


meyve yaprak
Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Çiçeğin döllenmeden sonra yemişi oluşturan yaprağı


meyveci
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Meyve yetiştiren kimse

2. Meyve satan kimse, yemişçi


meyvecilik

İlgili Kelimeler:

turfanda meyvecilik

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Meyve yetiştirme işi

2. Meyve alıp satma işi


meyvedar
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Meyveli


Lisan : Farsça mīvedār

meyvehoş
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Kuru yemiş

2. Kuru yemiş satılan yer


Lisan : Farsça mīve + ḫuşk

meyvelendirme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Meyvelendirmek işi


meyvelendirmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Meyvelenme işini yaptırmak


meyvelenme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Meyvelenmek işi


meyvelenmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Meyveli duruma gelmek, meyve vermek


meyveli
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Meyvesi olan, meyve veren, yemişli, meyvedar

Örnek:

1. İçi yer yer kümeleşip yer yer seyrekleşen meyveli meyvesiz ağaçlarla doluydu.

1. İçi yer yer kümeleşip yer yer seyrekleşen meyveli meyvesiz ağaçlarla doluydu.

2. Meyve ile yapılmış, içinde meyve bulunan

Örnek:

1. Meyveli gazoz. Meyveli pasta.

1. Meyveli gazoz. Meyveli pasta.

3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Yaratıcı olan, olumlu bir şey ortaya koyabilen


meyveli ağacı taşlarlar
Anlamı:

1. meyve veren ağaç taşlanır


meyvelik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Meyve ağacı dikili, belirli büyüklükte yer, yemişlik

2. Meyve konulan kap, yemişlik

Örnek:

1. Meyvelikte portakallarla bir tek elma vardı.

1. Meyvelikte portakallarla bir tek elma vardı.


meyvemsi
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Meyve gibi, meyveyi andıran


meyvesiz
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Meyve vermeyen

Örnek:

1. İçi yer yer kümeleşip yer yer seyrekleşen meyveli meyvesiz ağaçlarla doluydu.

1. İçi yer yer kümeleşip yer yer seyrekleşen meyveli meyvesiz ağaçlarla doluydu.

2. Meyvesi olmayan

3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Verimsiz, ortaya eser koymayan


meyvesizlik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Meyvesiz olma durumu


meyveye durmak
Anlamı:

1. meyve verecek duruma gelmek

Örnek:

1. Oğlu Hakan'ın doğduğu yıl meyveye duran dut, en doğurgan dönemindeydi.

1. Oğlu Hakan'ın doğduğu yıl meyveye duran dut, en doğurgan dönemindeydi.


meyyal
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Eğilimli, eğimli

Örnek:

1. İçinde bir yerlerde kötücüllüğe meyyal bir ruh taşıdığına inanmaya işte o sıralar başlamıştı.

1. İçinde bir yerlerde kötücüllüğe meyyal bir ruh taşıdığına inanmaya işte o sıralar başlamıştı.


Lisan : Arapça meyyāl

Telaffuz : l ince okunur

meyyallik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Meyyal olma durumu


meyyit
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Ölü

Örnek:

1. Gözyaşı ile meyyitimi yusunlar / Yâr elinden şehit olan bu diye

1. Gözyaşı ile meyyitimi yusunlar / Yâr elinden şehit olan bu diye


Lisan : Arapça meyyit

mezada çıkarmak (veya koymak)
Anlamı:

1. açık artırma yoluyla bir malı satışa çıkarmak

Örnek:

1. Nesi var nesi yoksa toplar, buraya getirir, mezada koyardı.

1. Nesi var nesi yoksa toplar, buraya getirir, mezada koyardı.


mezalim
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Zulümler, haksızlıklar, kıyımlar


Lisan : Arapça meẓālim

Telaffuz : meza:lim

mezamir
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Düdükler

2. Makamla okunan Zebur sureleri


Lisan : Arapça mezāmīr

Telaffuz : meza:mi:r