92406 kayıt bulundu.
1. isim , isim , isim , isim , Massetmek işi
2. fizik , fizik , fizik , fizik , Soğurma
Telaffuz : ma'ssetme
1. -i , -i , eskimiş , eskimiş , -i , -i , eskimiş , eskimiş , Emmek, içine çekmek
Lisan : Arapça maṣṣ + Türkçe etmek
Telaffuz : ma'ssetmek
1. isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , Fiilin -mak / -mek veya -ma / -me ekleri alan ve ad gibi kullanılan biçimi, eylemlik: al-mak, üşü-mek, bul-ma, gör-me, vb
Lisan : Arapça maṣdar
1. isim , isim , isim , isim , Sıvacı ve duvarcıların cetvel gibi kullandıkları uzun, ensiz ve düz tahta
Lisan : Arapça misṭār
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , matematik , matematik , isim , isim , eskimiş , eskimiş , matematik , matematik , İletki
Lisan : Arapça misṭara
Telaffuz : masta'ra
mastı çiçeği
1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Kulakları uzun ve düşük, bacakları kısa, bodur bir köpek cinsi
Lisan : Rumca
1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Öküzgözü(I)
1. isim , isim , isim , isim , Sakız rakısı
1. Elinde kesme kristal bir sürahi, kadeh boşaldıkça koşup mastika dolduruyor.
1. Elinde kesme kristal bir sürahi, kadeh boşaldıkça koşup mastika dolduruyor.
2. Sakız ağacından çıkarılan reçine
Lisan : Rumca
Telaffuz : masti'ka
1. sıfat , sıfat , argo , argo , sıfat , sıfat , argo , argo , Çok sarhoş, mastur
Lisan : Rumca
1. esrar içerek kendinden geçmek
1. Esrarcılar boğula boğula öksürürler, duman içinde kalırlar, duman olurlar. Buna mastor olurlar demek daha uygundur.
1. Esrarcılar boğula boğula öksürürler, duman içinde kalırlar, duman olurlar. Buna mastor olurlar demek daha uygundur.
1. isim , isim , isim , isim , Cinsel bölgelere dokunarak orgazm sağlama, istimna, onanizm
Lisan : Fransızca masturbation
1. isim , isim , denizcilik , denizcilik , isim , isim , denizcilik , denizcilik , Geminin en geniş yeri
Lisan : Rumca
Telaffuz : mastu'ri
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Sevilen, âşık olunan erkek
1. Biz sevdik, âşık olduk; sevildik, maşuk olduk.
1. Biz sevdik, âşık olduk; sevildik, maşuk olduk.
Lisan : Arapça maʿşūḳ
Telaffuz : ma:şuk
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Sevilen, âşık olunan kadın
1. Demek hamal Mehmet'in, sürücü Ahmet'in maşukalarına yaptıklarını sen de bana yapacaksın?
1. Demek hamal Mehmet'in, sürücü Ahmet'in maşukalarına yaptıklarını sen de bana yapacaksın?
Lisan : Arapça maʿşūḳa
Telaffuz : ma:şu:ka
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Suçsuz, günahsız
1. Melek kadar masum / Yok canım şeytan kadar şirret
1. Melek kadar masum / Yok canım şeytan kadar şirret
2. Temiz, saf(II)
1. Gül kokusunda saf ve masum bir eda, yaseminde romantik bir sevda hisseder gibi olurum.
1. Gül kokusunda saf ve masum bir eda, yaseminde romantik bir sevda hisseder gibi olurum.
3. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Küçük çocuk
1. Dört masumu var.
1. Dört masumu var.
Lisan : Arapça maʿṣūm
Telaffuz : ma:sum
1. zarf , zarf , zarf , zarf , Masumca
Lisan : Arapça maʿṣūm + Farsça -āne
Telaffuz : ma:suma:ne
1. zarf , zarf , zarf , zarf , Suçsuz, temiz, masum bir biçimde, masumcasına, masumane
Telaffuz : masu'mca
1. isim , isim , isim , isim , Zavallı, günahsız kimse
1. Aman unutma, Hayrünnisa'nın eskilerinden verelim de şu masumcuklara getirip dağıt!
1. Aman unutma, Hayrünnisa'nın eskilerinden verelim de şu masumcuklara getirip dağıt!
1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Suçsuz, günahsız (kadın)
1. O masumeyi yataklarda inletmek senin şanına yakışır mı?
1. O masumeyi yataklarda inletmek senin şanına yakışır mı?
2. Temiz, saf (kadın)
Lisan : Arapça maʿṣūme
Telaffuz : ma:su:me
1. isim , isim , isim , isim , Masumluk
1. Aksine, onun her tavrından hayret, dehşet ve masumiyet tüttüğüne şahidim.
1. Aksine, onun her tavrından hayret, dehşet ve masumiyet tüttüğüne şahidim.
Lisan : Arapça maʿṣūmiyyet
Telaffuz : ma:su:miyet
1. isim , isim , isim , isim , Masum olma durumu, masumiyet
1. Her gülüşte, ihtiyarlığın içlerine çöktürdüğü birkaç yıldan kurtularak çocuk masumluğuyla güldüler.
1. Her gülüşte, ihtiyarlığın içlerine çöktürdüğü birkaç yıldan kurtularak çocuk masumluğuyla güldüler.
1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Korunan, korunmuş
1. Poyrazdan masun bir kulübe göreceksin.
1. Poyrazdan masun bir kulübe göreceksin.
2. Saklanmış
Lisan : Arapça maṣūn