Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
massetme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Massetmek işi

2. fizik , fizik , fizik , fizik , Soğurma


Telaffuz : ma'ssetme

massetmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , eskimiş , eskimiş , -i , -i , eskimiş , eskimiş , Emmek, içine çekmek


Lisan : Arapça maṣṣ + Türkçe etmek

Telaffuz : ma'ssetmek

mastar
Anlamı:

1. isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , Fiilin -mak / -mek veya -ma / -me ekleri alan ve ad gibi kullanılan biçimi, eylemlik: al-mak, üşü-mek, bul-ma, gör-me, vb


Lisan : Arapça maṣdar

mastar
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sıvacı ve duvarcıların cetvel gibi kullandıkları uzun, ensiz ve düz tahta


Lisan : Arapça misṭār

mastara
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , matematik , matematik , isim , isim , eskimiş , eskimiş , matematik , matematik , İletki


Lisan : Arapça misṭara

Telaffuz : masta'ra

master
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , 343 yüksek lisans


Lisan : İngilizce master

mastı

İlgili Kelimeler:

mastı çiçeği

Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Kulakları uzun ve düşük, bacakları kısa, bodur bir köpek cinsi


Lisan : Rumca

mastı çiçeği
Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Öküzgözü(I)


mastika
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sakız rakısı

Örnek:

1. Elinde kesme kristal bir sürahi, kadeh boşaldıkça koşup mastika dolduruyor.

1. Elinde kesme kristal bir sürahi, kadeh boşaldıkça koşup mastika dolduruyor.

2. Sakız ağacından çıkarılan reçine


Lisan : Rumca

Telaffuz : masti'ka

mastor
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , argo , argo , sıfat , sıfat , argo , argo , Çok sarhoş, mastur


Lisan : Rumca

mastor olmak
Anlamı:

1. esrar içerek kendinden geçmek

Örnek:

1. Esrarcılar boğula boğula öksürürler, duman içinde kalırlar, duman olurlar. Buna mastor olurlar demek daha uygundur.

1. Esrarcılar boğula boğula öksürürler, duman içinde kalırlar, duman olurlar. Buna mastor olurlar demek daha uygundur.


mastur
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , argo , argo , sıfat , sıfat , argo , argo , Mastor


Lisan : Rumca

mastürbasyon
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Cinsel bölgelere dokunarak orgazm sağlama, istimna, onanizm


Lisan : Fransızca masturbation

masturi
Anlamı:

1. isim , isim , denizcilik , denizcilik , isim , isim , denizcilik , denizcilik , Geminin en geniş yeri


Lisan : Rumca

Telaffuz : mastu'ri

maşuk
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Sevilen, âşık olunan erkek

Örnek:

1. Biz sevdik, âşık olduk; sevildik, maşuk olduk.

1. Biz sevdik, âşık olduk; sevildik, maşuk olduk.


Lisan : Arapça maʿşūḳ

Telaffuz : ma:şuk

maşuka
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Sevilen, âşık olunan kadın

Örnek:

1. Demek hamal Mehmet'in, sürücü Ahmet'in maşukalarına yaptıklarını sen de bana yapacaksın?

1. Demek hamal Mehmet'in, sürücü Ahmet'in maşukalarına yaptıklarını sen de bana yapacaksın?


Lisan : Arapça maʿşūḳa

Telaffuz : ma:şu:ka

masum
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Suçsuz, günahsız

Örnek:

1. Melek kadar masum / Yok canım şeytan kadar şirret

1. Melek kadar masum / Yok canım şeytan kadar şirret

2. Temiz, saf(II)

Örnek:

1. Gül kokusunda saf ve masum bir eda, yaseminde romantik bir sevda hisseder gibi olurum.

1. Gül kokusunda saf ve masum bir eda, yaseminde romantik bir sevda hisseder gibi olurum.

3. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Küçük çocuk

Örnek:

1. Dört masumu var.

1. Dört masumu var.


Lisan : Arapça maʿṣūm

Telaffuz : ma:sum

masumane
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Masumca


Lisan : Arapça maʿṣūm + Farsça -āne

Telaffuz : ma:suma:ne

masumca
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Suçsuz, temiz, masum bir biçimde, masumcasına, masumane


Telaffuz : masu'mca

masumcasına
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Masumca


Telaffuz : masu'mcasına

masumcuk
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Zavallı, günahsız kimse

Örnek:

1. Aman unutma, Hayrünnisa'nın eskilerinden verelim de şu masumcuklara getirip dağıt!

1. Aman unutma, Hayrünnisa'nın eskilerinden verelim de şu masumcuklara getirip dağıt!


masume
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Suçsuz, günahsız (kadın)

Örnek:

1. O masumeyi yataklarda inletmek senin şanına yakışır mı?

1. O masumeyi yataklarda inletmek senin şanına yakışır mı?

2. Temiz, saf (kadın)


Lisan : Arapça maʿṣūme

Telaffuz : ma:su:me

masumiyet
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Masumluk

Örnek:

1. Aksine, onun her tavrından hayret, dehşet ve masumiyet tüttüğüne şahidim.

1. Aksine, onun her tavrından hayret, dehşet ve masumiyet tüttüğüne şahidim.


Lisan : Arapça maʿṣūmiyyet

Telaffuz : ma:su:miyet

masumluk
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Masum olma durumu, masumiyet

Örnek:

1. Her gülüşte, ihtiyarlığın içlerine çöktürdüğü birkaç yıldan kurtularak çocuk masumluğuyla güldüler.

1. Her gülüşte, ihtiyarlığın içlerine çöktürdüğü birkaç yıldan kurtularak çocuk masumluğuyla güldüler.


masun
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Korunan, korunmuş

Örnek:

1. Poyrazdan masun bir kulübe göreceksin.

1. Poyrazdan masun bir kulübe göreceksin.

2. Saklanmış


Lisan : Arapça maṣūn