92406 kayıt bulundu.
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Sürekli su akan boru
1. İlerideki maslaktan su doldurmaya giden simsiyah bir zenci kızının yakasından asıldı.
1. İlerideki maslaktan su doldurmaya giden simsiyah bir zenci kızının yakasından asıldı.
2. Boruları aşırı basınçtan korumak amacıyla su yolu üzerinde yapılan içi su dolu hazne
3. Büyük yalak
Lisan : Arapça maṣlāḳ
1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Asılmış, asılarak öldürülmüş (kimse)
Lisan : Arapça maṣlūb
Telaffuz : l ince okunur
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Her yanı mavi, gömgök
1. Gökyüzü mavi, masmaviydi / Güneş gittikçe ısıtıyordu
1. Gökyüzü mavi, masmaviydi / Güneş gittikçe ısıtıyordu
Telaffuz : ma'sma:vi
1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Sanatla yapılmış (ürün)
2. Aslı olmayan, uydurma, yapma, düzme, düzmece, sahte
Lisan : Arapça maṣnūʿ
Telaffuz : masnu:
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Sanatla yapılmış şeyler, sanat eserleri
2. Aslı olmayan şeyler, yapma ve düzme şeyler
Lisan : Arapça maṣnūʿāt
Telaffuz : masnu:a:t
mason locası
1. isim , isim , isim , isim , Masonluk üyesi, farmason
Lisan : Fransızca maçon
1. isim , isim , isim , isim , Çeşitli derecelerdeki masonlardan oluşan gruplardan her biri
1. isim , isim , isim , isim , Birtakım kardeşlik ilkelerini benimseyen, birbirlerini parola ve işaretlerle tanıyan, loca denilen bölümlere ayrılan kimselerden kurulu dernek
2. Mason olma durumu, farmasonluk
masraf kapısı, cari masraf, mahkeme masrafı
1. isim , isim , isim , isim , Harcanan para, gider
1. Çiftlik kâhyası her sene uzun bir masraf defteri gönderir.
1. Çiftlik kâhyası her sene uzun bir masraf defteri gönderir.
2. eskimiş , eskimiş , eskimiş , eskimiş , Bir şeyin yapımında kullanılan gereç, harç
1. Bu yemeğin masrafı bol tutulmuş.
1. Bu yemeğin masrafı bol tutulmuş.
Lisan : Arapça maṣrif
1. isim , isim , mecaz , mecaz , isim , isim , mecaz , mecaz , Para harcamayı gerektiren bir iş
1. Şampiyon olunca takım şımardı, ille dış seyahat diye tutturuyor, hadi sana yeni masraf kapısı.
1. Şampiyon olunca takım şımardı, ille dış seyahat diye tutturuyor, hadi sana yeni masraf kapısı.
1. bir iş veya yapım için çok para harcamak
1. Bir adamın hiç tanımadığı insanlar için bu kadar zahmet ve masrafa girmesine bir türlü akıl erdiremiyorum.
1. Bir adamın hiç tanımadığı insanlar için bu kadar zahmet ve masrafa girmesine bir türlü akıl erdiremiyorum.
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Çok masraf gerektiren, pahalıya çıkan
1. Bu, masraflı bir iş.
1. Bu, masraflı bir iş.
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Masraf gerektirmeyen veya az masrafı olan, ucuza mal olan
2. zarf , zarf , mecaz , mecaz , zarf , zarf , mecaz , mecaz , Külfeti az bir biçimde
1. Emeksiz, masrafsız birer çocuk sahibi olduk.
1. Emeksiz, masrafsız birer çocuk sahibi olduk.
1. isim , isim , isim , isim , Metal, toprak, plastik vb.nden yapılmış, ağzı açık, kulplu, bardağa benzeyen, küçük kap
1. Su testisinin ağzına ters kapatılmış maşrapaya su doldurdu.
1. Su testisinin ağzına ters kapatılmış maşrapaya su doldurdu.
Lisan : Arapça maşraba
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Doğu
1. Mağripten maşrıka dünyanın ucu / Sarraf olan bilir altını, tuncu
1. Mağripten maşrıka dünyanın ucu / Sarraf olan bilir altını, tuncu
Lisan : Arapça maşriḳ
1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Sarf edilmiş, harcanmış
Lisan : Arapça maṣrūf