Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
arkasına (bile) bakmadan gitmek (veya kaçmak)
Anlamı:

1. arkada kalanlarla ilgilenmeden bir yerden hızlıca ayrılmak

Örnek:

1. O kadar korktular, o kadar pıstılar ki arkalarına bile bakmadan kaçmaya başladılar.

1. O kadar korktular, o kadar pıstılar ki arkalarına bile bakmadan kaçmaya başladılar.


arkasına almak
Anlamı:

1. sırtına yüklemek, taşımak

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , desteğini sağlamak


arkasına düşmek (veya takılmak)
Anlamı:

1. bir işi sona erdirmek için sıkı çalışmak

2. birini gözden ayırmayarak arkasından gitmek

Örnek:

1. İstanbul'da ne kadar şair, hikâyeci varsa hepsinin arkasına düşüyor, hepsiyle tanışıyordu.

1. İstanbul'da ne kadar şair, hikâyeci varsa hepsinin arkasına düşüyor, hepsiyle tanışıyordu.


arkasında dolaşmak (veya gezmek)
Anlamı:

1. bir işi yaptırmak için ilgili veya yetkili bir kimsenin uğradığı yerlere giderek görüşme fırsatı aramak


arkasında yumurta küfesi yok ya! (veya olmamak)
Anlamı:

1. sırtında yumurta küfesi yok ya!


arkasından atlı kovalamak
Anlamı:

1. bir işi gereksiz bir telaş içinde yapmak


arkasından atmak (veya konuşmak)
Anlamı:

1. dedikodusunu yapmak


arkasından koşmak
Anlamı:

1. iş yaptırmak için birinin arzusunu kollamak, görüşme fırsatı aramak

2. birine çok ilgi duymak


arkasından sürüklemek
Anlamı:

1. arkasından gelmesini sağlamak


arkasından teneke çalmak
Anlamı:

1. tenekeye sopa vb. ile vurarak giden bir kişiye hakaret etmek


arkasından zil takıp oynamak
Anlamı:

1. birinin bir yerden ayrılmasına veya bir işte başarısızlığa uğramasına çok sevinmek


arkasını (bir şeye) vermek
Anlamı:

1. dönmek

Örnek:

1. Ateşe arkasını verdi.

1. Ateşe arkasını verdi.


arkasını (birine) vermek
Anlamı:

1. birinin koruyuculuğuna güvenmek


arkasını almak
Anlamı:

1. bir işi tamamlamak


arkasını bırakmak
Anlamı:

1. peşini bırakmak


arkasını dayamak
Anlamı:

1. birinin koruyuculuğuna güvenmek


arkasını getirememek
Anlamı:

1. başladığı bir işi sürdürüp sona erdirememek


arkasını sağlama almak
Anlamı:

1. bir işe başlarken çok güçlü bir destek bulmuş olmak


arkasını sıvamak
Anlamı:

1. birini övmek, iltifat etmek


arkasız
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Arkası olmayan

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Adamsız


arkasızlık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Arkasız olma durumu

Örnek:

1. Osmanlı artık çaresizliği, yapayalnızlığı, arkasızlığı öle dirile yaşıyordu.

1. Osmanlı artık çaresizliği, yapayalnızlığı, arkasızlığı öle dirile yaşıyordu.


arkaüstü
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Arkası yere gelecek bir biçimde


Telaffuz : arka'üstü

arkaya bırakmak (veya koymak)
Anlamı:

1. sonraya, başka zamana bırakmak, ertelemek


arkaya kalmak
Anlamı:

1. geride kalmak, sonraya kalmak, geriden gelmek


arkebüz
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , XV. yüzyılda Fransa'da kullanılmaya başlanan, taşınabilir ateşli silah

Örnek:

1. Fakat bu insanların çoğu, metrislerden açılan bir arkebüz yaylımıyla oracıkta yığılıverdiler.

1. Fakat bu insanların çoğu, metrislerden açılan bir arkebüz yaylımıyla oracıkta yığılıverdiler.


Lisan : Fransızca arquebuse