92406 kayıt bulundu.
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Ara
1. Meseleyi mabeyninizde halletmelisiniz.
1. Meseleyi mabeyninizde halletmelisiniz.
2. tarih , tarih , tarih , tarih , Konaklarda harem ile selamlık arasındaki daire veya oda
3. tarih , tarih , tarih , tarih , Padişah sarayı
Lisan : Arapça mābeyn
Telaffuz : ma:beyin
başmabeyinci
1. isim , isim , tarih , tarih , isim , isim , tarih , tarih , Osmanlı Devleti'nde padişahların dışarıyla olan ilişkilerine bakan, buyruklarını ilgililere bildiren, bazı kişilerin dileklerini kendisine ileten görevli
1. Büyükannem serasker kapısına, mabeyincilerin konaklarına giderek ağlayıp sızlıyormuş.
1. Büyükannem serasker kapısına, mabeyincilerin konaklarına giderek ağlayıp sızlıyormuş.
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Hamur, merhem, boya vb. şeyleri ezip karıştırarak yoğurmak için kullanılan ve bir ucu ele alınacak biçimde saplı, öbür ucu yassı olan alet
2. Aşure kazanlarını karıştırmakta kullanılan, uzun saplı ve yayvan uçlu tahta kepçe
Lisan : Arapça miblaʿ
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Çok tanrılı dinlerde kendisine tapınılan dişi tanrı, tanrıça, ilahe
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Tapınırcasına sevilen kadın, sevgili
Lisan : Arapça maʿbūde
Telaffuz : ma:bu:de
1. isim , isim , din bilgisi , din bilgisi , isim , isim , din bilgisi , din bilgisi , Kendisine tapılan varlık
Lisan : Arapça maʿbūd
Telaffuz : ma:bu:du
1. isim , isim , isim , isim , Karşılaşma
1. Paris'te maça gitmek şöyle dursun, stadyumların yerini bile öğrenmek aklımdan geçmedi.
1. Paris'te maça gitmek şöyle dursun, stadyumların yerini bile öğrenmek aklımdan geçmedi.
Lisan : Fransızca match
1. zarf , zarf , zarf , zarf , Bir şeyi çiğnerken `maç` diye ses çıkararak
1. Bunların ağdalanır maç maç öterken sakızı.
1. Bunların ağdalanır maç maç öterken sakızı.
1. karşılaşma sonucunu belirlemek amacıyla meşru olmayan yollardan veya para karşılığı anlaşmaya varmak
maça beyi, maça kızı
1. isim , isim , isim , isim , Oyun kâğıtlarında, mızrak ucuna benzer, ayaklı siyah beneklerle oluşan dizi, pik (III)
2. madencilik , madencilik , madencilik , madencilik , Döküm parçasında, içi boş, kopya elde etmek için kullanılan kum, maden veya erimiş durumdaki döküm maddesine dayanıklı başka bir maddeden yapılmış dolgu kalıp
Lisan : İtalyanca mazza
1. isim , isim , isim , isim , İskambil destesinde maça dizisinde yer alan kız
2. Bir tür iskambil oyunu
Macar biberi, Macar ineği, Macar salamı
1. isim , isim , isim , isim , Macaristan halkından veya bu halkın soyundan olan kimse
Özel: Evet
1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Eti ve sütü için beslenen bir tür inek
1. isim , isim , isim , isim , Macar dili
2. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bu dille yazılmış olan
Özel: Evet
1. isim , isim , isim , isim , Baştan geçen ilginç olay veya olaylar zinciri, serüven, sergüzeşt, avantür
1. Türk şiirinin ve Türk musikisinin bir gurbet macerası olduğunu bilirdim.
1. Türk şiirinin ve Türk musikisinin bir gurbet macerası olduğunu bilirdim.
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Olmayacakmış gibi görünen iş
Lisan : Arapça mācerā
Telaffuz : ma:cera:
1. başına geleceklerden habersiz, sonu bilinmeyen, tehlikeli, heyecanlı bir işe girişmek
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , İlginç ve tehlikeli olayları göze alan, serüvenci, sergüzeştçi, maceraperest
1. Bizim gibi maceracı insanlarda ne gibi meziyetler bulunduğunu anlamak herkesin kârı değildir.
1. Bizim gibi maceracı insanlarda ne gibi meziyetler bulunduğunu anlamak herkesin kârı değildir.
1. isim , isim , isim , isim , Maceracı olma durumu, maceraperestlik, serüvencilik, sergüzeştçilik