Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
kümelemek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Küme durumuna getirmek, yığmak, biriktirmek


kümeleniş
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kümelenme işi


kümelenme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kümelenmek işi

Örnek:

1. Yağmur bulutları yine kümelenmeye başladı.

1. Yağmur bulutları yine kümelenmeye başladı.

2. Yığılma, biriktirme, toplanma, kümülasyon


kümelenmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Bir yere toplanmak, yığılmak

Örnek:

1. Binbir kuş parlak yapraklı ağaçlara kümelendi.

1. Binbir kuş parlak yapraklı ağaçlara kümelendi.


kümeleşim
Anlamı:

1. isim , isim , biyoloji , biyoloji , isim , isim , biyoloji , biyoloji , Herhangi bir sıvı içindeki gözelerin, parçacıkların vb.nin bir araya gelmesi, aglütinasyon


kümeleşme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kümeleşmek işi


kümeleşmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Küme durumunda toplanmak

Örnek:

1. İnsanlar telefon kulübelerinin önünde kümeleşmişlerdi.

1. İnsanlar telefon kulübelerinin önünde kümeleşmişlerdi.


kümeli
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Kümesi olan

2. Birikmiş, katılmış, kümülatif


kümes

İlgili Kelimeler:

kümes hayvanları, tavuk kümesi

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Tavuk, hindi vb. evcil hayvanların barınmasına yarayan kapalı yer

Örnek:

1. Ne kümeste tavuk bırakırmış ne ahırda hayvan ne de ağılda koyun.

1. Ne kümeste tavuk bırakırmış ne ahırda hayvan ne de ağılda koyun.

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Ufak ev

Örnek:

1. Bu murdar kümeste nasıl oturuyorsun bilmem?

1. Bu murdar kümeste nasıl oturuyorsun bilmem?


Lisan : Rumca

kümes hayvanları
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Etinden, tüyünden, yumurtasından yararlanmak üzere yetiştirilip beslenen tavuk, kaz, ördek, hindi vb. evcil hayvanlar


kümeye çıkma
Anlamı:

1. isim , isim , spor , spor , isim , isim , spor , spor , Takımların sonraki sezonda bir üst kümeye yükselmesi, lige çıkma


kümeye çıkmak
Anlamı:

1. takımların sonraki sezonda bir üst kümeye yükselmesi, lige çıkmak


kumkayası
Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Sıcak ve ılık denizlerde ve özellikle kayalık yerlerde yaşayan kemikli balık (Neogobius)


kumkazan
Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Kemirgenlerden, Afrika'nın güneyinde yaşayan bir tür memeli (Bathyergus maritimus)


Telaffuz : ku'mkazan

kumkuma

İlgili Kelimeler:

akıl kumkuması, dedikodu kumkuması, esrar kumkuması, fesat kumkuması, fitne kumkuması

Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Küçük testi, çömlek

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Kötü, olumsuz bir özelliği kendinde fazlasıyla toplayan kimse, olay, olgu veya yer

Örnek:

1. Şu Mine, çelişkiler kumkuması bir kız.

1. Şu Mine, çelişkiler kumkuması bir kız.


Lisan : Arapça ḳumḳume

kumla
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kumluk yer, geniş kumsal


kumlama
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çam türü ağaçlarda yıl halkaları arasındaki görüntü ayrımını daha da belirtmek için yüzeye, hava basıncından yararlanarak kum püskürtme

2. Oyma işlerinde, çukurda kalan yüzeyleri özel dişli araçlarla pürüzlü duruma getirme


kumlamak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Kumla kaplamak veya kum dökmek


kumlaştırma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kumlaştırmak işi


kumlaştırmak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Kum tanecikleri durumuna getirmek


kumlu
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , İçinde kum bulunan, kumsal

Örnek:

1. Kumlu toprak.

1. Kumlu toprak.

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Çok ufak ve sık benekli

Örnek:

1. Kumlu kumaş.

1. Kumlu kumaş.


Kumlu
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Hatay iline bağlı ilçelerden biri


Özel: Evet

Telaffuz : ku'mlu

Kumluca
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Antalya iline bağlı ilçelerden biri


Özel: Evet

Telaffuz : kumlu'ca

kumluk
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kumsal

Örnek:

1. Çocukların top oynadıkları kumluktan iskeleye doğru yürürken hep planlar kuruyordu.

1. Çocukların top oynadıkları kumluktan iskeleye doğru yürürken hep planlar kuruyordu.

2. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Kumu çok olan

Örnek:

1. Kumluk arazi.

1. Kumluk arazi.


kumpanya
Anlamı:

1. isim , isim , ticaret , ticaret , isim , isim , ticaret , ticaret , Genellikle yabancı sınai, ticari ortaklık

Örnek:

1. Geminin batırılması emrini ben vermiş ve sigorta kumpanyasından ihtiyacım olan parayı sessizce koparıvermiştim.

1. Geminin batırılması emrini ben vermiş ve sigorta kumpanyasından ihtiyacım olan parayı sessizce koparıvermiştim.

2. Tiyatro topluluğu

Örnek:

1. O küçük kasabada, arada bir uğrayan tiyatro kumpanyaları da olmasa biz neyle avunurduk?

1. O küçük kasabada, arada bir uğrayan tiyatro kumpanyaları da olmasa biz neyle avunurduk?

3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Aynı görüşü paylaşan, aynı eylemi yapan kimseler topluluğu

Örnek:

1. Hırsız kumpanyası.

1. Hırsız kumpanyası.


Lisan : İtalyanca compagnia

Telaffuz : kumpa'nya