Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
kumanda kolu
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Genellikle bilgisayar oyunlarında oyunu yönetebilmek için kullanılan özel bir araç


kumanda odası
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bir etkinliğin yönetildiği bölüm


kumandalı

İlgili Kelimeler:

uzaktan kumandalı

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Kumandası olan


kumandan

İlgili Kelimeler:

kumandan gemisi

Anlamı:

1. isim , isim , askerlik , askerlik , isim , isim , askerlik , askerlik , Komutan

Örnek:

1. Kolordu kumandanlarının fikir ve mütalaalarını bilmek bence pek faydalı idi.

1. Kolordu kumandanlarının fikir ve mütalaalarını bilmek bence pek faydalı idi.


Lisan : Fransızca commandant

kumandan gemisi
Anlamı:

1. isim , isim , denizcilik , denizcilik , isim , isim , denizcilik , denizcilik , Kumandanın komuta ettiği donanma gemisi


kumandanlı
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Kumandanı olan


kumandanlık

İlgili Kelimeler:

başkumandanlık

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Komutanlık

Örnek:

1. Bir ordu kumandanlığı bölgesinde iki büyük otoritenin birlikte bulunmalarına da ihtimal yoktu.

1. Bir ordu kumandanlığı bölgesinde iki büyük otoritenin birlikte bulunmalarına da ihtimal yoktu.


kumandansız
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Kumandanı olmayan

Örnek:

1. Efendisiz, kumandansız, amirsiz, emirsiz bir hayat istiyorum.

1. Efendisiz, kumandansız, amirsiz, emirsiz bir hayat istiyorum.


kumandansızlık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kumandansız olma durumu


kumandasız

İlgili Kelimeler:

uzaktan kumandasız

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Kumandası olmayan


Kumandı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kuzey Altaylarda yaşayan bir Türk boyu

2. Bu boydan olan kimse


Özel: Evet

kumanya
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yolculuk için hazırlanan yiyecek, azık

Örnek:

1. Her sabah dağarcığına kumanyasını kor, çıngıraklı kara keçilerini patikalardan dağ aralıklarına sürerdi.

1. Her sabah dağarcığına kumanyasını kor, çıngıraklı kara keçilerini patikalardan dağ aralıklarına sürerdi.

2. askerlik , askerlik , askerlik , askerlik , Sefer durumundaki askerler için hazırlanan yiyecek


Lisan : İtalyanca compagna

Telaffuz : kuma'nya

kumanyacı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kumanya hazırlayan veya dağıtan kimse


kumanyacılık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kumanyacının yaptığı iş


kumar

İlgili Kelimeler:

kumar ebesi, kumarhane

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ortaya para koyarak oynanan talih oyunu

Örnek:

1. Ağır bir kumar borcunu ödemek zorunda kalan soylular gibiydi.

1. Ağır bir kumar borcunu ödemek zorunda kalan soylular gibiydi.


Lisan : Arapça ḳimār

kumar ebesi
Anlamı:

1. isim , isim , mecaz , mecaz , isim , isim , mecaz , mecaz , Kumar oynatan kimse veya kumarcı


kumar oynamak
Anlamı:

1. ortaya para koyarak talih oyunu oynamak

Örnek:

1. Kazanacağından emin olmadıkça kumar oynamak deliliktir.

1. Kazanacağından emin olmadıkça kumar oynamak deliliktir.

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , olumlu sonuçlanması şüpheli olan bir işe bile bile girişmek


kumarbaz
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Kumara düşkün, sürekli kumar oynayan, kumarcı

Örnek:

1. Gömücüler de kumarbazlarınkine benzer bir tür haz dışında pek bir şey bulamıyorlardı toprakta.

1. Gömücüler de kumarbazlarınkine benzer bir tür haz dışında pek bir şey bulamıyorlardı toprakta.


Lisan : Arapça ḳimār + Farsça -bāz

kumarbazlık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kumarcı olma durumu, kumarcılık


kumarcı
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Kumarbaz


kumarcılık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kumarbazlık


kumarhane
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kumar oynanan yer, bitirim yeri, bitirimhane


Lisan : Arapça ḳimār + Farsça ḫāne

Telaffuz : kumarha:ne

kumarhaneci
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kumarhane işleten kimse


kumarhanecilik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kumarhanecinin yaptığı iş


kumaş

İlgili Kelimeler:

kumaş mengenesi, Hint kumaşı

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Pamuk, yün, ipek vb.nden makinede dokunmuş her türlü dokuma

Örnek:

1. Her şey, esvap ve eşya Bursa'da dokunan ipek kumaşlardan yapılmıştır.

1. Her şey, esvap ve eşya Bursa'da dokunan ipek kumaşlardan yapılmıştır.

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Varlığı ve kişiliği oluşturan nitelik veya malzeme


Lisan : Arapça ḳumāş