Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
külyutmazlık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Külyutmaz olma durumu


kum

İlgili Kelimeler:

kum balığı, kumbaşı, kum çölü, kum engereği, kum fırtınası, kum grisi, kum havucu, kum havuzu, kum kamyonu, kumkayası, kumkazan, kum ocağı, kum otu, kum saati, kum taşı, kum torbası, gök kumu

Anlamı:

1. isim , isim , madencilik , madencilik , isim , isim , madencilik , madencilik , Silisli kütlelerin, kayaların, doğal etkenlerle parçalanarak ufalanmasından oluşan, deniz kıyısı, dere yatağı vb. yerlerde çok bulunan, ufak, sert tanecikler

Örnek:

1. İki kamyon kum getirmemi istedi.

1. İki kamyon kum getirmemi istedi.

2. Armut, ayva vb. meyvelerin etli bölümlerindeki sert tanecikler

3. Vücuttaki bezlerin, özellikle böbreğin ürettiği ince ve katı tanecikler


kum balığı
Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Kum balığıgillerden, dişleri ve karın yüzgeçleri olmayan küçük bir balık (Ammodytes)


kum balığıgiller
Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Kemikli balıklar takımının kefaller alt takımına giren bir familya


kum çölü
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İnce kumla örtülü çöl


kum dökmek
Anlamı:

1. idrar yoluyla böbreklerde oluşan kum taneciklerini vücuttan atmak


kum engereği
Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Özellikle Balkanlarda görülen üçgen kafalı iri engerek (Vipera ammodytes)


kum fırtınası
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çöllerde kumu havaya karıştıran kasırga


kum gibi
Anlamı:

1. pek çok


kum grisi
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kum rengi

2. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bu renkte olan


kum havucu
Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Kumluk yerlerde yetiştirilen küçük bir tür havuç


kum havuzu
Anlamı:

1. isim , isim , spor , spor , isim , isim , spor , spor , Atletlerin tek ve üç adım atlamada incinmemeleri için düştükleri yere yapılmış, içi kumla doldurulmuş alan


kum kamyonu
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Karoser ve diğer mekanik parçaları kum taşımaya uygun bir biçimde düzenlenmiş kamyon


kum ocağı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yapı işlerinde kullanılacak kumun çıkarıldığı yer


kum otu
Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Uyuz otu


kum saati
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Dar bir boğazla birbirine bağlanmış iki cam kaptan oluşan ve üstteki kapta bulunan kumun aşağıya akmasından yararlanılarak zamanı anlamaya, ölçmeye yarayan araç


kum taşı
Anlamı:

1. isim , isim , mineraloji , mineraloji , isim , isim , mineraloji , mineraloji , Kum tanelerinin kaynaşmasıyla oluşmuş bir tür tortul kayaç, kuvarsit


kum torbası
Anlamı:

1. isim , isim , spor , spor , isim , isim , spor , spor , İçine kum doldurulup boks antrenmanlarında kullanılan torba

2. Savaşta veya sel sırasında korunması gereken yerlere yığılan içi kum dolu torba

Örnek:

1. Üst üste yığılmış kum torbaları, düşmana karşı duvarlardan sonra ikinci bir mânia teşkil ediyor.

1. Üst üste yığılmış kum torbaları, düşmana karşı duvarlardan sonra ikinci bir mânia teşkil ediyor.

3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Çok şişman, dayanıksız, lapacı (kimse)


kuma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Aynı erkekle evli olan kadınların birbirine göre adı, ortak

Örnek:

1. Orada kimseyi kıskanmamışken bu sonuncu kumasını büyük mesele yaptı.

1. Orada kimseyi kıskanmamışken bu sonuncu kumasını büyük mesele yaptı.


kuma olmak
Anlamı:

1. evli bir erkekle yasal olmayan bir biçimde birlikte yaşamak, üzerine varmak


kumalı
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Kuması olan


Kuman
Anlamı:

1. isim , isim , tarih , tarih , isim , isim , tarih , tarih , Kıpçak


Özel: Evet

Kumanca
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kıpçakça


Özel: Evet

kumanda

İlgili Kelimeler:

kumanda kolu, kumanda odası, uzaktan kumanda

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Komuta

Örnek:

1. Gemideki bütün askerler, derhâl kumanda kulesinin altındaki kaporta denilen delikten içeri giriyorlar.

1. Gemideki bütün askerler, derhâl kumanda kulesinin altındaki kaporta denilen delikten içeri giriyorlar.

2. Elektronik aygıtları belli bir uzaklıktan yönetmeye yarayan kablosuz alet


Lisan : Fransızca commandé

Telaffuz : kuma'nda

kumanda etmek
Anlamı:

1. komut vermek

2. yönetmek

Örnek:

1. Büyük kuvvetlere kumanda etmek istiyorum, demişti.

1. Büyük kuvvetlere kumanda etmek istiyorum, demişti.