92406 kayıt bulundu.
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , İplik üzerine sırma sarmaya yarar bir dolap
2. Bir tür menteşe
Lisan : Arapça ḳullāb
1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Büyük bağ evi
1. Bağdaki ailelerin bütün çocuklarını kulle dışında bir başka evde toplamışlardı.
1. Bağdaki ailelerin bütün çocuklarını kulle dışında bir başka evde toplamışlardı.
1. -i , -i , -i , -i , Genellikle ateşin üzerini külle örtmek
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Bir acıyı, bir sıkıntıyı unutturmak
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Genellikle ateşin üzerinde kül oluşmak
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Bir acı, bir sıkıntı, bir olay unutulur gibi olmak
1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Bütüne ve genele ilişkin
2. felsefe , felsefe , mantık , mantık , felsefe , felsefe , mantık , mantık , Tümel
Lisan : Arapça kullī
Telaffuz : külli:
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Bir yazarın bütün eserlerini içeren dizi
1. Başlıca şair ve nasirleri tamamıyla öğrenmek için külliyat okumak merakına düştüm.
1. Başlıca şair ve nasirleri tamamıyla öğrenmek için külliyat okumak merakına düştüm.
Lisan : Arapça kulliyyāt
Telaffuz : külliya:tı
1. isim , isim , isim , isim , Bir caminin çevresinde cami ile birlikte kurulmuş medrese, imaret, sebil, kitaplık, hastane vb. yapıların bütünü
1. Fatih külliyesi.
1. Fatih külliyesi.
2. Belli bir idari, ekonomik, kültürel ve sosyal amaca yönelik çeşitli kuruluşların toplu bir biçimde bulunduğu yer.
Lisan : Arapça kulliyye
1. zarf , zarf , eskimiş , eskimiş , zarf , zarf , eskimiş , eskimiş , Bütünüyle, tamamıyla, tamamen
Lisan : Arapça kulliyyen
Telaffuz : kü'lliyen
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Bütünlük, tümlük
2. Çokluk, bolluk
Lisan : Arapça kulliyyet
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Pek çok, bir hayli
1. Utanmayı öğrenmeyenler, banka batıracak, külliyetli rüşvet alacak çeteler kuruyorlar.
1. Utanmayı öğrenmeyenler, banka batıracak, külliyetli rüşvet alacak çeteler kuruyorlar.
küllü su
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , İçinde veya üzerinde kül bulunan
kulluk kölelik
1. isim , isim , isim , isim , Kul olma durumu, kölelik, ubudiyet
1. Kulluk bakımından da o kimseden daha âciz ve itaatlisi olamaz.
1. Kulluk bakımından da o kimseden daha âciz ve itaatlisi olamaz.
2. Kulun yaptığı iş
3. tarih , tarih , tarih , tarih , Karakol
küllük ağzı
1. isim , isim , isim , isim , Çöplük
2. Sigara külü silkelenen ve sigara söndürülen kap, tabla, kül tablası, sigara tablası
3. Banyo, kalorifer kazanıyla ve sobada küllerin döküldüğü yer veya kap
1. isim , isim , isim , isim , Külhanbeyi ağzı
1. Küllük ağzıyla konuşma, doğru anlat.
1. Küllük ağzıyla konuşma, doğru anlat.