Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
küçük ad
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ön ad


Küçük Asya
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Anadolu


Özel: Evet

küçük ay
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Şubat


küçük bey
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Evin küçük erkek çocuğu

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Çıtkırıldım, şımarık genç

Örnek:

1. Küçük bey, bizimle birlikte sen de söylesene!

1. Küçük bey, bizimle birlikte sen de söylesene!


küçük boy
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Normal ölçülerden daha küçük

Örnek:

1. Sonraki gün harçlıklarını birleştirip demirciden büyük boy kırk beş ve küçük boy iki yüz çivi aldılar.

1. Sonraki gün harçlıklarını birleştirip demirciden büyük boy kırk beş ve küçük boy iki yüz çivi aldılar.


küçük burjuva
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Gelir düzeyi düşük şehirli halk

Örnek:

1. Nihat Bey sürekli yükselmek isteğiyle yanıp tutuşan, alaturka bir küçük burjuvadır.

1. Nihat Bey sürekli yükselmek isteğiyle yanıp tutuşan, alaturka bir küçük burjuvadır.


küçük çaplı
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , Değeri ve ağırlığı az


küçük çapta
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , Belirli bir ölçüde

2. Yaygın olmayan


küçük dağları ben yarattım demek
Anlamı:

1. çok böbürlenmek, kibirlenmek

Örnek:

1. Aslarda o küçük dağları ben yarattım diyen heybet ... varken ... o güdük, o boynu bükük konçinalar onlara bir türlü el kaldıramıyorlar.

1. Aslarda o küçük dağları ben yarattım diyen heybet ... varken ... o güdük, o boynu bükük konçinalar onlara bir türlü el kaldıramıyorlar.


küçük dalga
Anlamı:

1. isim , isim , fizik , fizik , isim , isim , fizik , fizik , Orta dalga


küçük dil

İlgili Kelimeler:

küçük dil ünsüzü

Anlamı:

1. isim , isim , anatomi , anatomi , isim , isim , anatomi , anatomi , Damağın arkasında bulunan dile benzer küçük uzantı


küçük dil ünsüzü
Anlamı:

1. isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , Akciğerlerden gelen havanın art damakta küçük dilin çevresinden sızarak çıkmasıyla oluşan ünsüz: ğ


küçük dilini yutmak
Anlamı:

1. şaşırmak, donakalmak

Örnek:

1. Kadıncağız beni bu hâlde görünce az kalsın küçük dilini yutacaktı.

1. Kadıncağız beni bu hâlde görünce az kalsın küçük dilini yutacaktı.


küçük düşmek
Anlamı:

1. değeri veya onuru sarsılmak

Örnek:

1. Kimsenin yanında küçük düşmeni istemem.

1. Kimsenin yanında küçük düşmeni istemem.


küçük düşürmek
Anlamı:

1. değerini veya şerefini sarsmak

Örnek:

1. Handan'ı küçük düşürdüğünü, asıl suçun da bu olduğunu kabul etmişti.

1. Handan'ı küçük düşürdüğünü, asıl suçun da bu olduğunu kabul etmişti.


küçük gezegen
Anlamı:

1. isim , isim , gök bilimi , gök bilimi , isim , isim , gök bilimi , gök bilimi , Bilinen dokuz büyük gezegene göre çok küçük olan gezegen


küçük görmek
Anlamı:

1. değer, önem vermemek

Örnek:

1. Kendisini küçük gören bir millet, insaniyet şefkatine sığınarak yaşayamaz.

1. Kendisini küçük gören bir millet, insaniyet şefkatine sığınarak yaşayamaz.


küçük hanım
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Evin kızı veya genç gelini

Örnek:

1. Küçük hanımların bayram hediyesi zevklerinin bütün incelikleriyle uygun olacaktır.

1. Küçük hanımların bayram hediyesi zevklerinin bütün incelikleriyle uygun olacaktır.


küçük harf
Anlamı:

1. isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , Büyük harfin küçük yazılan türü, minüskül


küçük Hindistan cevizi
Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , İki çeneklilerden, sıcak iklimlerde yetişen bir ağaç (Myristica frangrans)

2. Bu ağacın özellikle et yemekleri ile çorbalarda baharat olarak kullanılan ceviz biçimindeki yemişi, müskat


küçük kan dolaşımı
Anlamı:

1. isim , isim , tıp , tıp , isim , isim , tıp , tıp , Çeşitli organlardan gelen toplardamarların kanı sağ kulakçık ve sağ karıncığa taşıması, oradan da atardamarlarla kanın akciğerlere ulaştırılması ve oradan sol kulakçığa taşınması düzeni


küçük karga
Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Karga cinsi bir tür kuş


küçük köprü
Anlamı:

1. isim , isim , spor , spor , isim , isim , spor , spor , Vücudun, sırt yere dönük olarak avuçlar ve dizler üstünde dayalı ve gergin bulunduğu durum, el diz köprüsü


küçük köyün büyük ağası
Anlamı:

1. büyüklük taslayanlar için söylenen bir söz


küçük kumru
Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Kumru cinsi bir tür kuş