92406 kayıt bulundu.
1. isim , isim , askerlik , askerlik , isim , isim , askerlik , askerlik , Askerliğini komando olarak yapan er, komando
1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Kuzey Anadolu dağlarında yetişen, 3-5 metre boyunda, kışın yapraklarını dökmeyen, iri ve mor çiçekleri olan bir ağaç (Hododendron ponticum)
1. duyma, anlama ve hareket yeteneklerini yitirerek yarı ölü duruma gelmek, kendinden geçmek
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , kendinden geçecek kadar sinirlenmek, şaşırmak, üzülmek
1. isim , isim , isim , isim , Un, tuz ve yağ ile yoğrulan kızgın sacda veya fırında pişirilen ekmek
1. isim , isim , isim , isim , Isıtmada kullanılan yakıtı düzenli ve ayarlı biçimde yakan araç
Lisan : Fransızca combiné'den
Telaffuz : ko'mbi
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Kombi tesisatı döşenmiş
1. Kombili daire.
1. Kombili daire.
1. isim , isim , isim , isim , Birkaç sanayi kuruluşunun tek yönetimde birleşmesi
1. Demir çelik kombinası.
1. Demir çelik kombinası.
2. Birleştirilmiş et tesisi
Lisan : Fransızca combinat
Telaffuz : kombi'na
1. isim , isim , isim , isim , Birleştirme
2. Tertip
Lisan : Fransızca combinaison
kombine bilet
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Toplu
2. isim , isim , isim , isim , Bir spor dalında değişik türdeki yarışmaların sonuçlarına göre birleştirilmiş derecelendirme, toplam puana göre değerlendirme
Lisan : Fransızca combiné
1. isim , isim , isim , isim , Bir işi başarıya ulaştırmak için alınan önlemler, düzenleme
2. Kadınların giydikleri kısa ve kolsuz iç çamaşırı
1. Meçhul kadın, piyanoya doğru hayretle bakarak ellerini kombinezonun omuz başlarına götürür.
1. Meçhul kadın, piyanoya doğru hayretle bakarak ellerini kombinezonun omuz başlarına götürür.
Lisan : Fransızca combinaison
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Kombinezon giymiş olan
1. Kızların ikisi japone kollu, üçüncüsü resmen kombinezonlu idi.
1. Kızların ikisi japone kollu, üçüncüsü resmen kombinezonlu idi.
1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Papatya ve ayçiçeğinde olduğu gibi, sapın yassılaşmış ve genişlemiş ucu üzerinde çiçeklerin yan yana toplanmasıyla oluşan çiçek durumu
komedi yazarı, acıklı komedi, trajikomedi
1. isim , isim , tiyatro , tiyatro , isim , isim , tiyatro , tiyatro , Güldürü
2. Gülmeye neden olan olay veya olaylar
3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Yalan ve yapmacık söz veya davranış
Lisan : Fransızca comédie
1. isim , isim , isim , isim , Komedi
1. Çocukken benim uykudan uyanışlarım komedya gibi bir şeydi.
1. Çocukken benim uykudan uyanışlarım komedya gibi bir şeydi.
Lisan : Latince
Telaffuz : kome'dya
1. isim , isim , isim , isim , Güldürü oyuncusu
1. Babası büyük sahne üstadı, eşsiz komedyen Fehim Efendi idi.
1. Babası büyük sahne üstadı, eşsiz komedyen Fehim Efendi idi.
2. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , Sözleri, davranışları yalan ve yapmacık olan (kimse)
Lisan : Fransızca comédien
1. isim , isim , isim , isim , Otel, pansiyon vb. yerlerde çalışan hizmetli
2. Lokantalarda garson yardımcısı
Lisan : Fransızca commis
1. gülünç bulmak
1. Tıraş olan erkekleri seyretmeyi severim, komiğime gider.
1. Tıraş olan erkekleri seyretmeyi severim, komiğime gider.
operakomik, trajikomik
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Gülme duygusu uyandıran, güldürücü, gülünç
1. Komik yapılı bir tiyatro mareşaline benziyor.
1. Komik yapılı bir tiyatro mareşaline benziyor.
2. isim , isim , isim , isim , Güldürü oyuncusu
1. Perde kapanınca komiğin başarısı uzun uzun alkışlandı.
1. Perde kapanınca komiğin başarısı uzun uzun alkışlandı.
Lisan : Fransızca comique