Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
komikleşmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Gülünçleşmek, gülünç duruma gelmek

Örnek:

1. Yukarıda yazdığım şeylerin bu karşılığı yeteri kadar verdiğini sansaydım, böyle komikleşmezdim karşınızda.

1. Yukarıda yazdığım şeylerin bu karşılığı yeteri kadar verdiğini sansaydım, böyle komikleşmezdim karşınızda.


komikleştirme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Komikleştirmek işi


komikleştirmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Komik duruma getirmek


komiklik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Komik olma durumu

2. Güldürücü davranış


komiser

İlgili Kelimeler:

borsa komiseri, hükûmet komiseri, saha komiseri

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Güvenlik teşkilatının meslek aşamaları içinde yer alan, il, ilçe veya bucaklarda bulundukları yerin emniyet ve asayişine ait işleri yöneten, üniformalı veya sivil memur

Örnek:

1. Komiser, çatkın bir çehre ile anlatmaya başladı.

1. Komiser, çatkın bir çehre ile anlatmaya başladı.

2. Hükûmet komiseri

3. spor , spor , spor , spor , Saha komiseri


Lisan : Fransızca commissaire

komiserlik

İlgili Kelimeler:

borsa komiserliği

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Komiser olma durumu

Örnek:

1. Mahpushane idare etmek, mıntıka karakolunda komiserlik yapmaya benzemiyordu.

1. Mahpushane idare etmek, mıntıka karakolunda komiserlik yapmaya benzemiyordu.

2. Komiserin makamı


komisyon

İlgili Kelimeler:

tahkikat komisyonu

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Alt kurul

2. ticaret , ticaret , ticaret , ticaret , Bir işte aracılık yapan kimseye bırakılan yüzde, simsariye


Lisan : Fransızca commission

komisyoncu

İlgili Kelimeler:

borsa komisyoncusu

Anlamı:

1. isim , isim , ticaret , ticaret , isim , isim , ticaret , ticaret , Bir iş karşılığında yüzde alan kimse, simsar

Örnek:

1. Tiftik komisyoncusu olduğumu bildirdim ve ahbap olduk, gitti.

1. Tiftik komisyoncusu olduğumu bildirdim ve ahbap olduk, gitti.

2. Kabzımal


komisyonculuk

İlgili Kelimeler:

borsa komisyonculuğu

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Komisyoncunun yaptığı iş, simsarlık


komita
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Siyasi bir amaca ulaşmak için silah kullanan gizli topluluk

Örnek:

1. Makedonya Komitası'nın bu korkunç müfettişi adam kesmekten hazzetmezdi.

1. Makedonya Komitası'nın bu korkunç müfettişi adam kesmekten hazzetmezdi.


Lisan : Sırpça

Telaffuz : komi'ta

komitacı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Siyasi bir amaca ulaşmak için silahlı mücadele eden gizli topluluk veya örgüte bağlı kimse

Örnek:

1. Aynı zamanda birçok komitacı da karınca gibi sokaklara üşüşmüştü.

1. Aynı zamanda birçok komitacı da karınca gibi sokaklara üşüşmüştü.


komitacılık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Komitacı olma durumu

Örnek:

1. Ali Fuat Bey de parti komitacılığının düşmanı olanlar gibi nizam, kıdem ve kanun adamı kalmıştır.

1. Ali Fuat Bey de parti komitacılığının düşmanı olanlar gibi nizam, kıdem ve kanun adamı kalmıştır.


komite
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Alt kurul

Örnek:

1. Ders saatleri dışında kalan bütün zamanlarım komite işlerine verilmişti.

1. Ders saatleri dışında kalan bütün zamanlarım komite işlerine verilmişti.


Lisan : Fransızca comité

Telaffuz : komi'te

komodin
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Karyolanın yanı başına konulan üstü masa biçimindeki küçük dolap, komot

Örnek:

1. Niye bu çerçeveli resim komodinin üstünde değil, çekmecenin içinde duruyor?

1. Niye bu çerçeveli resim komodinin üstünde değil, çekmecenin içinde duruyor?


Lisan : Fransızca commodine

komodor
Anlamı:

1. isim , isim , denizcilik , denizcilik , isim , isim , denizcilik , denizcilik , Amiral yetkisiyle görevli deniz subayı

2. Bir kuruluşa bağlı yolcu gemilerinin en eski kaptanı


Lisan : Fransızca commodore

komot
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Komodin


Lisan : Fransızca commode

kompartıman
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yolcu trenlerinde vagonların bölmelerle ayrılmış bölümlerinden her biri

Örnek:

1. Kompartıman tıka basa doluydu.

1. Kompartıman tıka basa doluydu.


Lisan : Fransızca compartiment

kompetan
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Uzman


Lisan : Fransızca compétent

kompetanlık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Uzmanlık


kompetitif
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Rekabetçi


Lisan : Fransızca compétitif

kompilasyon
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Derleyip toparlama

2. Derme çatma yapılan iş


Lisan : Fransızca compilation

Telaffuz : l ince okunur

komple

İlgili Kelimeler:

komple kilit

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Dolu

2. Eksiksiz, gerekli her şeyi tamam olan, tam

3. Bütünü aynı şeyden olup bir takım oluşturan

Örnek:

1. Komple sofra takımı.

1. Komple sofra takımı.

4. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Üstün nitelikleri kendinde toplayan, mükemmel

Örnek:

1. O, eşi ender bulunur komple sanat insanlarından biriydi.

1. O, eşi ender bulunur komple sanat insanlarından biriydi.


Lisan : Fransızca complet

Telaffuz : ko'mple

komple kilit
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bir mobilyanın sadece bir çekmece veya kapağına takılan, kilitlendiğinde mobilyanın bütün kapak ve çekmecelerini kilitleyebilen özel bir kilit türü


kompleks

İlgili Kelimeler:

aşağılık kompleksi, narsist kompleksi, üstünlük kompleksi

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Karmaşık

Örnek:

1. Heveskârlar için hece ve aruz bir kompleks, içinden çıkılmaz bir yoldu.

1. Heveskârlar için hece ve aruz bir kompleks, içinden çıkılmaz bir yoldu.

2. Vitamin veya proteinlerin oluşturduğu bileşik

3. kimya , kimya , kimya , kimya , Karmaşık

4. isim , isim , isim , isim , Karmaşıklık, karmaşa

5. isim , isim , isim , isim , Aynı ekonomik etkinliği gerçekleştiren sanayinin tesisler bütünü, kuruluşlar bütünü

Örnek:

1. Çinko kompleksi.

1. Çinko kompleksi.

6. isim , isim , ruh bilimi , ruh bilimi , isim , isim , ruh bilimi , ruh bilimi , Karmaşa

Örnek:

1. Esma gibi şahsiyet sahibi bir genç kızı kompleks sahibi etmişlerdi.

1. Esma gibi şahsiyet sahibi bir genç kızı kompleks sahibi etmişlerdi.


Lisan : Fransızca complexe

Telaffuz : ko'mpleks

komplekse kapılmak
Anlamı:

1. aşağılık duygusu hissetmek

Örnek:

1. Haklarında yazılan yüceltici eleştirileri de tam anladığımı söyleyemem. O zaman biraz komplekse kapılıyorum.

1. Haklarında yazılan yüceltici eleştirileri de tam anladığımı söyleyemem. O zaman biraz komplekse kapılıyorum.