92406 kayıt bulundu.
1. isim , isim , isim , isim , İçinde değişik türden şeyler bulunan kap veya yer
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Birçok konuda bilgisi olan kimse
3. halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , Çerçi
Telaffuz : kı'rkambar
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Kırk sayısının üleştirme sayı sıfatı
2. Her birine kırk, her defasında kırkı bir arada olan
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Kırkar kırkar sıralanmış
2. Her biri kırk birimden oluşan
1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Eklem bacaklıların çok ayaklılar sınıfına giren, taşların altında yaşayan, vücudu yuvarlak ve uzun bir böcek (Julus terrestris)
2. Kasık biti
Telaffuz : kı'rkayak
1. isim , isim , isim , isim , Geviş getiren hayvanların dört gözlü olan midelerinin üçüncü gözü
Telaffuz : kı'rkbayır
1. isim , isim , isim , isim , Çekirdeği 11,43 milimetre çapında olan mermiyi atabilen bir tabanca türü
2. Dönme hızı dakikada kırk beş devir olan plak
1. Çıkarılan bir uzunçalarla yeni bir kırkbeşlik şansın bütün kapılarını sonuna dek açtı.
1. Çıkarılan bir uzunçalarla yeni bir kırkbeşlik şansın bütün kapılarını sonuna dek açtı.
Telaffuz : kı'rkbeşlik
1. isim , isim , tarih , tarih , isim , isim , tarih , tarih , Bektaşilikte erenler meydanına konulan kırk kollu büyük şamdan
Telaffuz : kı'rkbudak
1. isim , isim , isim , isim , Üzerinden birçok kez geçilmesi gereken veya birçok geçidi bulunan ırmak
Telaffuz : kı'rkgeçit
1. isim , isim , isim , isim , Kırkma işi
2. Davarların yün veya kıllarını kırkmaya yarayan makasa benzer araç
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Namlusu 42 milimetre çapında olan bir tabanca türü
Telaffuz : kı'rkikilik
1. isim , isim , isim , isim , Genellikle Orta Anadolu'da ikindi zamanı yağan sürekli yağmurlar
2. Bu yağmurun yağdığı dönem
1. Onları ancak kırkikindi vakti yağan yağmur kamçılar, yatıştırırdı.
1. Onları ancak kırkikindi vakti yağan yağmur kamçılar, yatıştırırdı.
Telaffuz : kı'rkikindi
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Kırkma işi yapılmak
1. Sonra oturtuldu ve terzinin kocaman makasıyla büklüm büklüm saçları ta dibinden kırkıldı.
1. Sonra oturtuldu ve terzinin kocaman makasıyla büklüm büklüm saçları ta dibinden kırkıldı.
geyikler kırkımında
1. isim , isim , isim , isim , Davarların kırkılması işi
2. Davarların kırkıldıkları mevsim
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Kırk sayısının sıra sıfatı, sırada otuz dokuzuncudan sonra gelen
1. `vakti geçmiş, artık işe yaramayacak durumda` anlamında kullanılan bir söz
1. `yaşlandıklarında ahlakları bozulanlar artık düzelemezler` anlamında kullanılan bir söz