Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
kirişhane
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Kiriş yapılan yer


Lisan : Türkçe kiriş + Farsça ḫāne

Telaffuz : kirişha:ne

kirişi kırmak
Anlamı:

1. argo , argo , argo , argo , bulunduğu yerden ayrılmak, kaçıp gitmek

Örnek:

1. Ama şimdi derhâl giyineceksiniz ve kirişi kıracaksınız.

1. Ama şimdi derhâl giyineceksiniz ve kirişi kıracaksınız.


kırışık
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Kırışmış olan

Örnek:

1. Söz tiyatroya gelince bu yaşlı sanatkârın kırışık yüzü birdenbire canlandı.

1. Söz tiyatroya gelince bu yaşlı sanatkârın kırışık yüzü birdenbire canlandı.

2. isim , isim , isim , isim , Kırışmış yer, kırışıklık

3. isim , isim , isim , isim , Deride esnekliğin kaybolmasından oluşan kıvrım

Örnek:

1. Ve aynaya akseden alın kırışığında / Ölümü hatırlarız solgun mum ışığında

1. Ve aynaya akseden alın kırışığında / Ölümü hatırlarız solgun mum ışığında


kırışıklı
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Kırışığı olan


kırışıklık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kırışık olma durumu

2. Kırışık olan yüzeyin durumu

3. Kırışmış olan yer, kırışık


kırışıklılık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kırışıklı olma durumu


kırışıksız
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Kırışığı olmayan


kırışıksızlık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kırışıksız olma durumu


kirişleme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kirişlemek işi

2. mimarlık , mimarlık , mimarlık , mimarlık , Ahşap döşemelerde yaklaşık 50 santimetre ara ile kirişler koyma

3. zarf , zarf , zarf , zarf , Çapraz olarak, kılıçlama


kirişlemek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Kirişi çekip germek

2. Kiriş olarak kullanılan keresteyi döşemek


kirişli
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Kirişi olan

2. Kiriş yapısında olan

Örnek:

1. Kirişli doku.

1. Kirişli doku.


kirişlik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kiriş konulan yer

2. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Kiriş olarak kullanılmaya uygun

Örnek:

1. Ağaçların mızraklık, kirişlik ve okluk dalları budandı, çakılarla düzeltildi.

1. Ağaçların mızraklık, kirişlik ve okluk dalları budandı, çakılarla düzeltildi.


kırışma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kırışmak işi

2. kimya , kimya , kimya , kimya , Genellikle aşırı ölçüde kurutucu kullanılması veya boyanın çok kalın uygulanması sonucunda yüzeyde buruşukluk oluşması


kırışmaca
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Karşılıklı olarak birbirini öldürme

Örnek:

1. Bu, göğüs göğüse bir savaş değil, bir kırışmaca idi.

1. Bu, göğüs göğüse bir savaş değil, bir kırışmaca idi.

2. argo , argo , argo , argo , Paylaşma


kırışmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Bir yüzeyin düzgünlüğü bozulmak, kırışık oluşmak

Örnek:

1. Boynu uzamış, kararmış, yaşlı adamların boynu gibi kırışmıştı.

1. Boynu uzamış, kararmış, yaşlı adamların boynu gibi kırışmıştı.

2. Karşılıklı kırmak

Örnek:

1. Çocuklar yumurta kırışıyorlar.

1. Çocuklar yumurta kırışıyorlar.

3. Pazarlık etmek

4. -le , -le , -le , -le , Bahse tutuşmak

5. argo , argo , argo , argo , Bir şeyi eşit olarak paylaşmak


kirişsiz
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Kirişi olmayan


kırıştırma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kırıştırmak işi


kırıştırmak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Kırışmasına sebep olmak

2. -le , -le , teklifsiz konuşmada , teklifsiz konuşmada , -le , -le , teklifsiz konuşmada , teklifsiz konuşmada , Karşı cinsten biriyle yakın ilişkide bulunmak

Örnek:

1. Ötekiler gelmeden Suzy ile hafif tertip kırıştırırlar.

1. Ötekiler gelmeden Suzy ile hafif tertip kırıştırırlar.


kırıtım

İlgili Kelimeler:

kırıtım kırıtım

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kırıtma işi


kırıtım kırıtım
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Kırıtarak

Örnek:

1. Yaşlı kafalar platformun aşağısında, gençler kapı aralıklarında, sofalarda kırıtım kırıtım dolaşıyorlardı.

1. Yaşlı kafalar platformun aşağısında, gençler kapı aralıklarında, sofalarda kırıtım kırıtım dolaşıyorlardı.


kırıtış
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kırıtma işi

Örnek:

1. Albayın evlatlığı kendini göstermek için terliklerini şaplata şaplata aşırı bir kırıtışla geçmişti.

1. Albayın evlatlığı kendini göstermek için terliklerini şaplata şaplata aşırı bir kırıtışla geçmişti.


kırıtkan
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Her zaman kırıtan


kırıtkanlık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kırıtkan olma durumu

Örnek:

1. Hemen göze çarpan bir kırıtkanlık ve uysallık vardı.

1. Hemen göze çarpan bir kırıtkanlık ve uysallık vardı.


kırıtma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kırıtmak işi, cilve, işve

Örnek:

1. O kuruntularımız, o tafralarımız, o Ermeni gelini gibi kırıtmalarımız pek boşuna demektir.

1. O kuruntularımız, o tafralarımız, o Ermeni gelini gibi kırıtmalarımız pek boşuna demektir.


kırıtmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Hoş görünmek çabasıyla cilveli davranışlarda bulunmak

Örnek:

1. Biraz kırıttı, çekildi gitti.

1. Biraz kırıttı, çekildi gitti.