Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
kırdırabilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kırdırabilmek işi


kırdırabilmek fiil
Anlamı:

1. -e , -e , -i , -i , -e , -e , -i , -i , Kırdırma ihtimali veya imkânı bulunmak

2. Kırdırmaya gücü yetmek


kırdırma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kırdırmak işi

2. ticaret , ticaret , ticaret , ticaret , Süresi dolmamış bir senedin, faiz ve komisyonu düşürülerek karşılığından eksiğine alınması, iskonto


kırdırmak fiil
Anlamı:

1. -e , -e , -i , -i , -e , -e , -i , -i , Kırma işini yaptırmak

Örnek:

1. Kalemindeki odacıya aylığını kırdırırmış.

1. Kalemindeki odacıya aylığını kırdırırmış.


kırdırtma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kırdırtmak işi


kırdırtmak fiil
Anlamı:

1. -e , -e , -i , -i , -e , -e , -i , -i , Kırdırma işini yaptırmak

2. Düşük fiyat verdirtmek

Örnek:

1. İşi kırdırtarak verelim.

1. İşi kırdırtarak verelim.

3. ticaret , ticaret , ticaret , ticaret , Ticari bir senedi, süresi gelmeden düşük fiyatla birine devretmek veya satmak


kirebolu
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Arıların kovan deliğini kapamak için kullandıkları sarı ve yumuşak madde


Lisan : Rumca

kireç

İlgili Kelimeler:

kireç fabrikası, kireç kaymağı, kireç kuyusu, kireç ocağı, kireç suyu, kireçsütü, kireç taşı, kireçyeren, mermer kireci, su kireci

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Mermer, tebeşir, kireç taşı, alçı taşı gibi birçok taşın özünü oluşturan kalsiyum oksit, (CaO)

Örnek:

1. Duvarlar kireç badanalı idi.

1. Duvarlar kireç badanalı idi.

2. Kalsiyum hidroksit, Ca(OH)


Lisan : Farsça gireç

kireç fabrikası
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kireci işleyip satışa hazır duruma getiren işletme


kireç kaymağı
Anlamı:

1. isim , isim , kimya , kimya , isim , isim , kimya , kimya , Bazı eşya ve yerleri mikroplardan arıtmakta, çamaşırları ağartmakta kullanılan, sarımsı beyaz renkte ve klor kokusunda, toz veya sulandırılmış kireç klorürü


kireç kuyusu
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İçinde kireç söndürülen geniş çukur


kireç ocağı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kireç yapmak için kireç taşlarının yakıldığı fırın


kireç söndürmek
Anlamı:

1. kireci kullanmadan önce üzerine bolca su dökerek kalsiyum hidroksit durumuna getirmek


kireç suyu
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İçinde erimiş bir durumda kireç bulunan su


kireç taşı
Anlamı:

1. isim , isim , mineraloji , mineraloji , isim , isim , mineraloji , mineraloji , Kireç ocağında işlenerek kireç elde edilen, kalsiyum karbon tuzundan bileşik kayaç, kalker, kils


kireççi
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kireç taşından kireç elde eden veya satan kimse


kireççil
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , bitki bilimi , bitki bilimi , sıfat , sıfat , bitki bilimi , bitki bilimi , Kireçli topraktan hoşlanan, kireçli toprakta yetişen (bitki), kireçyeren karşıtı

Örnek:

1. Yonca kireççil bitkilerdendir.

1. Yonca kireççil bitkilerdendir.


kireççilik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kireççinin yaptığı iş


kirecimsi
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Kireçsi


kireçleme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kireçlemek işi


kireçlemek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Kireç katmak veya kireç sürmek

2. Kireç kullanarak badana yapmak


kireçlenme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kireçlenmek işi

2. anatomi , anatomi , anatomi , anatomi , Organik dokuların içinde kireç birikmesi durumu


kireçlenmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Kireç dökülmek veya saçılmak

2. Kireç sürülmek

Örnek:

1. Ağaçlar kireçlendi.

1. Ağaçlar kireçlendi.

3. Kireç bulaşmak

Örnek:

1. Pantolonunuz kireçlenmiş.

1. Pantolonunuz kireçlenmiş.

4. Organik dokularda, dokunun görevine engel olacak derecede kalsiyum tuzları birikmek

5. bitki bilimi , bitki bilimi , bitki bilimi , bitki bilimi , Bitkilerin hücre zarlarında kalsiyum karbonat, kalsiyum oksalat vb. kalsiyum tuzları toplanmak


kireçleşme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kireçleşmek işi


kireçleşmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Kireç durumuna gelmek, kireçlenmek, kalkerleşmek