Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
kimyevi
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Kimyasal


Lisan : Arapça kīmyevī

Telaffuz : kimyevi:

kimyon

İlgili Kelimeler:

kimyon rengi, yabani kimyon

Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Maydanozgillerden, 50 santimetre yüksekliğinde, beyaz veya pembe çiçekli, bir yıllık, güzel kokulu ve otsu bir bitki (Cuminum cyminum)

2. Bu bitkinin tohumundan elde edilen ve baharat olarak kullanılan toz


Lisan : Arapça kemmūn

kimyon rengi
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kahverengiye çalan yeşil renk, kimyoni

2. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bu renkte olan


kimyoni
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Kimyon rengi

2. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bu renkte olan


Lisan : Arapça kemmūnī

Telaffuz : kimyo:ni:

kimyonlu
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , İçinde kimyon bulunan

Örnek:

1. Kimyonlu köfte.

1. Kimyonlu köfte.


kin

İlgili Kelimeler:

deve kini

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Birine karşı duyulan öç alma isteği, garaz

Örnek:

1. Adımız miskindir bizim / Düşmanımız kindir bizim

1. Adımız miskindir bizim / Düşmanımız kindir bizim


Lisan : Farsça kīn

Telaffuz : ki:ni

kın

İlgili Kelimeler:

kın kanat, kın kanatlılar, yaprak kını

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bıçak, kılıç vb. kesici araçların kabı

2. bitki bilimi , bitki bilimi , bitki bilimi , bitki bilimi , Buğdaygillerde olduğu gibi yapraklarda sapın bir bölümünü uzunlamasına saran, geniş dış bölüm


kin bağlamak
Anlamı:

1. birine karşı öç alma duygusu duymak

Örnek:

1. İstanbul'dan ayrılmana o sebep oldu diye gizli gizli ona kızacak, kin bağlayacaktım.

1. İstanbul'dan ayrılmana o sebep oldu diye gizli gizli ona kızacak, kin bağlayacaktım.


kin beslemek (veya tutmak)
Anlamı:

1. birine karşı öç alma duygusunu sürdürmek

Örnek:

1. Biz kimseye kin tutmayız / Kamu âlem birdir bize

1. Biz kimseye kin tutmayız / Kamu âlem birdir bize


kin duymak
Anlamı:

1. birine karşı öç alma duygusunu yaşatmak veya bu duyguyu hissetmek

Örnek:

1. Herkes ancak bir iki düşman için kin duyar.

1. Herkes ancak bir iki düşman için kin duyar.


kin gütmek
Anlamı:

1. öcünü alıncaya kadar kininden vazgeçmemek


kın kanat
Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Kın kanatlı böceklerin gövdeyi korumakla görevli ve çok sert yapıda birinci çift kanadı


kın kanatlılar
Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Böcekler sınıfından, boynuzsu bir kın biçiminde olan birinci çift kanatları uçmakta kullanan öteki iki kanadı örten, ağız parçaları çiğnemeye, parçalamaya elverişli, bütünüyle başkalaşma gösteren bir takım


kına

İlgili Kelimeler:

kına ağacı, kına çiçeği, kına gecesi, kınakına, yüksük kına

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kına ağacının kurutulmuş yapraklarından elde edilen, saç ve elleri boyamakta kullanılan toz

Örnek:

1. Altın tas içinde kınam ezildi / Gümüş tarak ile zülfüm düzüldü

1. Altın tas içinde kınam ezildi / Gümüş tarak ile zülfüm düzüldü


Lisan : Arapça ḥinnāʾ

kına (veya kınalar) yakmak (veya koymak veya sürmek veya vurmak veya yakınmak veya yakılmak)
Anlamı:

1. kınayı su ile karıştırıp bulamaç kıvamına getirerek boyanacak yere sürmek

Örnek:

1. Bazıları bütün ele, avuçlara değil, yalnız bir tek parmağın baş kısmına kına koyarlardı ki buna yüksük kına tabir olunurdu.

1. Bazıları bütün ele, avuçlara değil, yalnız bir tek parmağın baş kısmına kına koyarlardı ki buna yüksük kına tabir olunurdu.

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , birinin uğradığı kötü duruma çok sevinmek


kına ağacı
Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , İki çeneklilerden, tropikal bölgelerde yetişen, kurutulmuş yapraklarından kına elde edilen, beyaz çiçekli, küçük bir ağaç (Lawsonia inermis)


kına çiçeği
Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Kına çiçeğigillerden, çiçekleri tüylü renkte olan, bir veya çok yıllık otsu bitki (Balsamina hortensis)


kına çiçeğigiller
Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , İki çeneklilerden, örneği bahçelerde yetişen kına çiçeği olan bir familya


kına gecesi
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Genellikle düğünden önceki gece kızın evinde gelinin parmaklarına kına yakılırken yapılan eğlence


kına gibi
Anlamı:

1. çok ince, toz biçiminde

Örnek:

1. Kına gibi derler o taraflarda iyi işlenmiş topraklara.

1. Kına gibi derler o taraflarda iyi işlenmiş topraklara.


kınacık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Buğday pası mantarının, tahıl bitkilerinin sap ve yapraklarında oluşturduğu pas rengindeki hastalık


kınakına
Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Kök boyasıgillerden, asıl yurdu Güney Amerika olan, Hindistan ve Endonezya'da da yetiştirilen, kabuğundan kinin çıkarılan bir ağaç (Cinchona)

2. Bu bitkiden yapılan içecek

Örnek:

1. Kınakına iştah açar.

1. Kınakına iştah açar.


Lisan : İspanyolca quinaquina

kınalama
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kınalamak işi


kınalamak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Kına koymak, kına ile boyamak

Örnek:

1. Ellerini kınaladı.

1. Ellerini kınaladı.


kınalanma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kınalanmak işi