kımıldatmak fiil

Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Yerinden biraz oynatmak, hafifçe hareketlendirmek

kımıldayabilme

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kımıldayabilmek işi

kımıldayabilmek fiil

Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Kımıldama ihtimali veya imkânı bulunmak

2. Kımıldamaya gücü yetmek

kımıldayış

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kımıldama işi

kimileyin

Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Bazen, bazı zaman

Örnek:

1. Küçük dalgalar kimileyin gülüşür, kimileyin ağlaşır, ona göre.

1. Küçük dalgalar kimileyin gülüşür, kimileyin ağlaşır, ona göre.

Telaffuz : kimi'leyin

kımıltı

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Hafif ve sürekli kımıldama

kımıltılı

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Kımıltısı bulunan, kıpırdayan

kımıltısız

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Kımıltısı bulunmayan, kıpırdamayan

kımıltısızlık

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kımıltısız olma durumu

Örnek:

1. Neredeyse bir heykel kımıltısızlığıyla hiç ses çıkarmadan öylece oturuyordu.

1. Neredeyse bir heykel kımıltısızlığıyla hiç ses çıkarmadan öylece oturuyordu.

kimin arabasına binerse onun türküsünü çağırır

Anlamı:

1. çıkar sağladığı kimsenin hoşuna gidecek biçimde davranan dönek ve dalkavuk kimseler için kullanılan bir söz

kimin nesi?

Anlamı:

1. `kimin yakını` anlamında kullanılan bir söz

kimin tavuğuna kış demişiz

Anlamı:

1. yaptıklarımızla veya söylediklerimizle kimi rahatsız etmişiz

kimine hay hay, kimine vay vay

Anlamı:

1. `dünyada kiminin talihi iyi, kiminin de kötü gider` anlamında kullanılan bir söz

kiminin parası, kiminin duası

Anlamı:

1. `bir iş yapılırken veya yapıldıktan sonra kiminden para, kiminden dua alınabilir` anlamında kullanılan bir söz

kiminle dans ettiğini biliyor musun?

Anlamı:

1. `bu konuda benim ne kadar üstün olduğumu biliyor musun?` anlamında kullanılan bir söz

kimisi

Anlamı:

1. zamir , zamir , zamir , zamir , Bazısı, birtakımı, kimi

kımız

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kısrak sütünün mayalanmasıyla yapılan, az alkollü, ekşi bir Türk içkisi

Örnek:

1. Ey, sevincinden bir büyük geleceği / Muştulayan içki, bin yılın kımızı

1. Ey, sevincinden bir büyük geleceği / Muştulayan içki, bin yılın kımızı

kımkım

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , halk ağzında , halk ağzında , sıfat , sıfat , halk ağzında , halk ağzında , Ağır ağır konuşan (kimse)

2. Her işinde ağır davranan (kimse)

kımkım etmek

Anlamı:

1. bir işi ağır ağır yapmak, oyalanmak

kımlanma

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kımlanmak işi

Örnek:

1. Astımlı polis, üst üste içilen sigaralardan rahatsız olduğundan kımlanmaya başladı.

1. Astımlı polis, üst üste içilen sigaralardan rahatsız olduğundan kımlanmaya başladı.

kımlanmak fiil

Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , eskimiş , eskimiş , nesnesiz , nesnesiz , eskimiş , eskimiş , Kuş uçmaya hazırlanmak

2. Kalkacakmış gibi kıpırdamak

kimlik

İlgili Kelimeler:

kimlik belgesi, kimlik kartı, millî kimlik, öğrenci kimliği

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Toplumsal bir varlık olarak insanın nasıl bir kimse olduğunu gösteren belirti, nitelik ve özelliklerin bütünü

Örnek:

1. Sanırım uzun zaman kimliğini korumak, güçlü kalabilmek için direndi.

1. Sanırım uzun zaman kimliğini korumak, güçlü kalabilmek için direndi.

2. Kişinin kim olduğunu tanıtan belge, kimlik belgesi, kimlik kartı, tanıtma kartı, hüviyet

3. Herhangi bir nesneyi belirlemeye yarayan özelliklerin bütünü

kimlik belgesi

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kimlik

kimlik kartı

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kimlik

kimono

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Japonların önden çapraz olarak kavuşan uzun ve geniş kollu ulusal giysisi

2. Geniş kollu sabahlık

Lisan : Fransızca kimono

Telaffuz : kimo'no