92406 kayıt bulundu.
1. isim , isim , isim , isim , Sözlerle oyun yapma
1. Bergamalının laf üstüne laf koymakta, kelime cambazlığı yapmakta üstüne yoktur.
1. Bergamalının laf üstüne laf koymakta, kelime cambazlığı yapmakta üstüne yoktur.
1. isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , Söz varlığı
1. isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , Söz varlığı
1. isim , isim , ruh bilimi , ruh bilimi , isim , isim , ruh bilimi , ruh bilimi , Söz karışıklığı
1. isim , isim , isim , isim , Sözlerin çok anlamlı olmasından veya benzerliklerinden yararlanarak yapılan nükte veya aykırı anlamlandırma
2. İki veya daha çok kişinin her defasında bir harf ekleyerek anlamlı kelime oluşturma oyunu
1. isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , Yapı, kavram, görev bakımından aralarındaki benzerliğe göre ayrılmış bulunan kelime türlerinden her biri, sözcük türü: Türkçede sekiz kelime türü vardır: isim, sıfat, zamir, zarf, edat, bağlaç, ünlem, fiil
1. isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , Bir kelimede bir hecenin öteki hecelerden daha baskılı söylenişi, sözcük vurgusu
1. isim , isim , din bilgisi , din bilgisi , isim , isim , din bilgisi , din bilgisi , İslam'ın beş şartından biri olan ve `Tanıklık ederim ki Tanrı'dan başka ilah yoktur ve Muhammed onun kulu ve peygamberidir.` anlamındaki söz
Lisan : Arapça kelime + şehādet
Telaffuz : kelime'işeha:det
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Kelime durumuna, söz varlığı hâline gelmek, söze dönüşmek
1. Onun titiz eleğinden geçip kelimeleşen her yorum zevkin, seviyenin, kalitenin de garantisini taşır.
1. Onun titiz eleğinden geçip kelimeleşen her yorum zevkin, seviyenin, kalitenin de garantisini taşır.
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Kelimeden oluşan
1. Bu dört kelimelik yeminsiz, şahitsiz cevap onun için yeter.
1. Bu dört kelimelik yeminsiz, şahitsiz cevap onun için yeter.
1. bir durumu anlatmak için kullanılan sözün kapsadığı anlamın tamamıyla
1. Kelimenin tam anlamıyla bu işin bütün çilesini çekti.
1. Kelimenin tam anlamıyla bu işin bütün çilesini çekti.
1. zarf , zarf , zarf , zarf , Hiçbir kelimesini atlamadan, olduğu gibi, tıpkı, harfiyen, aynen, motamot
1. Naci, masasında bir sürü gazete, manşetlerine ibret ve hayretle bakıyor ve kelimesi kelimesine içinden geçiriyor.
1. Naci, masasında bir sürü gazete, manşetlerine ibret ve hayretle bakıyor ve kelimesi kelimesine içinden geçiriyor.
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Sözsüz
1. Oracıkta kelimesiz bir anlaşma ile ana oğul birbirimizin kolları arasına yığıldık.
1. Oracıkta kelimesiz bir anlaşma ile ana oğul birbirimizin kolları arasına yığıldık.
2. zarf , zarf , zarf , zarf , Kelime kullanmadan
1. `birçok kimsenin kusurunu zenginlik, makam vb. durumlar örter` anlamında kullanılan bir söz
1. `kendi işini halledemeyen kişiden aynı durum için yardım alınamaz` anlamında kullanılan bir söz
1. Hekimler ne bilirmiş? Kelin medarı olsa kendi başında olur. Onlar ölmeyecek mi?
1. Hekimler ne bilirmiş? Kelin medarı olsa kendi başında olur. Onlar ölmeyecek mi?
1. isim , isim , isim , isim , Gümüşhane iline bağlı ilçelerden biri
Özel: Evet
Telaffuz : ke'lkit
1. isim , isim , isim , isim , Koyun, kuzu ve keçinin pişirilmiş başı
2. Ekinlerde başak
3. Külçe biçimindeki şeker
1. Şekerin kellesi yetmiş üç kuruştan satılıyor.
1. Şekerin kellesi yetmiş üç kuruştan satılıyor.
4. teklifsiz konuşmada , teklifsiz konuşmada , teklifsiz konuşmada , teklifsiz konuşmada , Baş, kafa
Lisan : Farsça kelle
1. gereksiz bir aceleyle gitmek, koşturmak, acele davranmak
1. İşi besbelli acele imiş. Bir koşturur ki sanırsın kelle götürüyor.
1. İşi besbelli acele imiş. Bir koşturur ki sanırsın kelle götürüyor.
1. kanlı canlı ve iri yapılı olan
2. gösterişli, itibarlı sayılan
1. Aralarında yaşlı başlı, kelle kulak yerinde, efendiden adamlar da var.
1. Aralarında yaşlı başlı, kelle kulak yerinde, efendiden adamlar da var.