Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
kazaya rıza göstermek
Anlamı:

1. yargıya, verilen hükümlere boyun eğmek

2. kadere, alın yazısına boyun eğmek


kazaya uğramak
Anlamı:

1. kaza geçirmek


kazayağı
Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Ispanakgillerden, yaprakları kaz ayağına benzeyen bir bitki (Chenopodium)


Telaffuz : ka'zayağı

kazayağı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Açık turuncu renk

2. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bu renkte olan


Telaffuz : ka'zayağı

kazayağı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çok kollu çengel

2. Çaprazlama yapılan teyel, Hristo teyeli

3. İki ayrı yolun birleşip tek yol hâline geldiği kavşak

4. denizcilik , denizcilik , denizcilik , denizcilik , İki ucundan herhangi bir yere bağlanmış bir halatın, başka bir halatla ortasından terazilenmiş durumu


Telaffuz : ka'zayağı

kazaz
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Ham ipeği iplik ve ibrişim durumuna getiren kimse


Lisan : Arapça ḳazzāz

kazazede
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kazaya uğramış, kaza geçirmiş olan kimse

Örnek:

1. Birdenbire, elindeki suyu günlerce idareye mecbur bir kazazede hâline geldim.

1. Birdenbire, elindeki suyu günlerce idareye mecbur bir kazazede hâline geldim.


Lisan : Arapça ḳażāʾ + Farsça -zede

Telaffuz : kaza:zede

kazboku
Anlamı:

1. isim , isim , teklifsiz konuşmada , teklifsiz konuşmada , isim , isim , teklifsiz konuşmada , teklifsiz konuşmada , Kirli sarı renk

2. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bu renkte olan


Telaffuz : ka'zboku

kazdığı çukura (veya kuyuya) kendisi düşmek
Anlamı:

1. başkası için hazırladığı kötülüğe kendi uğramak


kazdırılma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kazdırılmak işi


kazdırılmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Kazdırma işine konu olmak


kazdırma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kazdırmak işi


kazdırmak fiil
Anlamı:

1. -e , -e , -i , -i , -e , -e , -i , -i , Kazma işini yaptırmak


kazdırtma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kazdırtmak işi


kazdırtmak fiil
Anlamı:

1. -e , -e , -i , -i , -e , -e , -i , -i , Kazdırma işini yaptırmak


kazein

İlgili Kelimeler:

kazein tutkalı, bitkisel kazein

Anlamı:

1. isim , isim , kimya , kimya , isim , isim , kimya , kimya , Sütte bulunan protein maddesi


Lisan : Fransızca caséine

kazein tutkalı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ekşi sütten kireç yardımı ile üretilen ve soğuk olarak kullanılan ağaç yapıştırıcısı


kazevi
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Saz veya kamıştan örülmüş büyük sepet


Lisan : Arapça ġazevī

Telaffuz : ka'zevi

kazgıç
Anlamı:

1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Tandırdan ekmeği çıkarmaya yarayan bir araç

2. Bitki kökü çıkarmaya yarayan ucu sivriltilmiş sopa


kazı

İlgili Kelimeler:

kazı bilimi, kurtarma kazısı, temel kazısı

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bir yeri kazma işi, hafriyat

2. Yer altındaki tarihsel değeri olan şeyleri, yapıları ortaya çıkarmak amacıyla arkeologlarca toprağın belli kurallara ve yöntemlere göre kazılması, araştırılması

3. Hak (II)


kazı bilimci
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Arkeoloji ile uğraşan kimse, arkeolog


kazı bilimi
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Tarih öncesi ve eski çağlardan kalma eserleri tarih ve sanat açısından inceleyen bilim, arkeoloji


kazı bilimsel
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Arkeoloji ile ilgili, arkeolojik

Örnek:

1. Kazı bilimsel araştırmalar.

1. Kazı bilimsel araştırmalar.


kazı koz anlamak
Anlamı:

1. söylenen şeyi çok yanlış anlamak


kazığa vurmak
Anlamı:

1. eskimiş , eskimiş , eskimiş , eskimiş , bir kimseyi yere dikilmiş ucu sivri bir kazığa oturtarak öldürmek

Örnek:

1. Münasebetsizliklerine mukabele edeni ihtimal kazığa vuracak, derisini yüzecek, akla gelmedik kaba bir vahşetle öldürecekti.

1. Münasebetsizliklerine mukabele edeni ihtimal kazığa vuracak, derisini yüzecek, akla gelmedik kaba bir vahşetle öldürecekti.