Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
kaydırma

İlgili Kelimeler:

optik kaydırma

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kaydırmak işi

2. sinema , sinema , televizyon , televizyon , sinema , sinema , televizyon , televizyon , Alıcının herhangi bir araç üzerinde çeşitli yönlere hareket ettirilmesi

3. spor , spor , spor , spor , Savunmanın belirli bir anında, oyunun güç noktasını birdenbire değiştirme


kaydırmak fiil
Anlamı:

1. -e , -e , -i , -i , -e , -e , -i , -i , Kaymasını sağlamak, kaymasına yol açmak

Örnek:

1. Sokağa çıkıp tahta kızağıyla onu kaydırmak istedim.

1. Sokağa çıkıp tahta kızağıyla onu kaydırmak istedim.


kaydırtma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kaydırtmak işi


kaydırtmak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Kaymasını sağlatmak, kaymasına sebep olmak


kaydiye
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Kayıt için alınan para


Lisan : Arapça ḳaydiyye

kaydolma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kaydolmak işi, yazılma


kaydolmak fiil
Anlamı:

1. -e , -e , -e , -e , Yazılmak


Lisan : Arapça ḳayd + Türkçe olmak

Telaffuz : ka'ydolmak

kaygan
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Islak veya düz olduğundan kaydırıcı özelliği bulunan veya üzerinde kayılan, zıypak

Örnek:

1. Kaygan taş. Kaygan yol.

1. Kaygan taş. Kaygan yol.


kaygana
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Omlet

2. Yumurta çalkanarak yapılan bir tatlı türü


kayganalık
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Kaygana için gereken (malzeme)


kayganlık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kaygan olma durumu


kaygı

İlgili Kelimeler:

ekmek kaygısı

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Üzüntü, endişe duyulan düşünce, gam(I), tasa

Örnek:

1. Çocuk gönlüm kaygılardan azade / Yüzlerde nur, ekinlerde bereket

1. Çocuk gönlüm kaygılardan azade / Yüzlerde nur, ekinlerde bereket

2. tıp , tıp , tıp , tıp , Genellikle kötü bir şey olacakmış düşüncesiyle ortaya çıkan ve sebebi bilinmeyen gerginlik duygusu


kaygı çekmek
Anlamı:

1. üzüntü, tasa duymak


kaygı vermek
Anlamı:

1. endişelendirmek


kaygılandırma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kaygılandırmak işi


kaygılandırmak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Kaygılanmasına sebep olmak


kaygılanış
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kaygılanma işi


kaygılanma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kaygılanmak işi


kaygılanmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Kaygı duymak, üzülmek

Örnek:

1. Psikolojik sorunlar çıkacak diye kaygılanıyorum.

1. Psikolojik sorunlar çıkacak diye kaygılanıyorum.


kaygılı
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Kaygısı olan, endişeli, tasalı

Örnek:

1. Kadın kaygılı bir sesle bağırdı.

1. Kadın kaygılı bir sesle bağırdı.


kaygılıca
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kaygılı bir biçimde


Telaffuz : kaygılı'ca

kaygılılık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kaygılı olma durumu


kaygın
Anlamı:

1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Gebe deve


kaygısız
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Kaygısı olmayan, kaygı duymayan, aldırmaz

Örnek:

1. Bu güler yüzlü adam ben değilim / Yalandır kaygısız olduğum yalan

1. Bu güler yüzlü adam ben değilim / Yalandır kaygısız olduğum yalan


kaygısızca
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Kaygısız, aldırmaz

2. zarf , zarf , zarf , zarf , (kaygısı'zca) Kaygısız, aldırmaz bir biçimde

Örnek:

1. Kaygısızca bakıyordu.

1. Kaygısızca bakıyordu.