Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
kamyonlu
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Kamyonu olan veya bulunan


kamyonsuz
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Kamyonu olmayan veya bulunmayan


kan

İlgili Kelimeler:

kan akçesi, kan aktarımı, kan ayaklı, kan bağı, kan bankası, kan basıncı, kan bilimi, kan çıbanı, kandamlası, kan davası, kan doku, kan dolaşımı, kan gazı, kan grubu, kan kanseri, kan kardeşi, kankırmızı, kan kırmızı, kankızıl, kankurutan, kan nakli, kan otu, kan pahası, kan parası, kan plazması, kan portakalı, kan pulcuğu, kan serumu, kan şekeri, kan taşı, kan unu, kan uyuşmazlığı, kan zehirlenmesi, kana kan, kanı ayaklı, kanı bozuk, kanı sıcak, ak kan, kirli kan, safkan, tazekan, temiz kan, kardeşkanı, tavşankanı

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Atardamar ve toplardamarların içinde dolaşarak hücrelerde özümleme, yadımlama görevlerini sağlayan plazma ve yuvarlardan oluşmuş kırmızı renkli sıvı

Örnek:

1. Cebinden çıkardığı mendille ellerine bulaşan kanları silerek haykırdı.

1. Cebinden çıkardığı mendille ellerine bulaşan kanları silerek haykırdı.

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Soy

Örnek:

1. O da benim kanımdan.

1. O da benim kanımdan.


kan (veya kanı) başına çıkmak (veya sıçramak veya toplanmak)
Anlamı:

1. öfkelenmek

Örnek:

1. Kan başına çıkarmış zavallının ve hep bağırmak, bağırmak istermiş.

1. Kan başına çıkarmış zavallının ve hep bağırmak, bağırmak istermiş.


kan ağlamak
Anlamı:

1. büyük bir üzüntü içinde bulunmak


kan akçesi
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , hukuk , hukuk , isim , isim , eskimiş , eskimiş , hukuk , hukuk , Birini yaralayandan alınıp yaralanana veya öldürenden alınıp ölenin mirasçılarına verilen para


kan akıtmak
Anlamı:

1. kurban kesmek


kan akmak
Anlamı:

1. savaş, çatışma, dövüş olmak

2. ölmek


kan aktarımı
Anlamı:

1. isim , isim , tıp , tıp , isim , isim , tıp , tıp , Hasta veya yaralıya, kendi veya uygun bir kan grubundan damar yoluyla kan verme, kan nakli


kan alacak damarı bilmek
Anlamı:

1. nereden veya kimden çıkar sağlanabileceğini bilmek


kan almak
Anlamı:

1. damardan bir miktar kan çekmek veya akıtmak


kan ayaklı
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , Çaresiz, zavallı

2. Yoksul

3. isim , isim , isim , isim , Kanı ayaklı


kan bağı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Aynı soydan gelme durumu

Örnek:

1. Benim için hiçbir önemi yoktu, aramızda kan bağı bile bulunmuyordu.

1. Benim için hiçbir önemi yoktu, aramızda kan bağı bile bulunmuyordu.


kan bankası
Anlamı:

1. isim , isim , tıp , tıp , isim , isim , tıp , tıp , Gerektiğinde hastalara aktarmak için sağlıklı kimselerden alınan kanların saklandığı yer


kan basıncı

İlgili Kelimeler:

yüksek kan basıncı

Anlamı:

1. isim , isim , tıp , tıp , isim , isim , tıp , tıp , Kan hacmine ve yoğunluğuna bağlı olan atardamar içi gerilimi, tansiyon


kan beynine sıçramak (veya çıkmak)
Anlamı:

1. çok sinirlenmek, hiddetlenmek, kontrolü yitirmek

Örnek:

1. O görüntü gözlerimin önünde canlanınca kan beynime sıçrıyor, kendimi kaybediyorum.

1. O görüntü gözlerimin önünde canlanınca kan beynime sıçrıyor, kendimi kaybediyorum.


kan bilimci
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kan bilimi uzmanı, hematolog


kan bilimi
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kan ve kan hücrelerini oluşturan yapılarla bu yapıların hastalıklarını ve tedavilerini konu alan bilim dalı, hematoloji


kan boğmak
Anlamı:

1. beynine kan hücumuyla ölmek


Ön Takı : (birini)

kan çanağı gibi
Anlamı:

1. kanlanan (göz)


kan çekmek
Anlamı:

1. yüz ve huy, anne veya baba tarafının yüzüne ve huyuna benzemek

2. akrabalar, birbirlerine yakınlık duymak


kan çıbanı
Anlamı:

1. isim , isim , tıp , tıp , isim , isim , tıp , tıp , Kıl kökünden başlayarak deri altı dokusunu saran ve deride şişkinlikle beliren irinli kabartı


kan çıkmak
Anlamı:

1. kan dökülmek, cinayet işlenmek


kan davası
Anlamı:

1. isim , isim , toplum bilimi , toplum bilimi , isim , isim , toplum bilimi , toplum bilimi , Geçmişte iki aile arasında cinayetten, kan akmış olmaktan veya başka bir nedenden oluşmuş düşmanlık

Örnek:

1. Hemen her gün toprak yüzünden, kan davası yüzünden ocaklar sönmektedir.

1. Hemen her gün toprak yüzünden, kan davası yüzünden ocaklar sönmektedir.


kan dere gibi akmak
Anlamı:

1. vücudun bir yerinden çok kan akmak veya bir savaşta çok kişi yaralanarak ölmek