92406 kayıt bulundu.
1. gizlemek
1. Öndeki dükkân, gerçek faaliyetlerini kamufle etmek için kullandıkları bir vasıtaydı.
1. Öndeki dükkân, gerçek faaliyetlerini kamufle etmek için kullandıkları bir vasıtaydı.
1. -i , -i , -i , -i , Kamulaştırma imkânı olmak, devletleştirebilmek
2. Kamulaştırmaya gücü yetmek
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Kamulaştırma işi yapılmak, devletleştirilmek
1. isim , isim , isim , isim , Kamulaştırmak işi, devletleştirme, istimlak
1. Kamulaştırma bedeli nakden ve peşin olarak ödenir.
1. Kamulaştırma bedeli nakden ve peşin olarak ödenir.
1. -i , -i , hukuk , hukuk , -i , -i , hukuk , hukuk , Devlet veya kamu tüzel kişilerce, kamu yararı gerektiğinde kişinin hukukunu da koruyarak karşılığını peşin ödemek koşuluyla taşınmazların sahiplerinden izin alınmaksızın yasal yollarla tamamını veya bir kısmını almak, devletleştirmek, istimlak etmek, özelleştirmek karşıtı
1. isim , isim , isim , isim , Bir konuyla ilgili halkın genel düşüncesi, halkoyu, amme efkârı, efkârıumumiye
1. Kanun, ... 13'üncü maddede yer alan genel sınırlamalar dışında... kamuoyunun serbestçe oluşmasını engelleyici kayıtlar koyamaz.
1. Kanun, ... 13'üncü maddede yer alan genel sınırlamalar dışında... kamuoyunun serbestçe oluşmasını engelleyici kayıtlar koyamaz.
1. bir düşünceyi yaygınlaştırmak ve halkın dikkati o düşünce etrafında toplamak ve yoğunlaştırmak
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Sözlük
1. İstanbul sözündeki İstanbul kelimesinin manalarını anlatmak için koca bir kamus lazım.
1. İstanbul sözündeki İstanbul kelimesinin manalarını anlatmak için koca bir kamus lazım.
2. Büyük sözlük
Lisan : Arapça ḳāmūs
Telaffuz : ka:mus
kamusal alan
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Kamu ile ilgili
1. Bu dönemin siyasal ve kamusal yaşamında en büyük sarsıntı dış olaylar ve savaşlardan geliyordu.
1. Bu dönemin siyasal ve kamusal yaşamında en büyük sarsıntı dış olaylar ve savaşlardan geliyordu.
1. isim , isim , isim , isim , Kamuya ait, kamu ile ilgili işlerin yapıldığı yer
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Türkiye Büyük Millet Meclisinin genel kurulu
kamyon faresi, kum kamyonu
1. isim , isim , isim , isim , Motorlu büyük yük taşıtı
1. Garajın içinde birkaç tane aletle bir de ufak kamyondan başka bir şey yoktu.
1. Garajın içinde birkaç tane aletle bir de ufak kamyondan başka bir şey yoktu.
2. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bu taşıtın taşıyabildiği miktarda olan
1. İki kamyon kum getirmemi istedi.
1. İki kamyon kum getirmemi istedi.
Lisan : Fransızca camion
1. isim , isim , isim , isim , Yük taşıyan kamyonlarda saklanıp fırsatını bulduğunda mal çalan kimse
1. Kamyon farelerinin, kamyonlara şehir dışında bindiğinde inat ediyor musun hâlâ?
1. Kamyon farelerinin, kamyonlara şehir dışında bindiğinde inat ediyor musun hâlâ?
1. isim , isim , isim , isim , Kamyonla taşıyıcılık yapan kimse
2. Kamyon kullanan sürücü
1. isim , isim , isim , isim , Yük taşıyan küçük kamyon, pikap
1. Kağnıyı araba ile, kamyonet ile değiştiriyor.
1. Kağnıyı araba ile, kamyonet ile değiştiriyor.
Lisan : Fransızca camionette