Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
kakım
Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Sansargillerden, yazın esmer kırmızı, kışın beyaz renkli kürkü değerli, etçil hayvan, as (I), ermin (Mustela erminea)


Lisan : Arapça ḳāḳum

kakıma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kakımak işi


kakımak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , halk ağzında , halk ağzında , -i , -i , halk ağzında , halk ağzında , Bir kimsenin yaptığı işin beğenilmediğini kendisine sert sözlerle söylemek

2. Öfkelenmek, kızmak

3. Darılmak

4. Paylamak


kakınç
Anlamı:

1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Öfke, kızgınlık


kakıntı
Anlamı:

1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Sözü dinlenmeyen, rezil, itilip kakılan kimse


kakır kakır
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , `Kakırtı` sesi çıkararak


kakır kakır gülmek
Anlamı:

1. sesli ve sürekli gülmek


kakırca
Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Fındık faresi adıyla bilinen küçük memeli hayvan


kakırdak

İlgili Kelimeler:

kakırdak poğaçası

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kuyruk yağının eritildikten sonra kalan gevrek posası, kıkırdak


kakırdak poğaçası
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kakırdaktan yapılan çörek


kakırdama
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kakırdamak işi


kakırdamak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , `Kakır kakır` diye ses çıkarmak

2. Kurumak

3. argo , argo , argo , argo , Ölmek


kakırtı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kuru şeylerin birbirine sürtünmesinden veya kırılmasından çıkan sesin adı


kakış

İlgili Kelimeler:

itiş kakış

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kakma işi


kakışma

İlgili Kelimeler:

ses kakışması

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kakışmak işi

Örnek:

1. Bir itişme, bir kakışma, bir yanındakine çelme vurup öne geçme yarışıdır gidiyordu.

1. Bir itişme, bir kakışma, bir yanındakine çelme vurup öne geçme yarışıdır gidiyordu.


kakışmak fiil

İlgili Kelimeler:

itişe kakışa

Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , -le , -le , nesnesiz , nesnesiz , -le , -le , Dürtüşmek, itişmek


kakıştırma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kakıştırmak işi


kakıştırmak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Sürekli ve hafif hafif kakmak

Örnek:

1. Dövmüşler, sövmüşler hatta boş böğrüne çivi ile kakıştırmışlar, yine kımıldatamamışlardı.

1. Dövmüşler, sövmüşler hatta boş böğrüne çivi ile kakıştırmışlar, yine kımıldatamamışlardı.


kaklık
Anlamı:

1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Kaya ve ağaç oyuklarında su birikintisi


kakma

İlgili Kelimeler:

kakma aşı, sedef kakma

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kakmak işi

2. Ağaç üzerinde veya diğer ahşap malzemede, mobilyada, belirlenmiş desen ve çizimlere göre oyulmuş yuvalara gümüş, sedef vb. süs maddeleri kakılıp oturtularak yapılan iş

Örnek:

1. Pirinç kakmaları donuk donuk ışıldayan hamam kapısını iterek içeri girdi.

1. Pirinç kakmaları donuk donuk ışıldayan hamam kapısını iterek içeri girdi.


kakma aşı
Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Tepesi düzgün kesilmiş ağacın bir kenarında açılan üçgen biçimindeki yarığa, ucu aynı şekilde yontulmuş kalemin yerleştirilip aşı bağı ile bağlanması ve aşı macunu ile örtülmesi biçiminde uygulanan bir kalem aşısı


kakmacı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kakma işleri yapan usta


kakmacılık
Anlamı:

1. Kakmacının yaptığı iş

Örnek:

1. Türklerde kakmacılık, pek ileri bir sanattı.

1. Türklerde kakmacılık, pek ileri bir sanattı.


kakmak fiil

İlgili Kelimeler:

ağaçkakan, kuyrukkakan

Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , İtmek, vurmak

2. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Kakma yapmak

3. Vurarak dar bir yere sokmak

Örnek:

1. Kimi duvarlarına renkli taşlar kaktı. Kimi bahçesine ağaç dikti.

1. Kimi duvarlarına renkli taşlar kaktı. Kimi bahçesine ağaç dikti.


kakmalı
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Üzerinde kakma işi bulunan

Örnek:

1. Kabzası altın kakmalı palası elinden düşmüştü.

1. Kabzası altın kakmalı palası elinden düşmüştü.