Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
İskilip
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çorum iline bağlı ilçelerden biri


Özel: Evet

Telaffuz : i'skilibi

işkillendirme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İşkillendirmek işi


işkillendirmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , İşkillenmesine yol açmak


işkillenme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İşkilli duruma gelme, pirelenme


işkillenmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , İşkilli duruma gelmek, pirelenmek

Örnek:

1. Gözümüz yılmış, havada bir bulut parçası görür görmez işkilleniyoruz.

1. Gözümüz yılmış, havada bir bulut parçası görür görmez işkilleniyoruz.


işkilli
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Kuruntucu


işkilli büzük dingilder
Anlamı:

1. hakaret yollu , hakaret yollu , hakaret yollu , hakaret yollu , `gizli bir ayıbı olanlar herhangi bir sözden alınarak kendilerini ele verirler` anlamında bir söz


işkilli olmak
Anlamı:

1. işkil duymak, tedirgin durumda olmak

Örnek:

1. Biraz işkilli olmayan bir adamı, düştüğü yanlışlıktan kurtarmak kolay değildir.

1. Biraz işkilli olmayan bir adamı, düştüğü yanlışlıktan kurtarmak kolay değildir.


işkillilik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kuruntuculuk


işkilsiz
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , İşkil içinde bulunmayan, kuşkusu olmayan, vesvesesiz bir biçimde

Örnek:

1. Memur tek kelime ile karşılık veriyor. Basit, aydınlık ve işkilsiz.

1. Memur tek kelime ile karşılık veriyor. Basit, aydınlık ve işkilsiz.


işkilsizlik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İşkilsiz olma durumu


ışkın
Anlamı:

1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Kayalık yerlerde ve dağlarda yetişen, yenilebilir bir tür ot

2. Filiz (I)

Örnek:

1. Kuşburnunu budarlar / Işkın sürmesin diye

1. Kuşburnunu budarlar / Işkın sürmesin diye


işkine
Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Taş balığı


Lisan : Rumca

Telaffuz : işki'ne

ışkırlak
Anlamı:

1. isim , isim , tiyatro , tiyatro , isim , isim , tiyatro , tiyatro , Karagöz'ün başlığı

Örnek:

1. Tuhaf bir sepete benzeyen ışkırlağı, kısa şalvarı, saltası, tokalı pabucu ile bu adam bildiğimiz Karagöz'dü.

1. Tuhaf bir sepete benzeyen ışkırlağı, kısa şalvarı, saltası, tokalı pabucu ile bu adam bildiğimiz Karagöz'dü.


İskitçe
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İskitlerin dili

2. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bu dille yazılmış olan


Özel: Evet

İskitler
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , MÖ VIII-VII. yüzyıllarda Orta Asya'dan Güney Rusya'ya göç eden bir kavim


Özel: Evet

İskoç
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İskoçya halkından olan kimse


Özel: Evet

Telaffuz : iskoçu

İskoçça
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İskoç dili

2. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bu dille yazılmış olan


Özel: Evet

İskoçya ipliği
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İnce ve sağlam pamuk ipliği, fildekoz


işkolik
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , İşine düşkün, işsever


iskonto
Anlamı:

1. isim , isim , ticaret , ticaret , isim , isim , ticaret , ticaret , İndirim

2. Kırdırma

3. Senedin saymaca değeri üzerinden yapılan indirim

4. teklifsiz konuşmada , teklifsiz konuşmada , teklifsiz konuşmada , teklifsiz konuşmada , Sözün bir bölümünü söylenmemiş sayma

Örnek:

1. Bu sözleri iskonto ile dinle.

1. Bu sözleri iskonto ile dinle.


Lisan : İtalyanca sconto

Telaffuz : isko'nto

iskonto etmek (veya yapmak)
Anlamı:

1. indirim yapmak

2. sözün bir bölümünü söylenmemiş saymak


iskontolu
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , İndirimli

2. teklifsiz konuşmada , teklifsiz konuşmada , teklifsiz konuşmada , teklifsiz konuşmada , Bir bölümü söylenmemiş sayılan


iskontosuz
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , İndirimsiz


iskorbüt
Anlamı:

1. isim , isim , tıp , tıp , isim , isim , tıp , tıp , C vitamini eksikliğinden ileri gelen ve dermansızlık, zayıflık, diş etlerinin iltihabı vb. belirtilerle kendini gösteren hastalık

Örnek:

1. Fakir mahkûmları iskorbüte karşı korumak için getirilmiş bir sandık portakal önünde durdu.

1. Fakir mahkûmları iskorbüte karşı korumak için getirilmiş bir sandık portakal önünde durdu.


Lisan : Fransızca scorbut