Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
huruşan
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Coşkun


Lisan : Farsça ḫurūşān

Telaffuz : huru:şa:n

hürya
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Hep birden, cümbür cemaat

Örnek:

1. Kapı açılınca hürya içeri girdiler.

1. Kapı açılınca hürya içeri girdiler.


Telaffuz : hü'rya:

hürya etmek
Anlamı:

1. bir yerden çıkmak veya bir yere girmek için hep birden atılmak


hüryemez
Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Bir tür elma


huş
Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Gürgengillerden, kerestelik bir ağaç cinsi (Betula)


hüseyni
Anlamı:

1. isim , isim , müzik , müzik , isim , isim , müzik , müzik , Klasik Türk müziğinde dügâh perdesinde karar kılan bir makam

2. Klasik Türk müziğinde mi notası


Lisan : Arapça ḥuseynī

Telaffuz : hüseyni:

hüsnü kabul göstermek
Anlamı:

1. iyi karşılamak, güler yüz göstermek


hüsnühâl

İlgili Kelimeler:

hüsnühâl kâğıdı

Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , İyi hâl


Lisan : Arapça ḥusn + ḥāl

Telaffuz : hü'snühâ:li

hüsnühâl kâğıdı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İyi hâl belgesi


hüsnühat
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Güzel yazı sanatı


Lisan : Arapça ḥusn + ḫaṭṭ

Telaffuz : hü'snühat

hüsnükabul
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , İyi karşılama, güler yüz gösterme


Lisan : Arapça ḥusn + ḳabūl

Telaffuz : hü'snükabu:lü

hüsnükuruntu
Anlamı:

1. isim , isim , alay yollu , alay yollu , isim , isim , alay yollu , alay yollu , Herhangi bir durumu safça kendinden yana iyiye yorma

Örnek:

1. O senin hüsnükuruntun.

1. O senin hüsnükuruntun.


Lisan : Arapça ḥusn + Türkçe kuruntu

Telaffuz : hü'snükuruntu

hüsnüniyet
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İyi niyet

Örnek:

1. Fakat Müfit'te buna inanacak kadar hüsnüniyet kalmamıştı.

1. Fakat Müfit'te buna inanacak kadar hüsnüniyet kalmamıştı.


Lisan : Arapça ḥusn + niyyet

Telaffuz : hü'snüniyet

hüsnütalil
Anlamı:

1. isim , isim , edebiyat , edebiyat , isim , isim , edebiyat , edebiyat , Herhangi bir olayı, asıl sebebinden daha başka bir sebebin genellikle de daha güzel bir sebebin sonucu olarak gösterme sanatı


Lisan : Arapça ḥusn + taʿlīl

Telaffuz : hü'snüta:lil

hüsnütelakki
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , İyi karşılama, iyiye yorma


Lisan : Arapça ḥusn + telaḳḳī

Telaffuz : hü'snütelakki:, l ince okunur

hüsnüteveccüh
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Sevgi ve saygıyla yakınlık gösterme


Lisan : Arapça ḥusn + teveccuh

Telaffuz : hü'snüteveccüh

hüsnüyusuf
Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Karanfilgillerden, bazı türleri bahçelere süs olarak dikilen bir bitki, gugu çiçeği (Dianthus barbatus)


Lisan : Arapça ḥusn + yūsuf

Telaffuz : hü'snüyusuf

hüsnüzan
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İyi niyet


Lisan : Arapça ḥusn + ẓann

Telaffuz : hü'snüzan

hüsnüzan etmek
Anlamı:

1. iyi niyet beslemek


hüsran
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Beklenilen şeyin elde edilememesi yüzünden duyulan acı, batkı

Örnek:

1. Artık her sabah ilk iş merdiveni dayayıp çuvalı kontrol ediyor, her seferinde hüsranla aşağı iniyordu.

1. Artık her sabah ilk iş merdiveni dayayıp çuvalı kontrol ediyor, her seferinde hüsranla aşağı iniyordu.

2. eskimiş , eskimiş , eskimiş , eskimiş , Zarar, ziyan


Lisan : Arapça ḫusrān

Telaffuz : hüsra:nı

hüsrana uğramak
Anlamı:

1. beklenilen sonucun elde edilememesi sebebiyle çok üzülmek, acı çekmek

Örnek:

1. Bunun aksini umanlar aldanacaktır, hüsrana uğrayacaktır.

1. Bunun aksini umanlar aldanacaktır, hüsrana uğrayacaktır.


hüsranlı
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Hüsran içinde bulunan


hüsransız
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Hüsran içinde bulunmayan


huşu
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Alçak gönüllülük

2. din bilgisi , din bilgisi , din bilgisi , din bilgisi , Tanrı'ya boyun eğme, gönlü korku ve saygı ile dolu olma

Örnek:

1. Herkes huşu içinde idi.

1. Herkes huşu içinde idi.


Lisan : Arapça ḫuşūʿ

Telaffuz : huşu:

husuf
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , gök bilimi , gök bilimi , isim , isim , eskimiş , eskimiş , gök bilimi , gök bilimi , Ay tutulması


Lisan : Arapça ḫusūf

Telaffuz : husu:fu