92406 kayıt bulundu.
yangın hortumu
1. isim , isim , isim , isim , Filde ve bazı böceklerde boru biçiminde uzamış ağız veya burun bölümü
1. Morarmış bulutlar, hortumları su yüklü fil sürüleri gibi korkunç homurtularla arkamızdan geliyor.
1. Morarmış bulutlar, hortumları su yüklü fil sürüleri gibi korkunç homurtularla arkamızdan geliyor.
2. Genellikle plastikten uzun ve esnek boru
1. Yıllardan beri kontrol edilmeyen hortumlar delik olduğundan pek bir fonksiyonu olmamış.
1. Yıllardan beri kontrol edilmeyen hortumlar delik olduğundan pek bir fonksiyonu olmamış.
3. meteoroloji , meteoroloji , meteoroloji , meteoroloji , Hava veya suyun kendi etrafında hızla dönüp buluttan yeryüzüne uzanan sütun biçiminde oluşan, alanı dar bir fırtına türü
Lisan : Arapça ḫurṭūm
hortumlu böcekler
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Hortumu olan
1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Eş kanatlıları, yarım kanatlıları, tahtakurularını içine alan, kan veya öz su emici birçok asalak türü bulunan böcekler topluluğu (Rhynchota)
1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Pek çok türünün nesli tükenmiş olan, günümüzde filleri içine alan memeli hayvanlar alt takımı
1. zarf , zarf , zarf , zarf , `Horlama` sesi çıkararak
1. Köy halkı horul horul uyuyordu.
1. Köy halkı horul horul uyuyordu.
1. isim , isim , isim , isim , Horlama sırasında çıkan sesin adı
1. Güvertenin bir yanından bir horultu yükseldi, iskeleden de perde perde horultular gelmeye başladı.
1. Güvertenin bir yanından bir horultu yükseldi, iskeleden de perde perde horultular gelmeye başladı.
hoşbeş, hoşgörü, hoş koku, hoşkuran, hoşsohbet, bir hoş, helalühoş, mayhoş, meyvehoş
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Beğenilen, duyguları okşayan, zevk veren
1. Gelmiş o yaylanın baharı / Öter bülbüller hoştur avazı
1. Gelmiş o yaylanın baharı / Öter bülbüller hoştur avazı
2. zarf , zarf , zarf , zarf , Bununla birlikte
1. Hoş, benim de evlenmeye pek niyetim yok ya.
1. Hoş, benim de evlenmeye pek niyetim yok ya.
3. zarf , zarf , zarf , zarf , Beğenilen, duyguları okşayan bir biçimde
Lisan : Farsça ḫoş
1. gücenilecek veya karşılık gelinecek bir davranışı hoşgörü ile karşılamak, anlayışla karşılamak, kusur saymamak
1. Bu hareketi pek hoş görmeyen Şems de onun böyle sellemehüsselam girip çıkmaması için biraz ağırca sözler söylemişti.
1. Bu hareketi pek hoş görmeyen Şems de onun böyle sellemehüsselam girip çıkmaması için biraz ağırca sözler söylemişti.
1. isim , isim , isim , isim , Bitki özlerinden veya yağlarından elde edilen koku, aroma