Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
hoşaf

İlgili Kelimeler:

armut hoşafı, ayva hoşafı, dut hoşafı, elma hoşafı, erik hoşafı, kayısı hoşafı, üzüm hoşafı, vişne hoşafı

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bütün veya dilimler hâlindeki kuru meyvenin şekerli suyla kaynatılmasıyla yapılan bir tatlı türü


Lisan : Farsça ḫoş + āb

hoşaf gibi
Anlamı:

1. çok yorgun


hoşafın yağı kesilmek
Anlamı:

1. söyleyecek söz, verecek karşılık veya yapacak bir şey bulamayacak bir duruma düşmek


Ön Takı : (birinde)

hoşaflık
Anlamı:

1. isim , isim , mecaz , mecaz , isim , isim , mecaz , mecaz , Güçsüzlük, dermansızlık

2. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Hoşaf yapmaya ayrılmış veya elverişli

Örnek:

1. Hoşaflık erik.

1. Hoşaflık erik.


hoşbeş
Anlamı:

1. isim , isim , mecaz , mecaz , isim , isim , mecaz , mecaz , Hatır sormak amacıyla söylenen ilk sözler

Örnek:

1. Konaktaki hoşbeş merasimi de yerine getirildi.

1. Konaktaki hoşbeş merasimi de yerine getirildi.


Lisan : Farsça ḫoş + bāş

hoşbeş etmek
Anlamı:

1. sohbet etmek

Örnek:

1. Birkaç köylü ile hoşbeş ettim.

1. Birkaç köylü ile hoşbeş ettim.


hoşça
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Hoş bir biçimde olan

2. zarf , zarf , zarf , zarf , (ho'şça) Hoş olarak, iyice, güzelce

Örnek:

1. Bir hayli seneler hoşça yaşadıktan sonra, böyle bir yerde, güzel bir hava intihap ederek ölmüş.

1. Bir hayli seneler hoşça yaşadıktan sonra, böyle bir yerde, güzel bir hava intihap ederek ölmüş.


hoşça kal (veya kalın)
Anlamı:

1. ayrılan kimsenin kalanlara söylediği bir iyi dilek sözü

Örnek:

1. Hoşça kalın, diyor aracın kapısından çıkarken.

1. Hoşça kalın, diyor aracın kapısından çıkarken.


hoşgörü
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Her şeyi anlayışla karşılayarak olabildiği kadar hoş görme durumu, müsamaha, tolerans

Örnek:

1. Pek az kimseye göstermiş olduğu bir hoşgörüden yararlandım.

1. Pek az kimseye göstermiş olduğu bir hoşgörüden yararlandım.


Telaffuz : ho'şgörü

hoşgörücü
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Hoşgörülü


hoşgörücülük
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Hoşgörürlülük


hoşgörülü
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Hoşgörüsü olan, hoşgörüyle davranan, hoşgörü sahibi, müsamahalı, toleranslı

Örnek:

1. Neyse ki Salâh Birsel dünyanın en hoşgörülü, en alçak gönüllü sanatçısı...

1. Neyse ki Salâh Birsel dünyanın en hoşgörülü, en alçak gönüllü sanatçısı...


hoşgörülülük
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Hoşgörülü olma, hoşgörü ile davranma durumu, hoşgörücülük, hoşgörürlük, müsamahakârlık, toleranslılık


hoşgörürlük
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Hoşgörülülük

Örnek:

1. Yaşlandıkça hoşgörürlüğümün artacağını umardım, yanılmışım.

1. Yaşlandıkça hoşgörürlüğümün artacağını umardım, yanılmışım.


hoşgörüsüz
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Hoşgörüsü olmayan, hoşgörü ile davranmayan, müsamahasız, toleranssız

Örnek:

1. Bakın, hikâye zordur, acımasız ve hoşgörüsüzdür. Oturursunuz ve başından kalkamazsınız.

1. Bakın, hikâye zordur, acımasız ve hoşgörüsüzdür. Oturursunuz ve başından kalkamazsınız.


hoşgörüsüzlük
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Hoşgörüsüz olma durumu, müsamahasızlık, toleranssızlık


hoşhoş
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çocuk dilinde köpek


hoşkuran
Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Çiçekleri, dalları ıspanak gibi pişirilen bir yıllık otsu bir bitki, tilkikuyruğu (Amaranthus lividus)


Telaffuz : ho'şkuran

hoşlanabilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Hoşlanabilmek işi


hoşlanabilmek fiil
Anlamı:

1. -den , -den , -den , -den , Hoşlanma ihtimali veya imkânı bulunmak


hoşlandırma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Hoşlandırmak işi


hoşlandırmak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Hoşlanmasına yol açmak


hoşlanış
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Hoşlanma işi


hoşlanma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Hoşlanmak işi

Örnek:

1. Paraca cömert davranması yeterdi, kadınların hoşlanması için.

1. Paraca cömert davranması yeterdi, kadınların hoşlanması için.


hoşlanmak fiil
Anlamı:

1. -den , -den , -den , -den , Hoşuna gitmek, hoş bulmak, hazzetmek, sevmek

Örnek:

1. Annesi o tarz yaşayıştan hoşlanır mı?

1. Annesi o tarz yaşayıştan hoşlanır mı?