Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
hissedebilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Hissedebilmek işi

Örnek:

1. Gittiği herhangi bir yerde kendini evinde hissedebilmesi için öncelikle oranın rengini görebilmesi gerekirdi.

1. Gittiği herhangi bir yerde kendini evinde hissedebilmesi için öncelikle oranın rengini görebilmesi gerekirdi.


hissedebilmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Hissetme ihtimali veya imkânı bulunmak

Örnek:

1. Tenimden akan sıcaklığı hissedebiliyorum.

1. Tenimden akan sıcaklığı hissedebiliyorum.

2. Hissetme becerisi bulunmak


Lisan : Arapça ḥiss + Türkçe edebilmek

Telaffuz : hi'ssedebilmek

hissedilebilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Hissedilebilmek işi


hissedilebilmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Hissedilme ihtimali veya imkânı bulunmak


Lisan : Arapça ḥiss + edilebilmek

Telaffuz : hi'ssedilebilmek

hissedilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Hissedilmek işi


hissedilmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Hissetme işine konu olmak

2. Sezilmek


Telaffuz : hi'ssedilmek

hissediş
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Hissetme işi


hisseişayia
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Ortak mülkiyette ayrılmamış pay


Lisan : Arapça ḥiṣṣe + şāyiʿa

Telaffuz : hisse'işa:yia

hisseli
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , İçinde birkaç kişinin payı olan, paydaşlı, paylı


hissesiz
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Hissesi olmayan


hisset
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Cimrilik


Lisan : Arapça ḫisset

hissetme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Hissetmek işi

Örnek:

1. Ayık olmak yani bu hayatı yaşamıyormuş gibi hissetmenin dayanağını hakikat içinde bulmak gereklidir.

1. Ayık olmak yani bu hayatı yaşamıyormuş gibi hissetmenin dayanağını hakikat içinde bulmak gereklidir.


hissetmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Fiziksel bir uyarıyı duymak

Örnek:

1. Hançer saplanmış gibi keskin bir sızı hissetmişti kasıklarında.

1. Hançer saplanmış gibi keskin bir sızı hissetmişti kasıklarında.

2. Bir şeyden etkilenmek, duymak

3. Sezmek, farkına varmak, anlamak

Örnek:

1. Bu yıkılışın ona geldiğini hep hissediyorduk.

1. Bu yıkılışın ona geldiğini hep hissediyorduk.

4. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Saymak, addetmek

Örnek:

1. Ömürleri boyunca hep kendilerini başkalarından sorumlu hissetmiş ve ancak böyle ayakta kalabilmiş insanlardan biriydi.

1. Ömürleri boyunca hep kendilerini başkalarından sorumlu hissetmiş ve ancak böyle ayakta kalabilmiş insanlardan biriydi.


Lisan : Arapça ḥiss + Türkçe etmek

Telaffuz : hi'ssetmek

hissettirebilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Hissettirebilmek işi


hissettirebilmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Hissettirme ihtimali veya imkânı bulunmak

2. Hissettirme becerisi bulunmak


Lisan : Arapça ḥiss + Türkçe ettirebilmek

Telaffuz : hi'ssettirebilmek

hissettiriş
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Hissettirme işi


hissettirme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Hissettirmek işi


hissettirmek fiil
Anlamı:

1. -e , -e , -i , -i , -e , -e , -i , -i , Hissetmesine sebep olmak, duyurmak, sezdirmek

Örnek:

1. İnsanın dış görünüşüne çekidüzen vermesi demek olan nezaket, içten uyanık bir düşünce ve iradenin varlığını hissettirir.

1. İnsanın dış görünüşüne çekidüzen vermesi demek olan nezaket, içten uyanık bir düşünce ve iradenin varlığını hissettirir.


Telaffuz : hi'ssettirmek

hissettirtme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Hissettirtmek işi


hissettirtmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Hissettirmesine sebep olmak


Telaffuz : hi'ssettirtmek

hissî
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Duygusal

Örnek:

1. Akşamın hissî saatinde bu türkü ne derin bir surette müessirdi!

1. Akşamın hissî saatinde bu türkü ne derin bir surette müessirdi!


Lisan : Arapça ḥissī

Telaffuz : hissi:

hissikablelvuku
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Önsezi


Lisan : Arapça ḥiss + ḳabl + vuḳūʿ

Telaffuz : hi'ssikablelvuku:

hissîlik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Hissî olma durumu

Örnek:

1. Asla hissîliğe, ılık ve yumuşak duygulara müsait değiliz.

1. Asla hissîliğe, ılık ve yumuşak duygulara müsait değiliz.


hissine (veya hislerine) kapılmak
Anlamı:

1. duygusal davranmak

Örnek:

1. Ona mantık ve kıyaslarını yaparken, hissine ve taassubuna kapılmamasını tavsiye edecektim.

1. Ona mantık ve kıyaslarını yaparken, hissine ve taassubuna kapılmamasını tavsiye edecektim.


hissini vermek
Anlamı:

1. gibi gelmek, ... izlenimini uyandırmak

Örnek:

1. Ağlıyor, yırtınıyor, dövünüyor fakat adamakıllı yuvarlanmaya başladığım hissini veren bu hâlden silkinemiyorum.

1. Ağlıyor, yırtınıyor, dövünüyor fakat adamakıllı yuvarlanmaya başladığım hissini veren bu hâlden silkinemiyorum.