92406 kayıt bulundu.
1. sıfat , sıfat , argo , argo , sıfat , sıfat , argo , argo , İri yarı (kimse)
2. Sersem, salak, kaba saba
Lisan : Rumca
Telaffuz : hı'rbo
1. isim , isim , isim , isim , Hırbo olma durumu
1. Bırak hırboluğu kirve diyor, çıkar o yenindeki zırıltıyı.
1. Bırak hırboluğu kirve diyor, çıkar o yenindeki zırıltıyı.
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Belirli bir sebebi olmadan sinirlenip huysuzluk eden (kimse)
1. O engin denize benzersin ki yavaş yavaş coşar ve coşunca da pek hırçın olursun.
1. O engin denize benzersin ki yavaş yavaş coşar ve coşunca da pek hırçın olursun.
2. Tiz, öfkeli (ses)
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Hırçınlık etmek, hırçın davranmak
1. isim , isim , isim , isim , Hırçın olma durumu
2. Hırçınca davranış
1. Dün hırçınlık anımızda bizi avutmaya bir şeker yeterdi.
1. Dün hırçınlık anımızda bizi avutmaya bir şeker yeterdi.
1. isim , isim , isim , isim , Kilit, tel, çivi vb. metal eşya
2. Önemsiz, ufak tefek eşya, gereksiz eşya
1. Tezgâhın ardındaki raflarda defter, kâğıt, kalem, silgi ve bir sürü hırdavat.
1. Tezgâhın ardındaki raflarda defter, kâğıt, kalem, silgi ve bir sürü hırdavat.
Lisan : Farsça ḫurde + Arapça -āt
Telaffuz : hırdava:tı
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Kunduracılık, duvarcılık, demircilik, marangozluk, dokumacılık vb. küçük el sanatları
Lisan : Arapça ḥirfet
1. isim , isim , isim , isim , Geçimsizlik, kavga
1. Tiyatrocular arasında hırgür eksik olmaz ama her şey sonunda tatlıya bağlanır, bilmez misin?
1. Tiyatrocular arasında hırgür eksik olmaz ama her şey sonunda tatlıya bağlanır, bilmez misin?
1. zarf , zarf , zarf , zarf , Hırıltılı bir ses çıkararak
1. Burada o zaman bir laterna vardı. Kolunu çevirdiğinizde hırıl hırıl bir tango çalıyordu.
1. Burada o zaman bir laterna vardı. Kolunu çevirdiğinizde hırıl hırıl bir tango çalıyordu.
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Hırıltılı bir ses çıkarmak
1. Çocuğun nezlesi var, göğsü hırıldıyor.
1. Çocuğun nezlesi var, göğsü hırıldıyor.
1. nesnesiz , nesnesiz , -le , -le , nesnesiz , nesnesiz , -le , -le , Hırlaşmak
1. isim , isim , isim , isim , Boğazdan herhangi bir nedenle boğuk çıkan ses
1. Yavaşlayan soluk alışında hafif hırıltı duyuluyordu.
1. Yavaşlayan soluk alışında hafif hırıltı duyuluyordu.
2. Gürültüyle çıkan ses
1. Hırıltıdan cezbelenen cins köpek gibi artık kendini tutamayarak o da Nükhet'e saldırdı.
1. Hırıltıdan cezbelenen cins köpek gibi artık kendini tutamayarak o da Nükhet'e saldırdı.
3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Geçimsizlik, kavga
1. Ölünceye kadar hırıltı, gürültü içinde mi yaşayalım?
1. Ölünceye kadar hırıltı, gürültü içinde mi yaşayalım?
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Hırıltı çıkaran, hırıltısı olan
1. Kapıda, çiğ boyalı bir kadın başı resmini göstererek hırıltılı bir kahkaha attı.
1. Kapıda, çiğ boyalı bir kadın başı resmini göstererek hırıltılı bir kahkaha attı.