92406 kayıt bulundu.
1. isim , isim , isim , isim , Bir sağlık kuruluşunda görevli uzman doktorlardan oluşan kurul tarafından verilen, kişinin sağlık durumunu bildiren rapor
1. zarf , zarf , eskimiş , eskimiş , zarf , zarf , eskimiş , eskimiş , Olduğu gibi, bütünüyle
Telaffuz : heyeti'yle
1. ünlem , ünlem , ünlem , ünlem , `Yazık, ne yazık` anlamında kullanılan bir söz
1. Öyleyse size de iyi seyahatler iltifatında bulunmuştu ve bu söz -heyhat!- Atatürk'ün ağzından işittiğim son söz olmuştu.
1. Öyleyse size de iyi seyahatler iltifatında bulunmuştu ve bu söz -heyhat!- Atatürk'ün ağzından işittiğim son söz olmuştu.
Lisan : Arapça heyhāt
Telaffuz : heyha:t
1. isim , isim , isim , isim , Sinirlilik
1. Heyheylerinin gene başında olduğu anlaşılmıştı.
1. Heyheylerinin gene başında olduğu anlaşılmıştı.
heykeltıraş
1. isim , isim , isim , isim , Taş, tunç, bakır, kil, alçı vb. maddelerden yontularak, kalıba dökülerek veya yoğrulup pişirilerek biçimlendirilen eser, yontu, statü
1. Ellerini ceketinin ceplerine sokarak amaçsız bir şekilde heykelin önünde oyalanmaya başladı.
1. Ellerini ceketinin ceplerine sokarak amaçsız bir şekilde heykelin önünde oyalanmaya başladı.
Lisan : Arapça heykel
heykelci kalemi
1. isim , isim , isim , isim , Heykel yapan sanatçı, heykeltıraş, yontucu
1. Sonraki yılların ülkece ünlü bir heykelcisi, kantinde garsonluk yapardı.
1. Sonraki yılların ülkece ünlü bir heykelcisi, kantinde garsonluk yapardı.
1. isim , isim , isim , isim , Heykelcilerin taş, kil, alçı vb. gereçleri biçimlendirmek için kullandıkları kesici, düzeltici ve yontucu araç
1. isim , isim , isim , isim , Heykelcinin yaptığı iş, heykeltıraşlık, yontuculuk
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Heykeli olan
1. Geniş ve otomobil dolu caddeler, heykelli meydanlar...
1. Geniş ve otomobil dolu caddeler, heykelli meydanlar...
1. isim , isim , isim , isim , Heykelci
1. Körpe ruhlar üzerinde heykeltıraş gibi çalışmayı severim.
1. Körpe ruhlar üzerinde heykeltıraş gibi çalışmayı severim.
Lisan : Arapça heykel + Farsça -terāş
1. isim , isim , isim , isim , Heykelcilik
1. Çünkü Türkiye'de patenti yabancı şöhretlerin elinde bulunan heykeltıraşlık Türk sanatkârına para getirmez.
1. Çünkü Türkiye'de patenti yabancı şöhretlerin elinde bulunan heykeltıraşlık Türk sanatkârına para getirmez.
1. isim , isim , isim , isim , Korkunç hayal
1. Sessiz nöbetçilerde heyula dolaşmada / Her yerde bir kederli muamma dolaşmada
1. Sessiz nöbetçilerde heyula dolaşmada / Her yerde bir kederli muamma dolaşmada
Lisan : Arapça heyūlāʾ
Telaffuz : heyu:la:, l ince okunur
1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Saray çiçeği (Delphinium)
Lisan : Farsça hezār + reng
Telaffuz : heza:ren
hezaren örgü
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , eskimiş , eskimiş , bitki bilimi , bitki bilimi , Bambu
Lisan : Arapça ḫayzurān
Telaffuz : heza:ren
1. isim , isim , isim , isim , Bambu kabuklarından soyularak elde edilen liflerle veya sentetik malzemeyle yapılan özel bir örgü
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Şaka, alay, mizah
2. edebiyat , edebiyat , edebiyat , edebiyat , Bir şiiri veya şiir parçasını şakalı bir anlatıma çevirme
Lisan : Arapça hezl