92406 kayıt bulundu.
1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Kabakgillerden, tatlısı yapılan dışı boz, içi sarı renkli iri bir tür kabak, kestane kabağı (Cucurbita maxima)
1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Çöven
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Genellikle helva pişirmekte kullanılan geniş ve az derin tencere
2. tarih , tarih , tarih , tarih , Sarayda mutfak içinde tatlıların yapıldığı özel bölüm veya oda
Lisan : Arapça ḥalvā + Farsça ḫāne
Telaffuz : helvaha:ne
1. isim , isim , isim , isim , Altın sarısı renginde, berilden oluşan, kuyumculukta kullanılan bir taş
Lisan : Fransızca héliodore
1. isim , isim , isim , isim , Güneş ışınlarından yararlanan optik telgraf aleti
2. gök bilimi , gök bilimi , gök bilimi , gök bilimi , Güneşten yayılan ısı miktarını ölçmeye yarayan alet
3. meteoroloji , meteoroloji , meteoroloji , meteoroloji , Güneşin ışıldadığı saatlerin süresini tespit etmeye yarayan alet
Lisan : Fransızca héliographe
1. isim , isim , tıp , tıp , isim , isim , tıp , tıp , Güneş ışınlarıyla tedavi
Lisan : Fransızca héliothérapie
1. isim , isim , kimya , kimya , isim , isim , kimya , kimya , Atom numarası 2, yoğunluğu 0,13 olan, havada az miktarda bulunan soy gazlardan biri (simgesi He)
Lisan : Fransızca hélium
Telaffuz : he'lyum
1. bağlaç , bağlaç , bağlaç , bağlaç , Bir kimseyi uyarmak, bir şeyi açıklamak veya anlamı güçlendirmek için `özellikle, zaten, bir de, şurası da var ki` anlamlarında kullanılan bir söz
1. Hem benim oğlan yeni yeni okuyor.
1. Hem benim oğlan yeni yeni okuyor.
2. Açıklayıcı nitelikte olan ikinci cümleyi birinciye bağlayan bir söz
1. Gidiyor hem koşarak gidiyor. Güzel hem pek güzel! Sıcak hem ne sıcak!
1. Gidiyor hem koşarak gidiyor. Güzel hem pek güzel! Sıcak hem ne sıcak!
Lisan : Farsça hem
1. bağlaç , bağlaç , bağlaç , bağlaç , Birden fazla özne, tümleç veya fiili birlikte kabul etmek için, bunlardan önce yer alan kelimelerin başlarına getirilen tekrarlı bağlaç, ne ... ne ... karşıtı
1. Şiir üzerinde hem tecrübem fazla hem bilgim.
1. Şiir üzerinde hem tecrübem fazla hem bilgim.
1. anlamı güçlendirmek, bir veya daha çok ögeye bir başkasının da eklendiğini belirtmek için kullanılan bir söz
1. pek çok, çok iyi
1. Ankara'yı sever misin? -Hem de nasıl.
1. Ankara'yı sever misin? -Hem de nasıl.
1. istekleri birbirine karşıt olan iki kişiyi birden hoşnut edecek bir davranışta bulunmak
1. `işi yapmaktan çekindiği hâlde yine de yapar` anlamında kullanılan bir söz
1. karşıt olan iki yanı destekleyerek
1. Demokrasi ve adalet konusunda, hem nalına hem mıhına, bir başyazı düşünmüştü.
1. Demokrasi ve adalet konusunda, hem nalına hem mıhına, bir başyazı düşünmüştü.
1. `gerçek suçlu kendi olduğu hâlde başkalarını suçlayan` anlamında kullanılan bir söz
1. biriyle görüşmeye giden kimsenin, bu gidişten yararlanarak başka bir işi de yapması durumunda kullanılan bir söz
1. isim , isim , tıp , tıp , isim , isim , tıp , tıp , Kanın hemoglobin ile renklenmiş alyuvarı
1. Bir milimetreküp insan kanında 5.000.000 hemati vardır.
1. Bir milimetreküp insan kanında 5.000.000 hemati vardır.
Lisan : Fransızca hématie
1. isim , isim , mineraloji , mineraloji , isim , isim , mineraloji , mineraloji , Kan taşı
Lisan : Fransızca hématite
1. isim , isim , isim , isim , Kan bilimci
Lisan : Fransızca hématologue
Telaffuz : l ince okunur
1. isim , isim , isim , isim , Kan bilimi
Lisan : Fransızca hématologie
Telaffuz : l ince okunur