92406 kayıt bulundu.
1. sevdiği, saydığı birinin isteğini reddetmeyip gönlünü kırmaktan çekinmek
1. hâl hatır sormak
1. Herkes içten görünüyor, hatta yıldızımın hiç barışmadığı insanlar bile dostça elimi sıkıyor, hatırımı soruyorlar.
1. Herkes içten görünüyor, hatta yıldızımın hiç barışmadığı insanlar bile dostça elimi sıkıyor, hatırımı soruyorlar.
1. isim , isim , isim , isim , Anımsama
1. İçinde bir hatırlama korkusu var.
1. İçinde bir hatırlama korkusu var.
1. -i , -i , -i , -i , Anımsamak
1. O zaman annemin ölmüş olduğunu hatırlıyorum.
1. O zaman annemin ölmüş olduğunu hatırlıyorum.
1. isim , isim , isim , isim , Anımsanış
1. Yıllarca süren sığıntı ezikliğinin hatırlanışı da vardır amcasında.
1. Yıllarca süren sığıntı ezikliğinin hatırlanışı da vardır amcasında.
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Anımsanmak
1. Bütün bunlar hatırlanınca onun zaten bilinen ve kabul edilen samimiyeti kuşku konusu yapılmazdı.
1. Bütün bunlar hatırlanınca onun zaten bilinen ve kabul edilen samimiyeti kuşku konusu yapılmazdı.
1. -e , -e , -i , -i , -e , -e , -i , -i , Anımsatmak
1. Benimseyemediği çapraşık bir dünyanın binbir dolabı içinde bunalmış genç bir öğrenciyi hatırlatıyordu.
1. Benimseyemediği çapraşık bir dünyanın binbir dolabı içinde bunalmış genç bir öğrenciyi hatırlatıyordu.