92406 kayıt bulundu.
1. isim , isim , isim , isim , Dış, dışarı
1. Bu kitapların haricinde herhangi bir menfaat ummak, seraptan su ummak gibi olur.
1. Bu kitapların haricinde herhangi bir menfaat ummak, seraptan su ummak gibi olur.
2. Yabancı ülke, dışarı
1. On yıl hariçte kalmış.
1. On yıl hariçte kalmış.
3. zarf , zarf , zarf , zarf , Dışta kalmak üzere, dışında sayılmak üzere, müstesna
1. Dişçi koltuğu hariç, kim bir koltuğa oturursa kendini bir şey zanneder.
1. Dişçi koltuğu hariç, kim bir koltuğa oturursa kendini bir şey zanneder.
Lisan : Arapça ḫāric
Telaffuz : ha:riç
1. zarf , zarf , eskimiş , eskimiş , zarf , zarf , eskimiş , eskimiş , Dıştan, dışarıdan
Lisan : Arapça ḫāricen
Telaffuz : ha:ricen
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Dışla ilgili, dıştan olan
1. İstikbalde dahi seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek dâhilî ve haricî bedhahların olacaktır.
1. İstikbalde dahi seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek dâhilî ve haricî bedhahların olacaktır.
Lisan : Arapça ḫāricī
Telaffuz : ha:rici:
hariciye nazırı
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Devlet yönetiminde dış işleri
1. Avrupa hariciye memurlarından başkaları için kapanmış, bilinmez ve yasak bir yerdi.
1. Avrupa hariciye memurlarından başkaları için kapanmış, bilinmez ve yasak bir yerdi.
2. tıp , tıp , tıp , tıp , Cerrahi
3. tıp , tıp , tıp , tıp , Hastanelerde bu hastalıklarla ilgilenen bölüm
1. Hariciye koğuşu.
1. Hariciye koğuşu.
Lisan : Arapça ḫāriciyye
Telaffuz : ha:riciye
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Dış işleri bakanı
1. isim , isim , isim , isim , Dış siyaset ile uğraşan meslek adamı
2. tıp , tıp , tıp , tıp , Cerrah
1. teklifsiz konuşmada , teklifsiz konuşmada , teklifsiz konuşmada , teklifsiz konuşmada , bir konuyu iyice bilmeden görüş ve düşünce ileri sürmek
2. bir konuşmaya yersiz ve zamansız katılmak
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Yaradılışın ve imkânların üstünde nitelikleriyle insanda hayranlık uyandıran
1. Türk tarihi harikalarla doludur.
1. Türk tarihi harikalarla doludur.
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Çok büyük bir hayranlık uyandıran, eksiksiz, kusursuz, tam, mükemmel
1. Harika fikir doğrusu, kim akıl ettiyse iyi akıl etmiş.
1. Harika fikir doğrusu, kim akıl ettiyse iyi akıl etmiş.
3. ünlem , ünlem , ünlem , ünlem , `Güzel` anlamında kullanılan bir söz
Lisan : Arapça ḫāriḳa
Telaffuz : ha:rika
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Eşi görülmemiş, şaşkınlık yaratıcı, olağanüstü
1. Elimde büyük bir şairin harikulade kitabı var.
1. Elimde büyük bir şairin harikulade kitabı var.
2. Büyük bir hayranlığa yol açan, olağanüstü
Lisan : Arapça ḫāriḳ + ʿāde
Telaffuz : ha:rikula:de, l ince okunur
1. zarf , zarf , zarf , zarf , Aralıksız olarak, durmaksızın
1. İki yaz önce harıl harıl siyasal bir cinayet romanına çalışıyorum.
1. İki yaz önce harıl harıl siyasal bir cinayet romanına çalışıyorum.
2. Hızlı bir biçimde
1. Müsveddeleri, harıl harıl yanan açık şömineye atıyordu.
1. Müsveddeleri, harıl harıl yanan açık şömineye atıyordu.
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Hayvan huysuzlanmak, huysuzluk etmek
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Gürültüyle ve sürekli olarak akmak
2. Yanmak
3. Çalışmak
harimiismet
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Girilmesi yabancıya yasak olan, kutsal tutulan, korunulan yer
Lisan : Arapça ḥarīm
Telaffuz : hari:m
1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Sebze ve meyve bahçesi
2. Tarla ve bahçe çevresindeki çit
1. Tarlasına harım çevirmek için dün Matarlı tepelerinde kestiği pırnal fidanı dalları harman yerinde koca bir yığın hâlinde durmakta idi.
1. Tarlasına harım çevirmek için dün Matarlı tepelerinde kestiği pırnal fidanı dalları harman yerinde koca bir yığın hâlinde durmakta idi.
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Kutsal sayılan, korunulan yer, ocak
1. Düşmanı vatanın harimiismetinde boğacağız.
1. Düşmanı vatanın harimiismetinde boğacağız.
Lisan : Arapça ḥarīm + ʿiṣmet
Telaffuz : hari:miismet
1. sıfat , sıfat , halk ağzında , halk ağzında , sıfat , sıfat , halk ağzında , halk ağzında , Bir şeyden huylanıp yürümeyen, geri geri giden (hayvan)
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Hain, huysuz
3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Obur
Lisan : Arapça ḥarūn
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , İpek
Lisan : Arapça ḥarīr
Telaffuz : hari:ri