92406 kayıt bulundu.
1. -i , -i , -i , -i , Arap alfabesiyle yazılmış metinlerde ünlü ile okunabilmesi için ünsüzlerin altına veya işaret koymak
hareket dairesi, hareket hastalığı, hareket noktası, hattıhareket, yavaşlatılmış hareket, kadın hareketi, pergel hareketi
1. isim , isim , fizik , fizik , isim , isim , fizik , fizik , Bir cismin durumunun ve yerinin değişmesi, devinim, aksiyon
2. Vücudu oynatma, kıpırdatma veya kımıldanma
1. Her hareketi kamera önünde rol yapıyormuşçasına hesaplı.
1. Her hareketi kamera önünde rol yapıyormuşçasına hesaplı.
3. Davranış, tutum
1. Sakin, dürüst, kıyafeti ve hareketleriyle hiçbir ayrılık göstermeyen bir adamdır.
1. Sakin, dürüst, kıyafeti ve hareketleriyle hiçbir ayrılık göstermeyen bir adamdır.
4. Yola çıkma
1. Hareketimiz iki gün ertelendi.
1. Hareketimiz iki gün ertelendi.
5. Belirli bir amaca varmak için birbiri ardınca yapılan ilerlemeler, akım
1. Türkçülük hareketi. Dilde özleşme hareketi.
1. Türkçülük hareketi. Dilde özleşme hareketi.
6. coğrafya , coğrafya , coğrafya , coğrafya , Deprem
1. Ben diyor, hareket olurken Eminönü'nde idim.
1. Ben diyor, hareket olurken Eminönü'nde idim.
7. Demir yollarında katarların düzenlenmesi ve hangi saatlerde yola çıkıp hangi duraklarda karşılaşacaklarını düzenleme işleri
1. Hareket cetveli. Hareket memuru.
1. Hareket cetveli. Hareket memuru.
8. felsefe , felsefe , felsefe , felsefe , Devinim
9. müzik , müzik , müzik , müzik , Bir parçanın yavaşlık, çabukluk derecesi
10. spor , spor , spor , spor , Kas ve eklemlerin, belli doğal şartlar içerisinde işlemeleri sonucu vücut bölümlerinde düzenli ve olumlu etkilerle oluşturdukları yer değişimi
Lisan : Arapça ḥareket
1. isim , isim , isim , isim , Demir yollarında hareket işlerini düzenleyen, izleyen daire
1. yola gitmek, yola çıkmak
1. Ne vakit hareket edeceğiz, Kenan? Yarın mı?
1. Ne vakit hareket edeceğiz, Kenan? Yarın mı?
2. vücudu oynatmak, kıpırdatmak veya kımıldamak, devinmek
3. davranmak
1. İnsan bu kadar ölçülü hareket eder mi, edemez mi?
1. İnsan bu kadar ölçülü hareket eder mi, edemez mi?
4. fizik , fizik , fizik , fizik , devinmek
1. isim , isim , tıp , tıp , isim , isim , tıp , tıp , Gemi, uçak veya arabada yapılan seyahat sırasında mide bulantısı ve sıkıntı biçiminde görülen bir tür rahatsızlık, taşıt tutması
1. isim , isim , isim , isim , Bir iş, bir yolculuk vb.nin başladığı yer
2. Bir sorunun incelenmesinde başlangıç olarak alınan nokta
1. bir işin yapılmasına sebep olmak, kımıldatmak, canlandırmak
1. İlçelerinde ne kadar dernek varsa hepsini harekete geçirdiler.
1. İlçelerinde ne kadar dernek varsa hepsini harekete geçirdiler.
1. bir işi yapmaya başlamak, bitirmek amacı ile bir işe girişmek
1. Saldırma için lazım gelen strateji planını tespit ederler ve ona göre harekete geçerlerdi.
1. Saldırma için lazım gelen strateji planını tespit ederler ve ona göre harekete geçerlerdi.
2. bir yerden bir yere gitmeye başlamak
1. Derken garp istikametinde küçüklü büyüklü muazzam bir bulut kütlesi harekete geçiyor.
1. Derken garp istikametinde küçüklü büyüklü muazzam bir bulut kütlesi harekete geçiyor.
1. -i , -i , -i , -i , Hareketlendirme ihtimali veya imkânı bulunmak
2. Hareketlendirme becerisi bulunmak
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Hareket kazanmak, harekete geçmek
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Hareketi olan, yer değiştirebilen, devingen, müteharrik, mobilize
2. Canlı, kıpırdak
1. Ben olsam daha hareketli birini seçerdim ama zevkine saygı gösteriyorum.
1. Ben olsam daha hareketli birini seçerdim ama zevkine saygı gösteriyorum.
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Hareket etmeyen, yerinden kımıldamayan, durgun, durağan
1. Başını kaldırmaksızın hep aynı durumda sessiz ve hareketsiz.
1. Başını kaldırmaksızın hep aynı durumda sessiz ve hareketsiz.
1. isim , isim , isim , isim , Hareketsiz olma durumu
1. Bana göre ölümün en büyük vasfı durgunluk, hareketsizliktir.
1. Bana göre ölümün en büyük vasfı durgunluk, hareketsizliktir.
1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Hareket durumunda, devinim durumunda olan, devinimsel
Lisan : Arapça ḥarekī
Telaffuz : hareki:
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Kımıldadıkça üzerinde parlak çizgiler görünmek, dalgalanmak, menevişlenmek
1. Şimdi kızarıyor, şimdi bozarıyor, renk renk hareleniyordu.
1. Şimdi kızarıyor, şimdi bozarıyor, renk renk hareleniyordu.